O vakit, sadece gözlerim ağlamıştı.
Bu gece gönlüm ağlıyor.Reşat Nuri Güntekin, (Çalıkuşu)
Bölüm müziği; Sebahat Avşar - Bebeği nazlı büyüttüm..
Keyifli okumalar...
Annesi ölene öksüz, babası ölene yetim, kocası ölene dul denir.
Evladı ölene ne denirdi?
Böyle bir acının ne ismi vardı, ne tarifi..
Yavrusunu kaybedene neden bir isim takılmamıştı?
Yandım, kavruldum da ölemedim. Oysa bu acıya dayanmak mümkün değildi.
9 aydır karnımdaydı, varlığına alışmıştım. Yokluğuna nasıl dayanacaktım?
Ne yapacaktım şimdi? Onsuz nasıl yaşayacaktım?
Ah yavrum, gonca gülüm, tükenmişti nefesim..
Yıkılmıştık.
Alpay'ın kolu belimi sıkı sıkı tutuyordu. Hâlâ bırakmamıştı, sapasağlam ayaktaydı.
Bakışları doktordaydı, bana doğru bakmıyordu bile..
Titreyen sesiyle, " Bebeğimizin cenazesini ne zaman alabiliriz?" dedi.
Omuzlarım iyice çöktü, ne cenazesi Allah aşkına, küçücüktü benim yavrum.!
Bağırarak ağlamaya başladım. "Alpay, Alpay ben nasıl koyayım o soğuk, küçücük, karanlık yere bebeğimizi!" dedim.
Bacaklarımın üzerine yere çöktüm, omuzlarım ağlamaktan sarsılıyordu, dizlerimi sıkarken bağırarak ağlıyordum, "Alpay ben onu koynumda büyütecektim, nasıl koyayım karanlığa, Alpay daha küçücük, küçücük o, doyamadım ki daha doyamadım ben ona, kokusunu alamadım, gözleri sana mı benziyor göremedim, yandım, yandım Allah'ım, kahroldum, mahvoldum!"
Alpay dizlerini yere koymadan yanıma çöktü, " Mihriban ne olur gülüm yapma böyle, hadi kalkalım ayağa, son defa bebeğimizi görelim, bizden başka kimsesi yok. Hadi gül yüzlüm."
Ağlarken zor olsa da ayağa kalktım.
Doktor hanım üzüntüyle bize bakıyordu, " Morga indirdiler. Orada görebilirsiniz. Hemşire orada bekliyor. Tekrar başınız sağ olsun." dedi.
Küçücük yavruma, bebeğimin yanına morg kelimesi yakışmamıştı!
Melek olmak ona yakışmamıştı!Yanımızdan geçenler duymuştu doktorun dediklerini, üzüntüyle bize bakıyorlardı.
Umursayacak halde değildim. Canım acıyordu.. Ve bu acı bedenen değildi..
Alpay beni kendisine yasladı ve yürümeye başladı.
Ne düşüneceğimi, ne yapacağımı idrak edemiyordum.
Elimde sağdığım sütleri taşıdığım çantam vardı. Ne yapacaktım bunları? Yavrum içememişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gönül Uğrusu
Ficção AdolescenteTesadüf diye bir kavram yoktu benim için, sadece kader vardı. Yaşadığımız her şey kaderdendi. Herkes, kendi kaderinin başrol oyuncusuydu. Bizim için yazılan ne varsa onu oynuyorduk. Bu filmin sonunda ne olacağını bilmeden yaşıyorduk. Ben de kendi s...