İnsan birini sevince nereye giderse yanında götürüyormuş gibi gelir.
(Rıfat Ilgaz.)Bölüm şarkısı; Yeni Türkü- Sezenler Olmuş.
Oylarınızı ve yorumlarınızı unutmayın.🤎
Keyifli okumalar..🕊️🤎
İnsan, "İşte bu benim nasibim, ne olursa olsun artık peşindeyim." diye düşünürken, kader bambaşka kapılar açıyordu.
Şanlıurfa'ya gelişim Alpay'la beraber olmuştu. Onun için ailemden vazgeçip buralara kadar gelmiştim. Şimdi yanımda değildi. Vazgeçilen ben olmuştum.
Kızımı kaybetmiştim. Hiç tanımadığım, hiçbir bağım olmayan bu güzel şehirde artık en güzel bağım gömülüydü. Kızım artık buradaydı. Bu memleketten vazgeçmek artık mümkün değildi.
Bu da benim nasibimdi.
Tam bitti dediğim yerde, Umut geldi. İsmi gibi, umut doluydu. Yangınımı su serpip söndürdü, yarama merhem oldu. Acılarım geçmesede bir yerden unutturuyordu. Bana iyi geliyordu.
Kokusu, gülüşü, emzirirken yakamı sıkıca tutuşu, beni gördüğünde kucağıma gelmek için ağlayışı, kokumu uykusunda bile alsa yerinde kımıldanışı, bana en güzel merhemdi.
Buraya bir başıma gelmiştim ama şimdi kalabalık bir aile tarafından kucak açılmıştı. Bana sıkı sıkı sarılıyorlardı.
Kalabalık aileye alışıktım.
Anne ve baba tarafım akraba yönünden oldukça kalabalıktı. İstisnalar olsada hepsinin yeri bende ayrıydı. Şanlıurfa'ya geldiğimden beri bir Alpay, bir bendim. Birde mahalledeki komşularım. En kalabalık misafirim taş çatlasın beş kişiydi. Evde tek can olmaya alışmıştım. Kapım iki- üç günde bir çalınıyordu. Şimdi böyle bir kalabalığı karşımda görünce şoka girmiştim. Ağzımdan çıkanı kulağım duymuyordu, duysada beynim beş dakika sonra algılıyordu.
Başım kalabalığa dönüktü. Gözümün kenarıyla Menderes beye doğru baktım. Bana şok içinde bakıyordu. Ona baktığımı görünce, kalın sesiyle kahkahayı patlattı. Gözlerimi kapattım. Rezil olmuştum.
Menderes bey, asla durmuyordu. Güldükçe daha çok gülüyordu. Vücudumu ona doğru çevirdim. Dişlerimin arasından sessizce mırıldandım, "Tamam Menderes bey, sakin olur musunuz? Sanki yıllardır ilk defa böyle gülüyorsunuz." dediğimde Zümranın sesi aramıza girdi. Merakla hem abisine bakıyordu, hem de tebessüm ediyordu."Abicim, uzun zamandır seni böyle gülerken görmedim. Neye bu kadar güldün?" dedi.
Menderes bey kendini toparladı. Rezilliğimi söylemezdi değil mi? Hadi ona rezil olmuştum, birde Zümraya Rez'in olmayayım. Bence söylemezdi ama söylerse büyük dalga geçeceklerdi. Gözlerim merakla ne diyecek diye Menderes beyin yüzünde dolaştı. Ciddileşti ve bana göz kırpıp, Zümraya döndü. Boğazını temizledi, başını iki kere yana salladı. "Mihriban hanımla aramızda. Söylemem." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gönül Uğrusu
Novela JuvenilTesadüf diye bir kavram yoktu benim için, sadece kader vardı. Yaşadığımız her şey kaderdendi. Herkes, kendi kaderinin başrol oyuncusuydu. Bizim için yazılan ne varsa onu oynuyorduk. Bu filmin sonunda ne olacağını bilmeden yaşıyorduk. Ben de kendi s...