1.1

16 6 2
                                    

Bölüm şarkısı;
Sen Ağlama- Badem

_____________________________________

27 Eylül 1954 (günümüz)

Jaemin, elindeki mektubu derin bir nefesle açtı. Tanıdık el yazısı ve sonda görülen isimle içi titredi. Çok yorgundu ve yorgunluğu geçecek gibi değildi. Gözlerini bir süreliğine kapatıp kendini mektup için hazırladı. Mektupların dört yıl sonra eline geçmesi ve hâlâ Jeno'nun evine dönmemesi durumu fazlasıyla zorlaştırıyordu. Mektupları görünce ne hissedeceğini bilemedi. Özlem duygusu fazlasıyla körüklenmişti ve bununla başa çıkamıyordu. Lucy'nin masaya çıkmasıyla düşünceleri dağıldı ve kedisin başını okşadıktan sonra elindeki mektubu okumaya geri döndü.

1 Eylül 1950

Sevgilim,
Buraya geleli bir aydan fazla oldu.
Şu aralar bulunduğum konum sessiz olunca hemen bir kalem ve bir kağıt buldum. Bir bölükte silah, bıcak ve mermi bulmak ne kadar kolaysa kalem ve kağıt bulmak o kadar zor. Herkesi rahatsız ettikten sonra bir arkadaş yardımcı oldu.
Jaemin'im burada o kadar dehşet verici bir atmosfer var ki... Bilmiyorum ne kadarını görüyorsun, duyuyorsun. Sivillere bile saldırı düzenleniyor. Her gün bizim mahalle hakkında bilgi istiyorum komutandan. Koskoca komutanı bıktırdım ama düşman askerleri bizim oraya gelememiş. Önünü kesmişiz.
Jaemin'im bu aralar kalbimi saran bir korku daha var. Ben sana aynı Jeno olarak dönememekten korkuyorum. Bilmiyorum, sanki sen beni teyzemin dükkanında bulmadan önceki halimden daha da kötüyüm. Ruh hali olarak değil demek istediğim, karakter olarak. Hâlâ mermilerimin hedefinin bir insan olmasını kaldıramıyorum. Beni değiştirdiğini hissettiğin en kötü mesele de bu. Neyse fazla zamanım kalmadı. Birazdan kontrol için gideceğiz. Bu yüzden direkt sana geçiyorum. Bacağın nasıl oldu? Umarım ağrıların devam etmiyordur güzelim. Aklımdan bir an olsun ağrıyan bacağın çıkmıyor. Gerçi... Seninle ilgili hiçbir şey aklımdan hiç çıkmıyor Jaemin. Lütfen iyi ol ve bunu okuyunca kızma ama olur da ben gelemezsem beni bulmaya gel olur mu? Burada çok fazla sahipsiz cenaze var.
Bunları üzül diye yazmıyorum ki aslında ben ne yazdığımı tam olarak idrak edemiyorum. Tek bildiğim seni çok özlediğim. Kalbimde tütüyorsun. Seni çok seviyorum Na Jaemin.
Sevgilerle
Lee Jeno

Kalemi durdurdu ve önünde ağaca uzun uzun baktı. Ölürse muhtemelen kendisini kimse ziyaret etmeyecekti. Jaemin'den bunu istemek bencillik miydi bilmiyordu.

"Jaemin, lütfen ölü olsam bile bir kere bile olsa beni görmeye gel. Ölsem bile seni bir kez daha görmek istiyorum."

İçinden geçen ve fısıltıyla havaya karışan cümleleri buydu ama Jaemin'e yazmaya gönlü el vermedi. Mektubu ulaşırsa o bacağıyla savaş alanına gelmesinden korktu. Sevdiğinin böyle bir deli yanı vardı. Elindeki kalemle görünmeyecek şekilde "Burada çok fazla sahipsiz cenaze var." cümlesinin üstünü karaladı.

27 Eylül 1954 (Günümüz)

Jaemin, elindeki mektubu masaya öylece bıraktı. Gözündeki yaşlar durmuyordu. O kadar ağlamasına rağmen hâlâ akabilen göz yaşları Jaemin'den daha dirayetli çıkmıştı. Gözündeki yaşları sildi. Jeno belki yazamamıştı ama Jaemin içinden geçenleri anlamıştı. "Beni bul." demenin ne demek olduğunu çok iyi anlamıştı. Jaemin Jeno'yu o kadar iyi tanıyordu ki kelimenin altında yatanları anladıkça daha da kahroluyor kalbinin üstündeki baskı daha da çoğalıyordu.

"Ben de seni çok seviyorum Jeno."

"Hem de çok."

_________________________
Eveet, finale çok az kaldı. Hazır mısınız??

koparılan çiçekler|| nominHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin