23.09.1954
Jaemin, çalan kapıya elindeki bastonuyla ilerlerken kedisi Lucy peşinden gelmesin diye oturma odasını hızla örtmüştü. Yaşlı kedisi yorgun olmasına rağmen Jaemin'i her adımda takip ediyor, kapının açıldığını duyduğu an da kendini dışarı atıyordu. Jaemin, sokak sokak kedisini aramaktan bıkmıştı. Kapıyı açtı, gelen postacıyla kaşlarını çattı. Ona mektup gönderecek yakın olduğu biri yoktu.
"Merhaba efendim, Na Jaemin öyle değil mi?"
"Evet, benim."
Jaemin'in kararsız ses tonunu postacı da fark etmiş yüzünde buruk bir gülümseme oluşmuştu.
"Savaş zamanı özellikle kahramanlarımızın yazdığı mektupları sahiplerini ulaştıramamıştık."
Biraz nabız yoklar gibi bekledi postacı. Bir an önce söyleyip buradan uzaklaşmak istese de böyle hassas bir konuyu da aceleye getirmek istemiyordu. Jaemin'se kelimenin tam anlamıyla donmuş sanki hareket etme kabiliyetini kaybetmişti. Duymak istemiyordu. Postacının ağzından onun ismini duymak istemiyordu.
"Savaş kahramanımız Lee Jeno'nun size gönderdiği mektupları teslim etmekten onur duyarım."
Jaemin'in elindeki baston yeri boylamış titreyen ellerini mektuplara uzatmıştı. Sanki kaybettiği sevgilisine ulaşmaya çalışır gibi. Önündeki gencin dolu gözleri ve titreyen ellerine bakıp iç çekmişti. Bu meslek şu sıralar onu zorluyordu. Elindeki torbayı gence teslim edip hızla oradan ayrıldı. Arkasında nasıl bir yıkım bıraktığından tam olarak haberi olmayan postacı bu anı düşünmemek için kendini ikna etmeye çalıştı.
______________________________
Umarım okumaktan zevk alırsınız🫶🏻
ŞİMDİ OKUDUĞUN
koparılan çiçekler|| nomin
FanfictionJaemin, ısrarla çalan kapıya doğru adımlarken kapıda onlarca mektubun kendini karşılayacağından habersizdi.