"Günaydın çifte kumrular!"
Minho'nun böyle konuşmasına artık alışmıştım. Komik geliyordu, ben de gülüyordum.
Hyunjin gözlerini daha açamamıştı. Han yanına gelip elindeki buzu ensesine koyunca inledi.
"Yuh Hyunjin!"
"Aile var burada."
"Çocuklarımın masumiyetini bozma!" dedi ve bize tip tip bakan kedileri gösterdi.
Hyunjin Minho'nun elinden bardağı şiddetle alıp önüne döndü. "Sabah sabah iyi boş yaptınız."
Durmadan gülesim geliyordu, arkadaşlarının yanında hep böyle komik bir gerginlik içindeydi.
10 Ekim... Bu bizim başlangıcımızdı. Çok mutluydum, dün gece tatlı ve sıcaktı.
Minho pankekler hazır olunca yanımıza oturdu. "Sizi öğlen güzel bir yemeğe götüreceğim. Dünden sözüm vardı."
"Teşekkür ederim Hyung, her şey mükemmeldi. Dün çok eğlendik." deyince Minho yanağımı sıktı.
"Sen ne şirin bir şeysin, sevgilinin aksine." ^^
Hyunjin tam cevap verecekti ki Minho devam etti. "Eh, daha iyilerine layıksın ama aşık oldunuz bir kere."
Hiçbir mimik yapmadan yanımdakini kontrol ettim. Minho'ya ölüm bakışları atıyordu. Onu sakinleştirdikten sonra yemeğe devam ettik.
Öğlen yemeğinde mekan olarak deniz mahsülleri çorbası yapan bir yere gitmeye karar verdik. Hava çok güzeldi.
🌊🌊🌊Minho bizi yurda bırakınca çantalarımızı alıp yukarı çıktık. "Her şey için teşekkür ederiz Hyung!"
Etrafı toplarken Hyunjin'in aklına bir fikir geldi. "Acaba yataklarımızı mı birleştirsek?"
Heyecanla başımı sallayınca onun yatağımı benimkinin yanına çektik, Han'ınkini köşe tarafa aldık.
"İşte şimdi mükemmel oldu."
Kendimi yatağa atınca o da yanıma uzandı, birbirimize döndük. "Biliyor musun Hyunjin, senden önce hiçbir erkekten hoşlanmamıştım."
"Biliyorum, o zaman da bunun farkında olduğum için yanına yavaş yavaş yaklaştım. Seni kendimden soğutmak istemedim." deyip sırıttı.
"HİLE Mİ YAPTIN YANİ?" dememle dirseğinden destek olarak doğruldu.
"Yani mesela... önce sırtını hafifçe öptüm, sonra ellerimizi buluşturdum falan. Sarhoşken öpüşmemiz kendi kendine gelişti ama o da iyi denk geldi. Seninle yakınlaşmak istediğimi böyle yollarla gösteriyordum."
"Sırtımı o gün gerçekten öptün mü..." derken elimi yanağına getirip sevdim.
"Evet, yaralarını görünce kötü hissettim ve direkt öpmek istedim. İçimden gelmişti."
"Yine öper misin? Ama bu sefer gizlice yapma, hissedeyim. Daha önce hiç böyle şeyler yaşamadığım için merak ediyorum..."
Yumuşak gözlerle bana baktı. "Kulağa neden bu kadar masum geliyor bu?"
İkimiz de doğrulduktan sonra üstümü çıkarıp arkamı döndüm. Hyunjin en derin yara izi olan yerleri uzun uzun öptü. O kadar içtendi ki şefkati hissediyordum. Bu hayatım boyunca sahip olmadığım bir duyguydu...
İster istemez arada kasılıyordum. Düzgün durmam için bileklerimi arkada buluşturup sabitledi. Bir öpücükten sonra dudaklarını tenimden ayırmadan bir sonraki yaraya geçip tekrar öpüyordu.
"Tenin yumuşacık Felix...
Durmadan öpesim geliyor."Yanaklarım kızarmıştı, konuşmuyordum. Ağzımı açarsam inleme gibi bir ses çıkarmaktan korkuyordum.
"Sana bunu yapanları affetmeyeceğim." deyip bileklerimi bıraktı. Ona dönüp kollarımı boynuna sardım.
"İyi ki varsın."
Kucağına çıktığım gibi burnumuzu birkaç kez birbirimize sürttük. Yeni tattığımız bu duyguların yoğunluğuyla birbirimize gülümsedik.
🌊🌊🌊
Yemekte Hyunjin gelecek planlarından bahsetti. "Ee Felix, sen ileride ne olmak istiyorsun?"
Gülmeyeceğine dair sözünü aldıktan sonra "Cankurtaran olmak istiyorum... Bu ilhamı senden aldım, hayatımı kurtardığın gün." dedim.
Bununla duygulanmıştı, zaten sporla ilgilendiğim için şaşırmamıştı. Nihayet yöneleceğim alanı belirlemiştim.
"Artık bol bol yüzeceksin, desene."
"Ehehe evet~ İnsanları kurtarmak güzel olacak." deyip yemeğime devam ettim. Başımı okşayarak benimle gurur duyduğunu söyledi.
"İleride sevgilimin o hallerini de görmek istiyorum. Kıskanmam, değil mi?"
-son değil-Devamı: Ocean / Hyunlix ✔️
ŞİMDİ OKUDUĞUN
River | Hyunlix
Fiksi Penggemar❕Mini Hikaye (20dk) ❕ Hyunjin oda arkadaşı Felix'e şefkat duygusunun yanında daha fazlasını hissetmeye başlar. Felix ise geçmişte hiçbir erkeğe bir şey hissetmemiştir. Hyunjin'in minik adımlarına nasıl tepki verecektir?