Bölüm Şarkısı;
Döneceksin Diye Söz Ver- Yüksek Sadakat_______________________________________
3 Temmuz 1950 (sekiz yıl sonra yani kore savaşı başladıktan 8 gün sonra)
Jeno, titreyen ellerini gizlemeye çalışarak Jaemin'inle kaldıkları odaya girdi. Jaemin'in bacağı sargı bezine sarılmış yatakta öylece uzanıyordu. Açılan kapı sesiyle Jeno'ya döndü. Jaemin, Jeno'nun gerginliğini fark ettiyse de bir şey demedi. Bu aralar kendisinden bir şey sakladığını fark ediyor, Jeno'yu sıkıştırsa da ağzından tek bir laf alamıyordu. Jeno, kapıda daha fazla dikilip eşine bakmaya dayanamadı. İlerledi ve Jaemin'in saçlarına öpücük kondurup kafasını göğsüne yasladı.
"Bacağın ağrıyor mu?"
"Hayır, Renjun ilaç verdi gitmeden önce."
Renjun'un ailesi savaş bölgesinde olduğu için Renjun, Jaemin'in iyi olduğundan emin olmuş sonra da şehri terk etmişti. Jaemin'in hayati tehlikesi yoktu ancak bacağı eski haline dönebilme ihtimali düşüktü. Jaemin, Renjun'n elinden geleni yaptığını biliyordu, bu yüzden istemese de durumu çoktan kabullenmişti. Her ne kadar kabullense de bacağına ayrı en yakın arkadaşının gidişine ayrı üzülüyordu. İkisi de çok özleyecekti Renjun'i ama ellerinden bir şey gelmiyordu. Jeno bir eliyle Jaemin'in saçlarını okşamaya başladı.
"Babanla ne konuştuğunu anlatmayacak mısın artık?"
"Jaemin."
"Efendim."
"Ben gidiyorum."
"Biz demek istedin sanırım?"
Kafasını yukarıya kaldırmaya çalışsa da Jeno izin vermedi.
"Güzelim, ben er olarak cepheye gidiyorum."
"Ne diyorsun sen Jeno? Beni bu halde bırakıp gitmek nereden çıktı? Sen asker bile değilsin! Ne işin var senin cephede?"
"Ülkemiz savaş halindeyken oturmak kanıma dokunuyor."
"Doğruları söyle Jeno. Baban mı zorluyor seni?"
"Jaemin."
Eğilip Jaemin'in yüzünü avuçları arasına aldı. Jaemin'in gözlerinden akan yaşları görünce Jeno da daha fazla tutamadı gözündeki yaşları.
"Güzelim, insan gücüne ihtiyaç var ve..."
Derin bir nefes aldı Jeno. Her kelimesinde Jaemin'in ağlaması daha da çoğalıyordu sanki.
"Eğer gitmezsem babam bizi rahat bırakmayacağını söyledi Jaemin."
"Umrumda değil Jeno. Lütfen gitme."
"Beni senin canınla tehdit etti anlamıyor musun? O üst rütbelerden biri. Ona bu zamanda dokunmamız mümkün bile değil. Onu tanımıyorsun Jaemin ve ben senin nefes almadığın bir dünyada yaşayamam."
Jaemin nefes alamıyormuş gibi hissediyordu. Jeno orada savaşırken o burada öylece oturacak mıydı yani?
"Jeno. Ölmek umrumda değil. Lütfen benden gitme. Gerekirse beraber ölelim ama ayrılmayalım lütfen."
"Kimse ölmeyecek Jaemin. Sen yaşayacaksın ben de geri geleceğim tamam mı? Lütfen ağlama artık."
Jeno, Jaemin'e ağlamaması için yalvarırken kendisinin de ağladığının farkında değil gibiydi. Alınlarını birbirine yasladılar.
"Geri döneceğim."
"Jeno, lütfen gitme."
"Geri geleceğim bir tanem. Savaş bitince kendimize buradan uzak bir yer seçeriz ve ortadan kayboluruz. Sadece ikimiz."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
koparılan çiçekler|| nomin
FanfictionJaemin, ısrarla çalan kapıya doğru adımlarken kapıda onlarca mektubun kendini karşılayacağından habersizdi.