Kıskanmayan bizden değildir!

31.5K 1.4K 145
                                    

Aslı
"Kerem! Oğlum!"

Teyzemin çığlığı evi temelinden sallarken kulaklarımın bu felaketi en az hasarla atlatması için elimi kulaklarıma bastırdım.

Ana oğul hasretle kucaklaşırken tam kapıyı kapatmak üzere hareketlenmiştim ki eşikte durmuş bana bakan sarışın kadını görünce olduğum yerde kaldım.

Eyvahlar olsun! Teyzem haklı çıktı galiba.

Karşımdaki kadına merakla bakıp bir şeyler söylemesini bekledim. Aslında şu an en büyük çabam teyzemin onu fark etmemesiydi ancak beyhude bir çırpınıştı benimkisi.

Kız anlamadığım dilde bir şeyler söyledi.

Af buyur!

Tahminlerime göre Rus'tu ve Kerem'in selasının okunmasına saniyeler kalmıştı. Çünkü teyzem ilgisini kapıya yöneltmek üzereydi.

Ne dediğini anlamadığımı fark edince yarım yamalak Türkçesiyle tekrar konuşmaya başladı.

"Kerem'in arkadaş..." dedi eliyle kendini işaret ederek.

Korkulan olurken teyzem kapıdan tarafa döndü ve kızı gördü.

"Kerem bu kız kim anneciğim?"

Buyurun cenaze namazına.

Kerem ikimizi de aşıp kapıya ulaştı.

"Tanıştırayım, arkadaşım Nadya." dedi kızı işaret ederek.

"Burada ne işi var peki çocuğum?"

Teyzem sanki sabrının son demlerini yaşıyormuş gibi konuşuyordu.

Kerem, "Nadya birkaç gün bizde kalacak." dediğinde Hazal teyzem kısa süreli bir baygınlık yaşayarak kendini geriye doğru attı.

"Allah senin canını almasın çocuk. Ne bok yedin de bu kızı arkandan getirdin? Hamile değil mi? Kesin hamile! Ah ben seni böyle mi yetiştirdim Kerem? Sen bir gün benim canımı alacaksın."

"Annem bir sakin ol!"

Kerem zorla annesinin kollarından tutup koltuğa oturttu. Teyzem, bakışlarını Kerem'le Nadya arasında gezdirirken artık tehditkâr bir ifadeyle bakıyordu.

"Anlat!"

Nadya ise ürkek bakışlarla kapının kenarından bizi izliyordu. Teyzem daha fazla zıvanadan çıkmasın diye Kerem açıklamaya koyuldu.

"Nadya, öğrenci değişim programıyla Türkiye'ye gelecekti. Benden başka da tanıdığı kimse yoktu. Ben de yardımcı olmak istedim. Bütün mevzu bu."

Teyzem yattığı yerden doğrulup sorgularcasına oğluna baktı.

"Gerçekten mi?"

"Evet anne. Hadi bak kız da korktu zaten. Biraz rahat davran."

Hazal teyzem yavaşça ayağa kalktı ve kızın yanına gidip elini uzattı. Düşündüğü gibi bir durum olmadığını öğrenince hemen yumuşayıvermişti.

"Hoş geldin kızım."

Yine Rusça bir şeyler söylediğinde boş boş baktık. Nadya tekrar kendi dilinde konuşunca medet umarcasına Kerem'e baktık.

"Nadya Türkçe'yi çok iyi bilmiyor."

Hazal teyzem ellerini  birbirine vurup oğluna sitem etti.

"İyi halt yedin yani evladım. Ben bu kızla nasıl anlaşacağım?"

"Anlaşırsın anneciğim, anlaşırsın merak etme."

Hazal teyzemin ardından ben de elimi uzattım ve karizmayı biraz da olsa kurtarmak adına, "Hoş geldin." dedim İngilizce konuşarak.

Kerem'in Aslı || Berna Aslıhan [İlle de Aşk#1]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin