Kerem'in Aslı || Berna Aslıhan [İlle de Aşk#1]

Yine Bana Ofsayt

Aslı
Yüzümdeki serinliğin ardından gözlerimi yavaşça araladım. Fatih telaşlı bir ses tonuyla yine iyi olup olmadığımı sordu.

Gözlerimi devirecek gücüm bile yoktu. Zaten devirsem de karanlıkta göremezdi.

Karanlık ve kilitli kapı...

Yine bedenim uyuşmaya başlarken nefes alamamaya başlayacağım sırada bu kez kendimi zorladım.

Bayılırsan sıçarım ağzına!

Gözlerimi kapatıp nerede olduğumu düşünmemeye çalıştım. Kerem'in sesini duyana kadar da bunu yapmaya devam ettim. Fatih'in benimle iletişime geçmesine bile izin vermedim.

"Aslı?"

Kapı gürültüyle çalınmaya devam ederken Kerem öfkeyle bağırıyordu. "Açın şu kapıyı! Ne diyor bu kadın?"

Hangi kadın? Kim demiş, ne demiş? Ay, burası çok karıştı.

Hareket etmeye çalışsam da elbette bir sonuç alamamıştım. Saniyeler sonra kapıdan gelen gülütüyle kırıldığını anlamam uzun sürmedi.

Kerem içeri girdikten kısa bir süre sonra ışıklar yandı ve onun ardından Fulden Hanım içeri girdi.

"Özür dilerim ama durum size anlattığım gibi... Görüyorsunuz hâllerini."

Çok güzel! Elbisemin fermuarı sonuna kadar açık ve Fatih'in kucağındayım.

Kerem açıkta kalan omuzlarıma bakarken gözlerindeki ifade hiç hoş değildi.

Bana bak adam! Olur da bu salaklara inanırsan yıkarım burayı başına! Duydun mu beni?

Sence duydu mu?

İçimden söyledim ben bunları değil mi?

Maalesef...

Bunları bir de dışımdan söyleyeceğim sırada Kerem öfkeli bakışlarla üstüme yürüdü.

O anki korkuyla ağzımdan çıkacak tüm kelimeler çil yavrusu gibi dağıldı.

Yumruğu havaya kalktığında korkuyla elimi yüzüme kapattım. Ne kadar öfkeli olursa olsun elbette bir kadına el kaldıracak kadar aşağılık bir adam değil. Benimkisi sadece refleks.

Yumruğu sert bir darbeyle Fatih'in yüzüne indi. Onun yere serilmiş olmasına aldırmadı. Hareket yetimi kazandığımda kendimi hızla onlardan uzaklaştırdım.

Bu kez yakalarından tutup havaya kaldırdıktan sonra bir yumruk daha attı. "Bu iğrenç oyunun onu kirletmeye yetmez!"

Boşuna âşık olmadım ben bu adama. Şu durumda bile bana inanmayı tercih ediyor. Ağzını yerim!

Fatih bayılmamıştı. Yattığı yerde sırıtıyordu. "Ona bir bak istersen. Geldiğinde yarı çıplaktı ve kucağımda yatıyordu. Sence bunun neresi oyun?"

Kerem dizini yere koyduktan sonra bakışlarını bana çevirdi ve cevap verirken bir an bile tereddüt etmedi. "İçeri girdiğimde kapı kilitliydi ve ışıklar kapalıydı."

Onu teyit etmek istercesine başımı olumlu yönde salladım. Bu kez Fatih'e baktı. "Aslı'yı klostrofobisi olduğunu bilecek kadar uzun zamandır tanıyorum." Başını iki yana sallayıp ekledi. "Ayrıca bunların hiçbiri olmasa yine sana inanmazdım. Neden biliyor musun?"

Fatih son derece şaşkın bir ifadeyle Kerem'i dinliyordu.

"Ona o kadar çok güveniyorum ki beni asla aldatmayacağını biliyorum. Sonuç olarak dersinize iyi çalışmamışsınız."