Bölüm 11: Ne Olacaksa Olsun

395 48 5
                                    


Değerli bir okuyucumun isteğiyle bölümü bir gün erken paylaşıyorum 🫣 Umarım beğenirsiniz💛🍀

Nefes günün sonunda bilgisayarını toparlayıp çantaya koyduktan sonra Hakan'ın masasına giderek "Hakan ben çıkıyorum. Bak orada şirket telefonum açık olacak. Bana ihtiyacın olursa lütfen ara olur mu?" dedi.

Hakan yerinden kalkarak Nefes'e sarıldı. "Çok teşekkür ederim Nefes. İyi yolculuklar sana."

"Teşekkür ederim. Görüşürüz."

Meral Hanım da Nefes'e iyi yolculuklar diledikten sonra Nefes siyah kabanını giydi. Çantasını ve bilgisayarını koluna taktıktan sonra kırmızı şemsiyesini aldı ve çıkışa doğru yürümeye başladı.

Bugün çok yağmur yağıyordu. Şemsiyesini açarak yavaş adımlarla ikinci dolmuşuna binebileceği yere doğru yürümeye başlarken boş boş etrafına bakınıyor, bir yandan da düşünüyordu. Önce eve gidip Buket'ten bu yolculuk için ödünç aldığı valizini ve evden götüreceklerini alacaktı, sonra da Anıl gelip onu alacaktı. Havaalanına Buket'lerden gideceği için Buket'in dolabından seçtikleri kıyafetleri eve hiç getirmemişti. Hazırlanmayı orada tamamlayacaktı.

Gelecek ay bu evden çıkacak olması onu heyecanlandırıyordu. İlk ay aldığı bisiklete iki bin lira verdikten sonra beş ay boyunca kenara her ay iki bin lira atmıştı. Toplamda yirmi bin lirası vardı artık. Buket'lerde kaldığı sürece de kenara o kadar veya daha fazla para atmayı başarırsa Buket'lerden taşınmadan önce yeni evi için yapacağı masraflar için yeterince para biriktirmiş olacaktı. Böylece güvenlik olarak adlandırdığı yirmi bin liraya dokunması gerekmeyecekti. Tabii ilk planı eşyalı bir ev tutmaktı.

Kiraya sekiz yüz lira verirken kenara hala iki bin lira ayırabildiğinden yola çıkarak faturaların tamamını kendisinin ödeyeceğini de hesaba katınca ev tutmak için iki bin, iki bin beş yüz lira kadar bir bütçesi olduğunu düşünüyordu. İnternetten araştırdığında çok güzel evlere yetmeyeceğini görmüştü ama Üsküdar taraflarında yaşanabilir eşyalı bir ev bulabilirdi. Ne kadar uygun bulursa o kadar iyiydi tabii, mümkünse para biriktirmeye devam etmek istiyordu.

Asıl soru bu fiyata mobilyalı bir daire bulamazsa eşyaları ne yapacağıydı. O durumda her şeyi biriktirdiği paradan alması gerekecekti. Yirmi bin liranın üstünde kalan her kuruşu keyifle harcardı ama yirmi bine dokunması gerekirse çok mutsuz olacaktı.

Önemli olan beyaz eşyalardı. En çok onlar tutacaktı. İkinci el alsa bile diğer eşyalarla birlikte onu zorlayacaktı. Spotçudan mobilya kısmını ucuza kapatırdı. Halıya şimdilik gerek yoktu, perdeleri de hazır perdecilerden ucuza alırdı. Mutfak için gerekli şeyleri de bir milyonculardan birer-ikişer tane alır geçerdi. 'Dur bakalım, olmazsa bir süre daha da dikkatli olurum. Şu anda iki bin lira ayırıyorum kenara ama Buket'e söz verdiğim gibi canım bir şey istediğinde aldığımdan öyle oluyor. Sıkarım biraz daha dişimi, hallederim...' diye düşündü.

Bu sırada sokağın köşesine gelmişti. Karşıdan karşıya geçmek için gelen geçen araba var mı diye bakarken karşıdan gelen bir araba öyle bir hızla geçti ki Nefes'in üzerine baştan aşağı çamurlu su boca etti.

Nefes 'Hiiiiii' diyerek şok içinde olduğu yerde donakaldı. Bu mesafeden bu kadar suyu nasıl sıçratabilmişti? Şemsiye yüzünü korumuştu ama göğsünden aşağısı sırılsıklam olmuştu. Üzerine bakarken o kadar sinirleri bozulmuştu ki gülmeye başladı.

Birden yağmur sesinin arasında tok bir ses duydu.

"Nefes? Nefes iyi misin? Hayvan herif! İnsan biraz yavaş gider, sırılsıklam etti seni!"

Senden Başka Hiç KimseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin