Yak Gel

Yirmi dördüncü bölüm

2 yıl sonra
T: *Sabah olmuştu. Kalkıp rutin işlerimi hallettim. Bugün uyuşturucu çetesine baskın yapacaktık. Bol siyah bir sweatshirt ve eşofman altı giydim. Kahvaltı etmeden evden çıktım. Canım çekmiyordu. Arabama binip bizim mekana gittim.*
Günaydın komiserim.
K: Günaydın Tuana. Hazır mısın?
T: Evet komiserim hazırım.
K: Tuana senle bir şey konuşabilir miyim?
T: Tabi komiserim.
K: Gel otur şöyle. Tuana dosyana en büyük 1. Mafyaya yapılacak baskına katılmak istemediğini yazmışsın.
T: Doğrudur.
K: Neden? Özel bir durum ise belirtmek durumunda değilsin.
T: Evet özel bir durum komiserim.
K: Sadece en başarılı polisimiz olduğun için bu operasyona katılmaman bizim için büyük kayıp. Sana ihtiyacımız var.
T: Biliyorum ama gerçekten o operasyona katılamam. Af buyurun komiserim.
K: İki de bir komiserim demek zorunda değilsin rahat ol Tuana.
T: Peki komi- pardon. *Bunun üzerine tebessüm etti.*
K: Ferhat diyebilirsin Tuana.
T: Peki. Baskın ne zaman başlıyor?
K: Yarım saat sonra.
T: Teşekkür ederim.

T: Arkadaşlar hazırsanız çıkalım.
A: Hazırız Tuana.
Ü: Hazırız.
E (Emre): Hazırız.
S (Serhat): Hazırız.
T: Çıkalım. *Arabaya bindik biz beş kişilik bir ekiptik. Alisa, Ülkü, Emre, Ben ve Serhat. 50 kişilikte takviye ekip istemiştim. Şu an baskın yerine doğru gidiyorduk. Eğitimlerden geçmiş ve time katılmıştım. Bir dilekçe yazmış Alisa ve Ülkü ile aynı ekipte olmak istemiştim. İsteğim kabul edilmişti. Gösterdiğim üstün başarıyla 1 yılda 8 kez terfi almıştım. Ekibin en üstü bendim. Düşüncelerimi Alisa'nın sesi böldü.*
A: Tuana komiser seni neden çağırdı?
T: En üst mafyaya yapılacak operasyona neden katılmayacağımı sordu.
A: Sen ne dedin?
Ü: Ne dedin?
T: Özel mesele dedim.
A: Anladım.
Ü: Üstelemedi mi?
T: Hayır.
A: İyi.
Ü: Keşke o 6 ayı beklemekle geçirmeseydin.
A: Ülküüü!
T: Sıkıntı yok... *6 ay boyunca onun gelmesini beklemiştim. En sonunda kendimi toparlayıp eğitimlere girdim. Ve kazandım. Eğitimler benim için çok zordu. Maddi olarak değil manevi olarak. Çünkü aklıma hep o geliyordu.

1 yıl önce
E: Hepsinden başarıyla geçtin Tuana.
Eğitmenin olarak senle gurur duyuyorum. Tek bir eğitim kaldı. Eziyetlere alışık olman gerekiyor. Çünkü eğer bir gün seni yakalarlarsa planlarımızı anlatman için seni zorlayacaklardır.
T: Ben hazırım komiserim.
E: İstersen yanına birini çağırabilirsin.
T: İstemiyorum komiserim.
E: Peki Tuana. Eziyetlerin bazı kuralları var. İlk kural asla çığlık atma. İkinci kural onlara yalvarma. Üçüncü kural ................ Bu da son kuraldı. ilk olarak bıçakla çizik atmaktan başlayalım.
T: Eğitmen bıçakla çizikler atıyordu. Canım çok acımasada onu hatırladıkça içim de bir şey sızlıyordu.
Ç: 1,5 ay kaldı.
T: Neye?
Ç: İşinin eğitimlerine...
T: Ben dayanabilirim Çağan. Yanımda olduğun sürece her şeye dayanırım.
Ç: O zaman o eğitimlerde hep yanında olacağım.
T: Teşekkür ederim.

Hani neredesin nerede?! Yoksun işte. Göz yaşlarımı bile umursamamıştı.
6 ay ya altı ay. Onu beklemiştim. Döner diye. Beni bırakmaz diye. Ama karşısında yeni bir Tuana bulunca şaşıracak.

Ç: Neee? Biz şimdi sevgili miyiz?
T: Bir şartla!
Ç: Kabul!
T: 🤭. Bir daha benim kalbimi kırmayacaksın. Beni bırakıp gitmeyeceksin. Yoksa bu sefer intikam alırım.
Ç: Kabul. Şimdi sevgili miyiz?
T: Hayır.
Ç: Niyeee?!
T: Ben çıkma teklifi almadım.
Aynen böyle bu sefer intikam alacağım. Söz veripte tutmamak neymiş görecek. Bana söz verdi ama tutmadı.
T: Beni bir daha arkanda bırakıp gitmeyeceksin, bana sırtını dönmeyeceksin değil mi?
Ç: Asla Naz, asla.
Bu sefer sırtını dönüp giden ben olacağım. Onu her gördüğümde kalbim harekete geçse de bu sefer kalbimi dinlemeyeceğim. Kalbini dinlersen kırılan taraf sen olursun...
Günümüz
E: Tuana iyi misin?
T: Evet.
E: Bir derdin varsa bana anlatabilirsin.
T: Hayır teşekkürler.
E: Güven sorunun var galiba.
T: Güven sorunum yok hiç güvenmiyorum...
E: Alisa ve Ülkü?
T: Onlar hariç.
E: Anladım.
T: Hadi ekip iniyoruz. *İndik ve görev dağılımı yaptım.* Takviye ekipten on kişi dışarıdakileri etkisiz hale getirin.
Ülkü onların başında kal.  Takviye ekipten 5 kişi de tutuklayıp polislere teslim edecek. Geri kalan takviye ekip içeriyi basın. Alisa ve Ferhat siz de onlarlasınız. Ben ve Emre kime kaçakçılık yapıldığını bulmak için belgeleri arayacağız.
Bir sıkıntı var mı?
H (hepsi): Yok!
T: Hadi bakalım. İyi şanslar. *Herkes işinin başına giderken Emre'ye döndüm.* Emre USB yanında mı?
E: Evet.
T: Hadi. *İçeri girer girmez bir kaosun içine düşmüştük. Adamları teker teker atlatıp baş kişinin odasına girdik. O adamı tutuklayıp takviye ekipe verdik. Ve odayı incelemeye başladık.*
E: Tuana sen silah ve dövüşte iyisin kapının önünde odayı ara biri girerse de etkisiz hale getirirsin.
T: Mantıklı. *Daha aramaya yeni başlamıştım ki içeri iki kişi daldı. Biri bana yumruk sallayınca güldüm. Yumruğunu tutup bileğini büktüm ve arkasına geçtim. Arkadan tekme atınca çokta etkisiz hale gelmişti. Diğer adamın tekmesinden kurtulup ayağını tuttum ve sertçe çektim. Yer düşünce de yüzüne tekme attım.*
Bitti.
E: Süpersin.
T: Biliyorum. *Aklıma gelen şey ile moralim bozuldu.
T: Bak ben sandviç ve öğle yemeği hazırladım. Akşam da dışarıda yeriz.
Ç: Mükemmelsin.
T: Biliyorum.🤭
Neyse Tuana kendine gel. Odayı tekrar incelemeye başladım. Kilitli bir dolap buldum. Kilidi silahla vurdum. Kilit açıldı. Bir sürü belge ve bir bilgisayar buldum *
Emre buraya gelsene.
E: Ne oldu?
T: Bilgisayar buldum bir baksana. Ben de belgeleri inceleyeyim. *Yarım saat sonra gerekli belgeleri bulmuştuk. Odadan çıktık. Her yer kan revan içindeydi.*
Alisa bitti mi?
A: Evet.
T: Emre git doktorları çağır. Bizimkilere bir baksın.
E: Hemen.
T: Ülkü?
Ü: Buradayım.
T: Serhat?
-
T: Serhat nerede?!
A: Bilmiyorum ama az önce buradaydı.
T: Ben çıkıyorum siz burayı halledin. *Hemen çıkıp arabama bindim. Merkeze gelip kendi odama girdim. Ekibim de ki herkese taktığım GPS cihazı işime yarayacaktı. Serhat'ın cihazını aktifleştirdim. Buraya 1 saat uzaklıktaydı. Ve hala hareket halindeydi. Bu dosyayı kendi telefonuma gönderdikten sonra gerekli olan herşeyi alıp arabayla yola çıktım. Yarım saat sonra Serhat durmuştu. 1 saatlik yolum vardı. Umarım Serhat'a bir şey olmaz.*
                       1 saat sonra
T: *Sonunda gideceğim yere vardığımda buranın uyuşturucu ile bir alakası olmadığını anladım. İçeriye gireceğim anda iki adam yolumu kesince susturucu taktığım silahı çıkarıp onları vurdum. Uğraşamazdım çünkü vaktim yoktu. Maskemi takıp içeri girdim. Ve 15-20 silah birden bana doğrultulunca güldüm. İçeri sis bombası attım. Ve bütün adamları vurmaya başladım. Tüm adamlar ölünce diğer yere girdim.* 45?
S: 88? Sonunda geldin. Dikkat et burada çok adam var.
T: Merak etme takviye ekip çağırdım. Hemen seni çözelim.
H(herhangi biri): O kadar kolay değil!
T: Ooo ben de nerede kaldınız diyordum. Buyrun gelin. * 10 adam içeri girdi. Hepsini hallettikten sonra son adama baktım. Saldırıya geçti. Yumruk atınca kaçmadım. Sadece biraz geri çekildim. Yumruğu hafif değince oyunuma başladım. Yalandan ağlayarak:* AAA çok acıdı. AHHH.
*Adam afallayınca gülmeye başladım. Yüzüne kafa attım. Karnına tekmeyi geçirdim. Ensesine vurunca bayıldı. Ellerimi sanki kirlenmiş gibi çırptım.*
Çok kolaydı. *Serhat'ı çözdüm ve onu merkeze gönderdim. Ben de burayı inceleyecektim. Bana bu gün hiç bir şey olmamıştı. Herhangi bir yerimde bir kızarıklık bile yoktu. İçeri alkışlayan biri girdi. Yüzünde maske olduğu için nasıl biri olduğunu göremedim.*
X: Mükemmeldi gerçekten mükemmeldi. Tebrikler.
T: Çok konuşma geveze! Sen kimsin?
X: Buranın başıyım.
T: Adamlarının hepsi leblebiydi. Bak bir yerimde dahi bir şey yok.
X: Sen fazla iyisin. Polissin değil mi?
T: Evet. Sen de mafya.
X: Aynen. Benden kurtulamazsın küçük polis.
T: Göreceğiz bay gizem. Tüm mafyalar benim için bir hiçtir.
X: Oo neden?
T: Sizin gibi alçakları hiç sevmem. Sırayla hepinizi batıracağım.
X: En sona kimi saklayacaksın?
T: 1. Mafyayı.
X: Zor olan sona o zaman
T: Aynen öyle. Şimdiiii bence kendin teslim ol. Çünkü böylece cezan kısalır. Beni de yormamış olursun.
X: Çok beklersin. Ayrıca bence sen teslim ol.
T: Çok beklersin. *Silahımı kullanamazdım çünkü adamı sağ olarak emniyete götürmem lazımdı. Hemen adamın üzerine atlayıp silahını aldım.* Şimdi durum eşitlendi.
X: Niye senin silahın yok mu?
T: Var ama seni emniyete sağ salim götürmem lazım. Silah kullanamam.
X: Bakalım kim kimi götürecek. Ben daha önce benden iyi dövüşen görmedim.
T: Bakalım. *Yumruğumu sanki yüzüne geçirecekmiş gibi o tarafa salladım. Yüzünü korumaya alınca karnına geçirdim. Tekme savurunca tutup kendime çektim o düşerken ayağını çekince bende üstüne düştüm. Kendimi toparlayıp maskesini çıkaracağım sırada bileğimi tutup büktü. Bileğim burkulmuştu. Diğer elimi kaldırıp gözüne yumruğumu geçirdim. Gözü morardı. Bir anda dönüp beni altına aldı. Bir şey yapmasına izin vermeden dizimi bacak arasına geçirdim. İnleyip kalktı. Ben de hemen kalktım. Elini cebine sokup bir şey çıkardı. Ve ben daha ne olduğunu anlamadan bana sıktı. Çok hafif bir sızı hissettim. Bu bayıltıcı etkisi olan silahtı. Gözlerim kararırken yüzüne son kez tükürdüm.* Sizin gibilerinden nefret ediyorum!
X: Geçmiş olsun.

Bu bölüm de burada biter...
🤭