0.6

18 8 2
                                    

Bölüm Şarkısı
Haydi Gel Benimle Ol - Sezen Aksu

___________________________________

4 Şubat 1942
(Bir ay sonra
Savaştan sekiz yıl önce, Jeno&Jaemin 18 yaşındayken)

Jeno, tanıdık dükkana adım atarken yine karşısında güzel yüzlü çocuğu görmüştü. Bugün bir yorgun bakıyordu sanki gözleri. Jeno, Jaemin'i o kadar dikkatli izliyordu ki gözlerindeki en ufak bir değişikliği bile fark ediyordu. Bir aydır aynı saatte dükkana geliyor ama asla ajandasındaki çıkış saatine uyamıyordu. Yapacağı şeyler kalıyor ama dükkandan çıkacak gücü kendisinde bulamıyordu. Alışkanlıklarını bu kadar kolay bozması Jeno'yu fazlasıyla şaşırtıyordu. Seohyun teyzesi de Jeno'nun bu değişimi için oldukça mutlu hissediyordu.
Jeno, teyzesine de selam verdikten sonra Jaemin'i de alıp dükkandan ayrılmıştı. Genç bir aydır burada yaşasa da doğru düzgün dükkandan çıkamamış çıksa da çok uzun süre duramamıştı. Bugün farklıydı ve tüm gününü Jeno'yla birlikte geçirecekti.

Uzun bir süre yürüdüler. Otlarla kaplı bir tarlaya girince Jaemin'in ayağı takıldı düşecekken o klişe sahne gerçekleşmiş Jeno, bir elini Jaemin'in eline sararken diğer eliyle de beline destek vermişti. Belindeki elini çekip dikkatli olmasını söyledi ama elini bırakmadı gencin. El ele yürümeye devam eden ikiliden çıt çıkmazken hallerinden ikisi de memnundu. Neyse ki etrafta fazla insan yok diye düşündü Jaemin. Biraz daha ilerleyince bir tepeye çıktılar. Jeno istemeye istemeye Jaemin'in elini bıraktı. Sırtına bağladığı çantadan bir tane örtü çıkarıp yere serdi.
"Buraya niye geldik ki Jeno?"

"Piknik yapacağız."

Jaemin birkaç hafta önce hiç piknik yapmadığını söylemişti ve Jeno bu dediğini hiç aklından çıkaramamıştı. Kendisi için özellikle küçükken piknik basit bir eylemdi. Karşısındaki bu çocuğun bundan mahrum kalması içinde bir yerlere dokundu. Jaemin ise duyduklarıyla kocaman gülümsemiş çekine çekine kollarını Jeno'nun boynuna sarıp küçük bir sarılma vermişti.

"Teşekkür ederim."

"Hiçbir şey edemezsin."

İkisi de kıkırdamış örtüye yan yana oturmuşlardı. Jeno hazırladıklarını çıkarırken bir yandan sohbet ediyorlardı. Jeno'dan okumak için bir kitap ödünç almıştı Jaemin. O kitap hakkında ufak bir dedikoduya girişmişlerken bir yandan da çantadan malzemeleri çıkarıyorlardı. Bütün o zaman boyunca yediler, içtiler ve bol bol konuştular. Kahkahaları da hiç eksik olmadı ortamda. Jaemin bugünü hiç unutamayacağını fark etti. İlk kez piknik yapmış ilk kez biriyle el ele tutuşup saatlerce gülerek sohbet etmişti. Bugünü daha da inanılmaz hale getiren şey de Jeno kendisini dükkana bırakırken dudaklarından çaldığı öpücük olmuştu. Her şey o kadar ani ama bir o kadar da doğru zamanda gelişmişti ki. İkisinin de ilk öpücüğüydü ve en doğru zamanda en doğru kişiye verdiklerini hissediyorlardı. Yanakları kızarmış bir şekilde dudakları birbirinden ayrılınca birbirlerinden gözlerini çekememiş bir süre daha birbirlerine yakın durmuşlardı. Jaemin hayatında ilk kez evinde gibi hissediyordu.
Yüzlerinde gülümseme eksik olmazken Jeno, Jaemin'in üşüdüğünü fark edip istemeye istemeye içeriye göndermek zorunda kalmıştı.

Jaemin o gece hiç uyuyamadı. Sürekli geçirdikleri zaman ve o öpücük tekrar tekrar gözünün önüne geliyorken uyuyabilecekmiş gibi de hissedemiyordu. Hayatında bu kadar mutlu olduğu an hiç olmamıştı.

koparılan çiçekler|| nominHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin