2. Güneş

1.2K 174 109
                                    

-Hyunjin'in ağzından-

"Yemekhanede bugün ne var acaba?" diye düşünürken önümdeki minik çocuğun etrafa panik panik baktığını gördüm.

Yeni üniversite öğrencisi olmalıydı, çubuklarını bile almayı unutmuştu. Dürttüm ve ona bir çift uzattım.

Gidip en sakin köşeye oturmuştu. Ben de peşinden ilerleyip yanına oturmak istedim. Üniversiteye ilk başladığım günleri düşünüyorum da... yanıma birinin oturması beni mutlu ederdi.

Yemek boyu hiç konuşmadık. Arada bana baktığını hissediyordum, ben ona döndüğüm gibi gözlerini kaçırıyordu.

Sohbet etmeyi sevmediğini düşünüp yemeğime döndüm. Öğlen dersim vardı, odama gidip hazırlanmalıydım.

🌊🌊🌊

Duştan çıktığımda odama yeni biri gelmişti.  Seojun'dan daha küçük olduğu her halinden belliydi. Direkt kendini yatağa atmıştı, saçları kabarmıştı.

Komik görünüşüyle gülümsememi gizleyememiştim. Hazırlandıktan sonra fakülteye gittim.

Sınıfa vardığımda her zamanki grup bana selam verdi. Ben de "Günaydın." deyip yerime geçtim.

Arkamda farklı biri olduğunu hissedince dönüp baktım. Bu yemekhanedeki çocuktu.

Onunla sınıfımda karşılaşacağımı düşünmemiştim. "Ha? Benimle yaşıt mıymış?"

Bir süre yüzünü inceledim. Yemekhanedeki halinden daha sakindi. Güneşten rahatsız olmuş gibi gözlerini yummuştu.

Gözlerine gölge yapmak için elimi havaya kaldırdım. Güneş ışığı gidince yüzünde huzurlu bir ifade belirdi ve hafifçe gülümsedi.

 Güneş ışığı gidince yüzünde huzurlu bir ifade belirdi ve hafifçe gülümsedi

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Felix'i tanıyor musun Hyunjin?"

"Ne- hayır." deyip hemen önüme döndüm. Gün boyu hiç konuşmadım. Çocuktan da ses çıkmıyordu, uyumaya devam etmişti sanırım.


🌊🌊🌊


Dersten sonra yanına gittiğim hoca bazı notları taratıp sınıf grubuna atmamı istedi. Kişileri incelerken Felix'i göremedim, aklım kaldı. Ona kırtasiyeden çıkarıp elden vermeye karar verdim.

Odaya geldiğimde yeni gelen arkadaşım duş alıyordu. Birden bağırma sesi duydum. "YA!"

"Ne oldu?!" deyip kapıya yöneldim. Birkaç saniye sessizlik oluştu.

"Şey... Rica etsem... Bugünlük senin havlunu kullabilir miyim? Havlum yere düştü ve ıslandı."

Ses tonu... ses tonu şaka gibiydi. O küçük çocuktan mı bu kalın ses çıkıyordu gerçekten?

İçeri gidip ona havlu uzattım. Çıktığında üst vücudu kurumaya başlamıştı ama saçları hâlâ ıslaktı.

"Çok teşekkür ederim- OH!"

İkimiz de birbirimizi işaret ettik.
"Sen yemekhanedeki çocuksun!"

Birbirimize gülümsedikten sonra "Bunun için tekrardan teşekkür ederim." deyip altını gösterdi.

"Rica ederim." deyip uzandım. Rahatça giyinmesi için sırtımı döndüm.

Genel olarak sessiz bir tipti. Banyoyu toplarken bile pek bir ses duymadım.

İşi bitince yatak odasına gelip benimle konuşmaya başladı. "Diğer arkadaş nerede?"

"Han mı? O yurda pek uğramaz. Bütün izin haklarını kullanıyor, sevgilisinde kalıyor."

Tekrar sessizlik oluşunca aklıma hocanın verdiği notlar geldi. İçeriden çantamı getirip yanına oturdum.

"Al, bunlar senin."

"Bu ne? Üstüne ismimi de yazmışsın." derken kağıtları inceliyordu.

"Seninle aynı sınıftayız, ismini arkadaşlardan duydum."

"NASIL AYNI SINIFTAYIZ? SENİ DAHA ÖNCE HİÇ GÖRMEMİŞTİM."

"Bu yıl transfer oldum." deyince bir şeyleri fark etmiş gibi "Heee sen Hyunjin'sin." dedi.

Buna biraz şaşırmıştım.
"Tanışmış mıydık?"

"Hayır ama sınıftaki kızlar sağ olsun uykumda sürekli ismini duydum." deyince ikimiz de gülüştük.

"Bundan sonra birlikte derse gidelim mi? Birimiz uyanamayınca öbürümüz kaldırır hem."

Başıyla onaylayınca yataktan doğruldum. Dışarıda birkaç işim vardı, onunla vedalaştıktan sonra çıktım.

Dönüş yolundayken yurdun yeşil duvarlarının önünde kapşonlu bir çocuğun ağladığını fark ettim. Tam yanından geçerken yüzüne baktım. Bu Felix'ti...

🌊🌊🌊

River | HyunlixHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin