Eyvah Babam!

27K 966 171
                                    

Aslı
Kafası kopmuş tavuk gibi bir sağa bir sola koşturuyordum. Benim arabamı çekmek ne demek? Siz o pis ellerinizle Çitlembik'ime nasıl dokunursunuz?

İlerideki polis memurunun yanına koşturdum. "Çitlembik'imi bulamıyorum! Bana yardımcı olur musunuz?"

Polis şaşkın gözlerle Kerem'e baktığında çiçeği burnunda sevgilim benim yerime cevap verdi. "Arabasından bahsediyor."

Adam konuyu anlamış gibi başını salladı. "Buraya park edip gittiyseniz çekilmiştir."

Ellerimi belime koyup şaşırmış gibi baktım. "Gerçekten mi? Ben canı sıkılıp gezmeye çıktı sanmıştım."

Polis memuru normal değilmişim gibi bakıyordu. "Beyefendi, yüzüme bakmak yerine Çitlembik'imi nerede bulacağımı söyler misiniz?"

Tartışmayı daha fazla uzatmamak adına hangi otoparka çekildiğini nasıl öğreneceğimi söyleyip birkaç telefon numarası verdi.

Otoparkları sırasıyla arayıp Çitlembik'imin nerede olduğunu bulduk. Çocuğunu kaybetmiş anne edasıyla bulduğum ilk taksinin üzerine atladım. Kerem ve Ceren de beni takip ediyordu. Ne kadar sinirli ve üzgün olduğumu bildikleri için ikisi de tek kelime etmiyordu.

Adresi taksiciye verdikten sonra hep beraber yola koyulduk. Çekici otoparkına ulaşmamız kısa bir zaman almıştı. Tabii bunda benim sürekli taksiciye biraz daha hızlı gitmesini telkin etmemin büyük etkisi vardı.

Otoparka ulaştığımızda boş bulduğum ilk gişeye ulaştım.

"Arabam buraya çekilmiş. Yardımcı olabilir misiniz?"

"Tabii, plakanız neydi?"

Arabanın plakasını söyledikten sonra kadın sorgularcasına yüzüme baktı. "Ruhsat sizin üzerinize mi?"

Başımı iki yana salladım. "Hayır, şirket aracı."

Kadın bu kez umutsuzca baktı. Bu ne demek biliyorsunuz değil mi? Ruhsat kimin üzerineyse arabayı gelip onun çıkarması lazım. Şirket aracı olarak göründüğü ve yetkili kişi de babam olduğu için... Hayır, hayır bu cümleyi tamamlamak istemiyorum!

Bir bu eksikti!

"Şirket yetkilisinin gelmesi lazım."

Bakınız ehliyet olayının üzerine bir de Çitlembik'imin buraya hapsedilmiş olması babamı delirtir sayın okur. Bu durumu nasıl halledeceğimi bulmak için hızlıca düşünmeye başladım.

"Kerem, saat kaç?"

"Beşe geliyor."

Hemen telefonumu bulup Caner abiyi aradım. Birkaç çalıştan sonra açtı. "Abi, kolay gelsin. Şirkette misin?"

"Evet, bir şey mi oldu?"

Etrafıma bakınıp birkaç adım attım. "Abi, şimdi şöyle ki benim arabayı çektiler. Babamı buraya kadar yormak istemiyorum ama onun gelmesi gerekiyormuş. Ne yapabiliriz?"

Kısa bir süre sessizlik oldu. "Faks numaralarını öğren. Ben durumu babana izah edip imzasını alacağım."

"Harikasın abi!"

Telefonu kapattıktan sonra gişedeki kadına durumu anlattım. Sanki arabayı çalmaya çalışıyormuşum gibi bana bakması sinirlerimi bozuyordu. "Babanızla konuşabilsem daha sağlıklı olurdu. Takdir edersiniz ki arabanın size ait olduğuna dair hiçbir kanıtınız yok."

Tutmayın beni yolacağım bu kadını!

Kerem, gerildiğimi anlamış olacak ki belimden kavrayıp beni kenara çekti. "Yavrum, sen biraz uzaklaş. Bak orada bank var. Ben halledeceğim."

Kerem'in Aslı || Berna Aslıhan [İlle de Aşk#1]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin