1.4

11 4 0
                                    

Bugünün ikinci bölümü bu. Lütfen diğerini atlamayın. İyi okumalar♡

Bölüm şarkısı;
Gripin- Beş

________________________________

11 Ekim 1954 (Günümüz)

Jaemin, tüm gece Donghyuck'un uyumasını beklese de Donghyuck, inatla uyumamış Jaemin'le sohbet etmeye devam etmişti. Bu yabancı ama bir o kadar da tanıdık adam yüzünden mektubuna geri dönemeyeceğini çoktan anlamıştı.

"Ben de aşık oldum birine." demişti Hyuck.
"Yabancı bir asker ama kore uyruklu. Savaşın tam ortasındaydık. Ölümle burun buruna olsak da güzel bir aşk yaşadık sonra ülkesine geri dönmek zorunda kaldı." diye devam etmişti. Hüzünlü gözlerini bu sefer heyecanlı bir bakışa bırakmıştı.

"Ama biliyor musun? Bir kaç gün içinde koreye ayak basmış olur. Benim için buraya geliyor."

Jaemin, uzun bir sürenin ardından Donghyuck'un heyecanına tebessüm bırakmıştı.

"Oh, gülebiliyormuşsun!"

"Öyle ya gülebiliyorum." demişti bu sefer Jaemin'de. "Ama hissedemiyorum." diye de içinden devam etmişti.

"Peki sen kiminle buluşacaksın? Mektupta adı geçen Jeno'yla mı?"

Jaemin'in düşen yüzünü görünce yanlış bir şey yaptığından çekinen Donghyuck'ta bir süre sessiz kaldı.

"Evet, biz bir buluşma yeri belirlemedik ama onu bulmayı umut ediyorum."

"Nasıl yani?"

"Savaş zamanı cepheye gitti. Henüz geri dönmedi."

"Oh... anladım."

Donghyuck, belki de tanıştıklarından beri ilk kez ne söyleyeceğini bilememişti. Karşısındaki adamın derin nefes alıp sertçe yutkunduğunu fark etmişti. Nasıl acı çektiği buradan bile belli oluyordu.

"Peki kedin? Onunla bir motel bulman zor gibi."

"Lucy'i bırakabileceğim kimse yoktu."

Geri kalan zamanda bunun üzerine konuşmuşlar ve Donghyuck'un ısrarıyla Jaemin bir süreliğine Lucy'i Donghyuck'a bırakmaya karar vermişti. Tren durur durmaz Donghyuck'un evine gidecekler Jaemin biraz dinlendikten sonra Jeno'yu aramak için Donghyuck'un dediği yerlere gidecekti. Savaşta kaybolan insanların durumunu öğrenmek için ufak bir büro tarzı bir yer vardı ve orada Jeno'nun nerede olduğunu öğrenebileceğini söylemişti. Jaemin'in umutları çoğaldı. Uzun zaman sonra yanında bir arkadaş vardı ve yanındaki bu kişi elinden geldiğince yardımcı olmaya çalışıyordu. Hem sevecendi de. Sadece biraz fazla konuşuyordu. Sonunda Donghyuck'un bedeni yorgunluğu kaldıramayıp uykuya dalmış Jaemin'de mektubuna bakabilmişti.

10 Aralık 1950

Merhaba güzelim.
Yılbaşı yaklaşıyor ve bunun için mektup yazabilir miyim emin olamadığımdan fırsat bulabildiğim için şimdiden kutlayacağım.
Yılbaşın kutlu olsun!
Seneler sonra birbirimizden ayrı geçireceğimiz ilk yılbaşı olması üzerimde bir ağırlık oluşturmuyor değil. Yılbaşından tek dileğim sensin ve biliyor musun? Bugüne kadar her dileğim seninle ilgiliydi. Söylersen gerçek olmaz safsatasına inanmadığımı biliyorsun. Bu yüzden söylerken bu kadar rahatım sanırım. Bu yılki dileğim yanına gelmek ve sonsuza kadar seninle olabilmek. Çok özledim ve çok seviyorum. Bu sefer ki mektup kısa olduğu için özür dilerim. Bu sefer sadece güzel dileklerle dolu olsun istedim. En güzel dileğim de sensin.
Kendine iyi bakman dileğiyle,
Sevgilerle
Lee Jeno

11 Ekim 1954 (Günümüz)

Jaemin, ağlamasını kimseye duyurmamak için elini sımsıkı ağzına kapatmış duyulmasını önlemeye çalışıyordu. Dört koca yıldır dileklerinin gerçekleşmemesi kanına dokunuyordu. Kimseye zararı olmayan kendi hallerinde yaşayan iki insanın başına neden bunlar geliyordu bilmiyordu. Jaemin'in de en büyük dileği ve hayatın ona bahşettiği en güzel hediyesi Jeno'ydu. Biliyordu ki bu hayatta ondan daha fazla kimseyi sevemezdi. Jeno tüm benliğini kaplıyordu. Aniden kalbine saplanan ağrıyla tekrar nefessiz kalmıştı. Eline göğsüne koymuş derin nefesler almaya çalışıyordu. Birkaç gündür geçirdiği krizlerden birini geçirdiğini anlamıştı. Kalbi de isyan ediyordu artık. Jaemin bir kez daha durmasını isterken, durmasını istediği şeyin kalbi mi yoksa ağrının mı olduğunu bilmiyordu. Yanındaki hareketlenmeden dolayı Donghyuck uyanmış yaşadığı yufak çaplı şokun ardından Jaemin'e yardım etmeye çalışmıştı ama o kadar gürültülüydü ki aynı vagonda bulundukları teyzeler bile uyanmıştı. Birkaç dakikalık şiddetli ağrı yavaş yavaş geçmiş Jaemin derin bir nefes alabilmişti. Kalbinin de vücudu gibi çöktüğünü hissediyordu.

_________________________________

Finale son bir.

koparılan çiçekler|| nominHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin