0.2

30 7 0
                                    

Gün atlamaları olacak, bunları ya o günü direkt yazarım ya da bu bölümdeki gibi mektupla bilginiz olsun.

İyi okumalar💝

__________________________________
10 Ağustos 1950

Merhaba güzelim.
Bu cümleyi sana sesli söylemeyi özlediğimi belirterek başlıyorum mektuba. Biliyorum her gün yazacağım dedim ancak ilk gün dışında tam tamına sekiz gün yazamadım. Bulunduğum kesimde özellikle Çin askerleri bizimle çok uğraşıyor ama merak etme turp gibiyim hâlâ. Sadece seni çok özledim. 
Senden zorla aldığım fotoğrafla özlem gidermeye çalışıyorum. Fotoğrafa her bakışımda elimden çekiştirip somurtkan bir ifadeyle "Eğer beni çok görmek istiyorsan, kalabilirsin." demelerin geliyor. Geri döndüğümde...

Jeno yazmaya ara verdiğinde derin bir nefes aldı. Geri dönebilecek miydi emin değildi. Savaş yeri korkunçtu. Sadece on günde zihninde fazlasıyla hasar oluşmuştu. Ve şimdiden birçok askeri de kaybetmişlerdi. Jeno gibi genç ve yeni asker olmuş biri için hatta herhangi bir insan için bile bu olanlar çok fazlaydı. İnsanlık dramı denilen şeyin ortasındaydı. En çok da kanına sivillere dokunulması koyuyordu ya. Yine de belli etmek istemedi Jaemin'e. Her şey yolundaymış gibi göstermek belki de kendisi için de bir umuttu. Kimseye belli etmeden gözyaşını sildi ve yazısına devam etti.

Geri döndüğümde o somurtkan yüzünü öpücüklere boğacağım ama sen yine de gülümseyeceğine söz ver tamam mı?
Bacağın için de suçluluk hissetme artık. Senin hatan değildi ve şu an burada olmadığın için de her ne kadar sen kızsan da memnunum. Kendine dikkat etmen ve daha fazla gülümsemen dileğiyle güzelim.

__________________
23.09.1954

Jaemin elindeki kağıdı önüne bırakmış pişmanlıkla sızlayan kalbini avuçları içine almıştı. Jeno hep sürekli somurttuğundan şikayetlenirken Jaemin böyle doğdunu iddia edip dururdu. Yine de Jaemin'in en çok gülümsediği kişi Jeno'ydu.

"Daha fazla gülmeliydim Jeno, senin biraz gülümse dediğin her an sözünü ikiletmemeliydim."

Gözlerinden yaş akarken sağ eliyle de sızlayan sol göğsüne vurmayı da ihmal etmiyordu. Tamamen dağılmıştı. Jaemin'in, Jeno'suz geçen dört yılı ölümden farksızdı. Hayatında hiç bu kadar çok ve uzun canı yandığını hatırlamıyordu. Sanki hiç geçmeyecekti. Dört yıldır hissettiği acı ve sevgilisine duyduğu özlem bir an bile azalmamış aksine daha da çoğalmıştı. Jaemin daha fazla devam edemedi. Mektuplara bir şey olmasın diye titreyen elleriyle toplamış yatağa yatmıştı. Jeno'nun uzandığı yere elini koyup sanki sevgilisinin elini hisseder gibi örtüye tutunmuştu.

koparılan çiçekler|| nominHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin