Bir Nazar Boncuğu Meselesi

21K 836 70
                                    

Aslı
Yerde oturmuş bacaklarımı gererken arkamdan beni izleyen gözleri hissedebiliyordum. Belli etmemeye çalışarak sol bacağıma doğru uzandım. Tepeden topladığım saçlarım geriye doğru savrulurken bu kez sağ bacağıma doğru uzandım.

Üzerimdeki gözlerin huzursuzluğu giderek artıyordu. Şimdi diyeceksiniz ki; kalabalık bir salondasın birilerinin seni izliyor olması neden garip olsun?

Ancak öyle değil işte...

İki bacağımı birden kendime çekip topuklarımı birleştirdikten sonra kelebek dediğimiz ısınma hareketiyle devam ettim. Önüme düşen gölgenin ardından birisi iki dizime birden bastırıp bacaklarımın yere değmesine yardımcı oldu.

"Bu çocuğun sana bakışları hiç hoşuma gitmiyor. Dikkatli ol derim."

Selma'nın sesini duyduğumda başımı olumlu yönde salladım. "Beni izliyor değil mi?"

Dizlerimden bir kez daha bastırırken cevap verdi. "Evet."

Bacaklarımı serbest bırakıp birini arkaya doğru uzatırken diğerini de ileri uzattım. Arkama bakmak için artık bir fırsatım vardı. Önce öne uzattığım ayağıma sonra arkama kıvırdığım ayağıma uzandım.

Arkama doğru uzanırken elbette beni izleyen gözleri görmeye çalışıyordum. Selma yanılmamıştı.

Fatih bir yandan esneme germe hareketlerini yaparken diğer yandan beni izliyordu. Göz göze geldiğimizde rahatsız olduğumu belli etmeden diğer tarafıma döndüm.

Mustafa Hoca yanımıza ulaşınca herkes ayağa kalktı. Sonunda antrenman başlayacaktı. Kuşak kıdemine göre sıralanırken Fatih hızla yanımdaki yerini aldı.

"Sana bugün bir sürprizim olabilir."

Buyurun cenaze namazına! Neyin peşinde bu adam?

Onu duymazdan gelip Hasan'ın vereceği komutları bekledim. Anlaşılan bu antrenman biraz can sıkıcı geçecekti. Senelerdir ben burayı hep kaçış noktası olarak gördüm. Canım sıkıldığında ya da sinirlendiğimde buraya gelip rahatlıyordum. Ancak son birkaç aydır bu durum değişmişti. Çünkü Fatih gerçekten beni rahatsız etmeye başlamıştı.

Yaptığı bir şey var mı diye soracak olursanız aslında yoktu. Hani olur ya, bir insan hiçbir şey yapmasa bile bakışlarıyla çok şey anlatır. Bu da aynı öyle bir durumdu.

Dakikalar sonra antrenmana başladığımızda Selma'nın elindeki elliğe tekme atıyordum. Biraz sert vurmuş olacağım ki acıyla yüzünü buruşturdu.

"Özür dilerim. Fazla mı sert oldu?"

"Yok, önemli değil."

Aklımı hızla dağıtmalıydım. Yoksa ya kendime ya da başkasına zarar verebilirdim.

Akşam lansman var. Buradan başlayabilirsin.

Çok mantıklı. Bazen şu iç sesime hayran olmadan geçemiyorum.

Düşün Aslı, akşam olacak olan daveti, giyeceğin kıyafeti hatta Kerem'i düşün. Vicdansızın evladı! Kim bilir yine nasıl bir takım elbise giyip de beyin hücrelerimle alay edecek?

Bu, işe yaramıştı işte. Kimsenin canını yakmadan kendimi yaralamadan, sonunda antrenmanı bitirmiştim. Fatih her fırsatta benimle konuşmaya çalışsa da bir şekilde görmezden gelmeyi başarmıştım.

Hızlı bir duşun ardından hazırlanıp kimseye görünmeden Çitlembik'ime ulaşmayı başardım. Fatih'in bahsettiği sürprizi düşünmek istemiyordum. Muhtemelen saçmalıyordu. Salon dışında bir kez bile görüşmemiştik. Bana ne gibi bir sürprizi olabilirdi ki?

Kerem'in Aslı || Berna Aslıhan [İlle de Aşk#1]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin