Bölüm Şarkısı;
Manga - Işıkları Söndürseler Bile___________________________________
4 Mart 1942 (evet yine bir ay sonra)
Jaemin, hayatının en güzel zamanlarını yaşadığını hissediyordu. Her şey hayal ettiğinin çok üstündeydi. Sadece yatacak bir yer ararken hem sığınacak yer bulmuş hem iş bulmuş hem de dinlenebileceği sıcacık bir kalbe denk gelmişti. Yüzündeki gülümseme Jeno aklına gelince daha da büyürken elinde süpürgeyle restorantı süpürüyordu.
Jeno her zaman çalıştığı yere geliyor müşterilerden arta kalan zamanı beraber geçirip herkes gittikten sonra da kısa bir yürüyüşe çıkıyorlardı. Yürüyüşlerinde ufak kaçamaklar yapıyorlar kimsenin olmadığı her yerde dudaklarından öpücük çalıyorlardı. Jaemin, mutluydu ve çok seviyordu. Sevgisinin karşılıksız olmaması yüreğini kıpır kıpır ediyordu. O kadar güzel hissediyordu ki bir gün bunun son bulmasından ölesiye korkuyordu. Korktuğu da başına geldi.
Jaemin ve Jeno, Seohyun teyze eksikleri almaya gitmişken dip dibe oturmuş havadan sudan konuşurken gülüşüyorlardı. Jeno, yanında tatlı tatlı gülen sevgilisinin sevimliliğine dayanamayıp gülüşünden öptü. Kapı sesini duymalarıyla hızla birbirlerinden ayrılsalar da Seohyun her şeyi görmüştü. Panik olup oturdukları yerden ayağa kalktı iki genç. Jeno teyzesine yaklaştı.
"Teyze bak açıklayabilirim."
"Neyi açıklayacaksın Jeno? Nasıl bir sapkınlık bu?" Defol git buradan! Yeğenimin aklına nasıl bir sapkınlık soktun sen böyle? Ben sana evimi açtım! Şeytansın sen!"
Teyzesi delirmiş gibi aynı cümleleri tekrar ediyor gençlerin konuşmasına müsaade etmiyordu. Jaemin'in ağlarak özür dilemesi Jeno için son damla olmuştu. Gencin elini tutup çekti.
"Gidiyoruz."
"Nereye Jeno? Onunla hiçbir yere gidemezsin!"
Jeno, teyzesini duymamazlıktan gelip hızla dükkandan Jaemin'i de çekiştirerek çıktı. Hayatında bu denli sevdiği genci elbette bırakmayacaktı. Jaemin nereye o orayaydı artık. Uzun bir süre yürüdükten sonra Jeno, kendi kafasındaki karmaşadan sonunda ayrılabildiğinde arkasından gelen iç çekişleri duydu. Arkasına dönüp baktığında gözleri burnu ve yanakları ağlamaktan kızarmış genci görünce yüreği ezilmişti. Elleriyle yüzünü kavradı Jaemin'in.
"Kurban olurum sana nolur ağlama."
"Jeno ben yemin ederim teyzenle aranı bozmak istememiştim. Ben- "
Jeno daha fazla dayanamayıp dudaklarına dudağını bastırıp Jaemin'in konuşmasını engellemişti.
"Bizim aramızı sen bozmadın. Güzelim benim ağlama artık. Bak beni de üzüyorsun."
"Üzülme Jeno, ağlamıyorum artık."
Masum masum konuşması Jeno'yu güldürmüş bir kucaklama içerisine çekmişti sevdiğini.
"Gidelim mi buralardan?"
Jaemin'in nereye bile sormasına gerek yoktu. Jeno'suz tek bir adım bile atmak istemiyordu.
"Gidelim."
Sonrasındaysa her şey hızlı ilerlemişti. Eşyalarını toplayıp Jeno'nun birikmişini ve Jaemin'in, Jeno'nun teyzesinin yanındayken biriktirdiğini de almışlar onları bir ay idare edecek bir yolluk da alıp kayıplara karışmışlardı. Çok zorluk çekmişler yine de birbirlerinden ayrılmamışlardı. Jaemin için de Jeno için de birbirleri her şey demekti. Hiç birbirlerinden ayrılmamışlar, birbirlerinin ailesi olmuşlardı. Hayatlarındaki her şey yolundaydı. Taa ki Jaemin bacağından vurulana kadar.
________________________________
O kadar zorlandım ki şu bölümü yazarken. Bu yüzden oldu bittiye getirmiş olabilirim ama olsun.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
koparılan çiçekler|| nomin
FanfictionJaemin, ısrarla çalan kapıya doğru adımlarken kapıda onlarca mektubun kendini karşılayacağından habersizdi.