Kerem'in Aslı || Berna Aslıhan [İlle de Aşk#1]

Köşe Kapmaca Nedir, Nasıl Oynanır?

Kerem
Kalbim yerinden çıkmak istercesine hızlı atarken Aslı'nın bana karşılık veriyor oluşu karnımdaki lanet kanatlıları yine harekete geçirmişti.

Sakin ol demeyeceğim sana. Tapa gaz devam et koçum.

Oğlum bir dur lan!

Hani derler ya şeytan diyor ki diye. Heh! İşte şeytan diye kesinlikle benim içimdeki bu ite diyorlar.

Kollarımın arasındaki beden kendini hatırlatmak istercesine titrerken Aslı'yı bırakma fikrinin doğru olmadığını biliyordum. Bir de bana duygularını karıştırıyorsun diyor. Şu hâlimize bak.

Nefes alabilmesi için yavaşça geri çekilip yüzünü avuçlarımın içine aldım. "Kimmiş duygularını karıştıran?"

Vücutlarımızın arasına bilerek mesafe koymamıştım. Çünkü hâlâ kendine gelebilmiş sayılmazdı. Kısa bir süre nefes aldıktan sonra kendine gelip geri çekildi.

"Neden yaptın bunu?"

Sanki sorduğu soruyla söylemek istediği aynı anlamı taşımıyor gibiydi.

"Bunu yaptığım için bana kızamazsın. Senden izin istedim ve sen de istediğimi yapabileceğimi söyledin."

Sinirden yüzü kızarmış bir ifadeyle yüzüme baktı. "İstediğini yap derken bunu kastetmemiştim!"

Senin bu kızla işin var.

Sorma birader, sorma.

Cevap vermeden sandalyeye geri oturup sakinleşmesini bekledim. Bir süre bahçede yürüdükten sonra tekrar yanıma geldi. "Hayır, sen şimdi neyi ispatlamış oldun ben onu anlamadım."

Ondan tarafa baktığımda küçük ellerini beline yaslamış olduğunu gördüm. Şu an sinirliydi ve gülmemem gerekiyordu. Ancak o kadar sevimli görünüyordu ki kolundan tutup sarılmamak için kendimi tutmam gerekti.

"Bana karşı bir şey hissetmediğini söyleyebilir misin?"

Hızlı hızlı nefes alıp veriyor oluşu daha da sinirlendiğini gösteriyordu. "Hissetmiyorum tabii ki!"

Sandalyede tekrar arkama yaslanıp alaycı bir ifadeyle gülümsedim. "Öyle mi diyorsun? Ben öpüşüme karşılık verdiğine nedense çok eminim."

"Kim?" dedi hayrete düşmüş gibi bakıp bir adım geri giderek.

"Sen tabii Aslı. Kimi öptüm ben az önce?"

Gözleri bir sağa bir sola bakarken uyduracak bir bahane bulmaya çalışıyordu. Ancak bulduğu bahaneyi kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi.

"Bilerek öpmedim seni. Dilim seğirmiştir."

Ha?

Dil seğirir mi lan?

Ne bileyim ben. Baksana öyle diyor.

Aslı bu, beklerim her şeyi ondan.

"Yavrum dil seğirir mi? Hadi diyelim seğirir. Seninki seğirmedi bildiğin dans etti."

Omzuma inen sert darbeye rağmen gülümsemeye devam ettim. "Seğiriyormuş demek ki... Benim dilim nevi şahsına münhasır bir varlık."

Ağır salladı bu defa.

Farkındayım. Karıştırma, utandı kız.

Aslı, etrafına hızla bakındıktan sonra daha fazla açıklama bulamamış olacak ki arkasına bile bakmadan yanımdan uzaklaşıp eve doğru koşturdu.

"Kaç bakalım yavrum, kaç. Daha nereye kadar kaçıp duygularını inkâr edeceksin görelim."

Aslı
Kalbimin ne kadar hızlı attığını bilmiyorum. Ya da ne kadar uzun süredir nefes almadığımı... Eve girdiğimde dinlenmeye bile yeltenmeden odaya koşturdum.