2.0

376 33 3
                                    

İyi okumalar. 🖤

______________________

Doğa'dan.

Tencereden aldığım sarmayı küçük tabağa koyup ortadan ikiye böldüm. Bir yarısını çatala batırıp ağzıma yaklaştırdım. Sıcaklığı gitsin diye üfledikten sonra heyecanla sarmayı yedim.

Ağzımda yayılan tadı, sanki ilk defa sarma yiyormuşum gibi, iyice almak için yavaş yavaş çiğnerken sarmanın tadını bozan herhangi bir şeye sartlamamıştım.

"Nasıl olmuş sarma?"

Mutfaktan içeri giren annemle ağzımdaki sarmayı yutarken diğer yarım parçayı anneme uzattım. "Güzel olmuş, altını kapatayım sıcaklığı yeter."

Ağzındaki sarmayı yutarken beğeniyle mırıldandı. "Beklediğimden güzel olmuş." Aldığım övgüyle elimle saçlarımı arkaya doğru savururken yüzümde oluşan geniş gülümsemeyle Defne'nin de tepkisini merak ediyordum.

"Ben üstüme giyene kadar tenceresinde kalsın sonra kaba alırım."

Annem, tencereden yeni bir sarma alırken konuştu. "Hızlı gel, sarmalar her an bitebilir." Mutfak kapısından çıkmadan bedenimi anneme döndürdüm. "O kadar güzel mi ya?"

Annem sıcak sarmayı bölmeden ağzına atınca yüzümü buruşturdum, dili yanmış olmalıydı. Eliyle güzel işareti yapıp yeni bir sarma alırken hızla odama ilerledim. Sanırım, gerçekten hızlı olmam gerekiyordu.

Önce banyoya girip dişlerimi fırçaladım, banyoda işim bitince odamdan içeri girdim. Kapıyı kapatıp önceden hazırladığım kıyafetleri giydim. Kurumak üzere olan saçlarımı tararken açık bırakmak ve toplamak arasında gidip geliyordum.

Tarağı yatağın üzerine fırlatıp aynaya yaklaşırken elimle saçlarımı topluymuş gibi tutup aynadan kendimi inceledim. Sırtımı aynaya doğru çevirip bir süre böyle incelediğimde yüzümü buruşturdum, güzel görünmüyordu. Saçlarımı serbest bırakıp az önce yatağa fırlattığım tarakla saçlarımı taramaya devam ettim.

Tarama işini bitirince saçlarım kabarmasın diye birkaç ürün kullandıktan sonra tarağı yerine koyduğumda çekmecede duran makyaj malzemeleri gözüme çarptı. Böğürtlenli herhangi bir şeye rastlamayınca çekmeceyi kapattım.

Kapı kenarında duran çantayı elime alırken diğer elimle telefonun tuş kilidini açtım. Defne'den mesaj olmadığını görünce koridorda durup ona yazdım.

Siz: Birazdan çıkacağım benn. (12.55)

Ressam'ım: Tamam güzelim, bende beş dakikaya çıkarım. (12.56)

Siz: Tamamdırr.
Ressam'ım bu mesajı beğendi.

Küçük sırt çantasını masaya bırakıp mutfak dolabından sarmayı koyacağım kabı çıkardım. Tencerenin kapağını bir kenara bırakıp tabağın içindeki kaşıkla sarmaları parçalamamaya özen göstererek kaba yerleştirmeye başladım.

Birkaç dakika sonra işim bittiğinde ellerimi yıkayıp kapağını kapattım. Kabı çantama koyup anneme seslendim. "Anne!"

"Ne bağırıyorsun?" Annemin arkamdan gelen sesiyle ona döndüğümde sesinin bu kadar yakından gelmiş olması beni hazırlıksız yakalmıştı. "Arkamda mıydın anne ya? Görmedim seni."

"Fark etmişsindir sandım, kapı sesini de mi duymadın?" Gözlerim balkon kapısına kayınca belli belirsiz kafamı sola sağa salladım. "Yok, duymadım."

Annem elini omzuma atıp okşadı. "Hadi geç kalma sen, ben bulaşıkları makineye dizerim." Yüzümde geniş bir gülümseme oluştuğunda teşekkür etmek yerine yanağına bir öpücük bıraktım ve çantayı omzuma atıp dış kapıya doğru ilerledim.
Ayakkabılıktan aldığım ayakkabımı giydiğimde çantamı sırtıma atıp kapıyı ardımdan kapattım.

00.13Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin