İyi okumalar♡
Yıldızı parlatmayı unutmayınn🍃
Medya: Delidir
***
Güneş'ten...
Gözlerimi yavaşça araladığımda başıma giren ağrıyla inledim.
"Bu ne ya? İbrahim Tatlıses konser veriyor sanki..." Yerimde doğrulup gözlerimi ovalarken fark ettiğim şeyle irkildim.
"Hii! Ne yaptım ben?!" Dün gece yaptığım rezillikler aklıma geldiğinde hızlıca üzerinde oturduğum yataktan kalktım.
Bir saniye... Burası benim odam değil!
Siyah, gri tonlarıyla döşenmiş oldukça büyük ve lüks odaya bakarken korkuyla gözlerimi üzerime indirdim.
"Oh çok şükür, elbiselerim duruyor..." Odadan çıkmak için kapıya doğru yönelmiştim ki kapının açılmasıyla irkildim. Egemen Bey elimdeki ağrı kesici ve bardakla içeriye girdiğinde bana endişeyle bakıyordu.
"İyi misin?" Adamın yüzüne bakamıyordum. En son yanında bütün midemi çıkardığım aklıma gelince yüzümü buruşturdum.
"İyiyim," diyerek ona baktığımda içeriye girip kapıyı kapattı.
"İç şunu. Baş ağrına iyi gelir." Elindeki kahve fincanı ve ağrı kesiciyi bana uzattığında bir şey söylemeden aldım.
"Teşekkür ederim." Ağrı kesiciyi kahveyle beraber yutarken aklıma gelen şeyle gözlerim kocaman açıldı. Abim neredeydi? Ve en önemlisi annemin ne haltlar yediğimden haberi var mıydı?
"Telefonum nerede?" Diyerek sağa sola bakındığım esnada homurdandı.
"Çantanla beraber komodinin üzerinde. Merak etme, annene haber verdim."
"O da imamı mı çağırdı?" Diye sorduğumda anlamadığını belirtircesine kaşlarını çattı.
"Ne?"
"Cenaze için diyorum, imam falan mı çağırdı? Beni öldürecek!"
"Ona, abinle birlikte benim evimde olduğunu, uyuyakaldığını söyledim. Tayfun'un burada olduğunu öğrenince sorun çıkarmadı. Ve, Tayfun'a sahip çıkmanı söyledi." Ulan, o mu benim abim, ben mi onun abisiyim belli değil!
"Hii! Tayfun'u unuttum. Nerede o salak?" Cevabını almam uzun sürmedi. Az önce oturduğum yataktan bir horlama sesi geldiğinde korkuyla Egemen'e doğru koştum.
"Bismillahirrahmanirrahim!" Yatağa doğru kayan bakışlarım Tayfun'un koca kıçıyla karşılaştığında başımı iki yana sallayarak ona doğru yürüdüm. Bizi bitirdin be!
Kıçına sertçe şaplak attığımda homurdandı.
"Olivia'm, sen misin?" Zaten başımıza ne geldiyse o Olivia denen dolandırıcı yüzünden gelmişti.
"He, oyum ben. Kalksana ulan!" Bir anda odada yalnız olmadığımızı hatırladığımda Egemen Bey'e dönüp sırıttım.
"Yani, kalkar mısın benim uyuyan güzel abim? Hadi canım, kalk." Tayfun başını bana doğru çevirdiğinde sırıtışım daha da büyüdü.
Gözlerini açıp bana baktığında sersemce mırıldandı.
"Güneş, neredeyim ben?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
EVLENELİM BARİ
General FictionBizi bir araya getiren şeylerin içinde duygular yoktu. Biz kendi çıkarlarımız uğruna evlenmiştik. O bürosunu büyütecek kendini kanıtlayacaktı, ben de abimin başımıza açtığı borçtan ve tefeci belasından kurtulacaktım. Ta ki, aşk denen duygu bir anda...