Yirmi ikinci bölüm

189 11 0
                                    

T: Bu üç gün de ne mi olmuştu? Arda sürekli beni gıcık edecek şeyler söylemiş ve ben ona laf sokunca beni kendimden geçene kadar dövmüştü. (#kadınaşiddetehayır!) Sonra yine cıvık cıvık aşkım sevgilim diyordu. Bu gün 4. günün sabahıydı. Yapacaklarından korkuyordum. Zeynepte Çağan'ı başka bir yerde zincirlerle bağlamıştı. O yüzden kurtulma şansı sıfır.
A: Günaydın sevgilim. Sana mükemmel 2 haberim var. birincisi bundan sonra istediğimiz kadar aşkımızı yaşayabiliriz. Çünkü bugün 4. gün.
T: Ben sana aşık değilim. Şunu o kafana sok.
A: İkincisi de aşkımızın önüne geçen Çağan artık olmayacak.
T: Neee? Neden?
A: Zeynep Çağan'dan sıkılmış. O yüzden bugün akşam onu senin gözlerinin önünde öldüreceğim.
T: Zeynep'ten bu beklenir zaten. Arda lütfen Çağan'a bir şey yapma. Lütfen.
A: Çok mutlu olduğunu biliyorum.
T: YAA YETER NE MUTLULUĞU? BEN SENİ DEĞİL ONU SEVİYORUM. ANLA ARTIK. SENDEN DE ZEYNEPTENDE NEFRET EDİYORUM! YET- *Tokatın şiddetiyle yana savruldum. Ve susmak zorunda kaldım.*
A: Ha bu arada geceye hazır ol. 😉
T: N-ne?
A: Duydun sevgilim.
T: Ha-hayır. Hayır hayır hayır! *Arda çoktan çıkmıştı. Ve ben gerçekten yorulmuştum. Beni dövmesindende, attığı tokatlardan da, beni böyle korkutmasından da yorulmuştum. Keşke şu an zaman dursa hiç akşam olmasa hem Çağan için hem de gece...
8 saat sonra
A: Sevgilim hadi hazırlan çıkalım.
T: N-nereye?
A: Çağan'ın ölümünü izlemeye.
T: *Sessizce yutkundum...
Şu an arabadaydık. Bir yere gidiyorduk. Bugün dudağıma kondurduğu öpücüklerin haddi hesabı yoktu. Ben asıl Çağan'ı nasıl kurtarabilirim onu düşünüyorum. Ama aklıma hiç bir çözüm yolu gelmiyor. İstemsizce bir yaş düştü gözlerimden. Yanaklarımdan süzülerek boşluğa düştü. Zaten o yaşları hiç silen olmamıştı. Araba ana yoldan sapıp toprak yola girmişti. Karşıda orman vardı.*
Nereye gidiyoruz?
A: Ormana. Zeynepler orada bizi bekliyor.
T: *10 dk boyunca yol almıştık sonra durduk. Arda beni inmemem için tembihleyip indi. Etrafıma bakınca bir telefon gördüm. Şükürler olsun ki şifresi yoktu. Hemen Yağız'a mesaj yazdım.*
"Yağız ben Tuana. Sakın bu numarayla iletişim kurmaya çalışma benim değil. Herhalde kaçırıldığımızı anlamışsındır. Arda bizi kaçırdı. Bu numarayı Alisaya ver yerimizi bulmaya çalışsın. (Arkadaşlar Alisa özel harekatlarda polis ya) Lütfen çabuk olun. buraya gelin Çağan ölmek üzere. Şu an bir ormandayım ve bizim evden 1 saat uzaklıktayım en fazla bunu söyleyebilirim. Daha da bir şey bilmiyorum."
Umarım bizi bulurlar. Hemen mesajı bu telefondan sildim. Arda geldi.
A: İnebilirsin sevgilim.
T: *Cevap vermeden arabadan indim. Bir 2 dakika yürüdük. Ve ağaçların çok sık olmadığı bir yere geldik. Şu an karşımda bir sandalyeye bağlanmış Çağan vardı. Hem halatla hem bantla hem de zincirle bağlanmıştı. Yaklaşık 10-15 tane koruma vardı.
Z: Arda bence onlara biraz süre tanıyalım. Konuşsunlar. Zaten son saatleri.
A: Peki.
T: *Çok az uzaklaştılar. Bizi izliyorlardı.* Efe? İyi misin?
Ç: Beni bırak sen iyi misin? Sana bir şey yaptı mı dokundu mu sana?
T: *Çağan'ı üzmemek için yalan söyledim.* Hayır. *Derin bir nefes aldı. Rahatlamış gibiydi.* Çağan beni bırakma n'olur.
Ç: Bizim sınıfta bir tane çocuk vardı. Adı Mert. Hatırlıyor musun?
T: Evet hatırlıyorum.
Ç: Bir ara sınıfa kaşı patlamış, Gözü morarmış bir şekilde gelmişti onu hatırlıyor musun?
T: Evet?
Ç: Çünkü ben çocuğu dövmüştüm.
T: Ne? Neden?!
Ç: Çünkü sana aşıkmış. Gelip bana anlattı. Ben de çocuğu bir güzel dövmüştüm.
T: Hayvansın. Yazık değil mi çocuğa?
Ç: Sen onu mu koruyorsun?
T: Hayır Efe.
Ç: İyi. Sana bir ara dövüş dersleri veriyordum hatırlıyor musun?
T: Hatırlamaz mıyım? Güya öğretiyorum diye dövüyordun.
Ç: Emin ol gücümün çeyreğini bile kullanmıyordum.
T: Ama işe de yaradı. 🤭

***
A: Evet yeter bu kadar.
T: *Tekrar korkmaya başladım ve görünürde kimse yoktu.* Arda lütfen biraz daha.
Ç: Ona yalvarma Tuana!
T: Ama Ef-
Ç: Tuana!
T: Arda saat kaç?
A: 8.15
T: *Mesaj atalı 1.30 saat olmuştu. Ve hala kimse yoktu.*
A: Son sözünü söyle Çağan!
T: Asla böyle bir şey olmayacak! *Arda'ya dönüp bacak arasına tekme attım. Çömelince de kafasına tekme geçirdim. Yere yığıldı. Zeynep üzerime atlayınca saçından tutup çevirdim. Yere attım. Karnınada tekme geçirdim. Korumalar üzerime saldırdı. Hepsiyle baş edemezdim. Olduğu kadarıyla artık. Biri üzerime atladı. Yumruğunu savurdu. Tutup kendime çektim. Dizimle bacak arasına tekme attım. Tam o sırada eğilip başka birinin tekmesinden kurtuldum. 2. teknesiyle ayağını yakaladım. Ve tüm gücümle çektim. Sonra hepsi atağa geçince bağırdım.
T: ADAM OLUN LAN! 1 KIZA KARŞI 10 KORUMA OLUR MU?
Y: Tek olduğunu kim söyledi?
T: Yağız! Teşekkür ederim.
AÜL: Biz de burdayız.
T: Alisa, Ülkü, Leya! Kurtulduk!
Y: LEYA SEN ÇAĞAN'I ÇÖZ! ÜLKÜ SEN ONLARI KORU Kİ LEYA'NIN İŞİ KOLAYLAŞSIN. BİZ DE GERİ KALANLARLA DÖVÜŞELİM.
TAÜL: TAMAMDIR!
Hızlı geçiş: Leya Çağan'ı çözer ve hep beraber tüm adamları alt ederler. Çağan adamlarını çağırır ve Arda'yı götürmelerini ister.
T: E-efe!
Ç: Naz! İyisin değil mi? Lütfen sana dokunmadığını söyle.
T: Dokunmadı ama bu gece dokunacaktı. Çok teşekkür ederim Çağan.
Ç: P*ç kurusu! Ben onu nas-
T: Eve gidince konuşalım Çağan...
Ç: Peki. Teşekkür ederim yağız.
Y: Rica ederim kardeşim. Lafı bile olmaz.
T: Kızlar... Hepinize teşekkür ediyorum.
ÜLA: Ne demek. Her zaman yanındayız.
T: *Oradan ayrıldıktan sonra arabaya binip eve geldik. Çağan yol boyunca hiç konuşmadı. Ben de konuşmadım. Beni koruyamadığı için sinirliydi herhalde. Kendimize geldikten sonra beni yanına çağırdı.*
T: Efendim?
Ç: Dökül bakalım neler olmuş?
T: İlk sen anlat.
Ç: Bana bir şey olmadı ki böyle boş boş 4 gün geçirdim. Ama o 4 gün sana bir şey olacak diye kafayı yedim. Sonuçta o pislik sana aşıktı. Ayrıca benim eski düşmanımdı. Onu nasıl tanıyamadım anlamıyorum. Sana da kafayı benim yüzümden taktı. Şimdi sıra sen de.
T: Bana 3 gün süre tanıdı. Beni hiç ellemeyecekmiş o süre zarfında. Sürekli bir elim yatağa bağlıydı. O kadar. Ama sürekli d- neyse boş ver.
Ç: Söyle Tuana!
T: Boş versene.
Ç: TUANA!
T: *Bana ilk defa bu kadar bağırmıştı. Haklıydı da. Sevdiği kadını koruyamadığı için sinirliydi.* Beni o 3 gün boyunca her fırsatta d-dövdü.
Ç: NEE?! NASIL DÖVDÜ?
T: Kemerle, eliyle, ayağıyla.
Ç: Ne zaman duruyordu peki?!
T: Kendimden geçince. *Bunu duyunca hızlıca oturduğu yerden kalktı. Ve ellerini yumruk yapıp sıkıyordu. Bir oraya bir buraya yürüyordu. Göz göze gelince bir an durdu ve üzerime gelmeye başladı. Bende refleks olarak geri geri gitmeye başladım. Sırtım duvarla buluşunca durdum.* Ç-çağan n-ne yapıyorsun?
Ç: Neden bu kadar korkuyorsun?
T: *Bir şey demedim.*
Ç: Yüzünü duvara dön.
T: N-niye?
Ç: Dediğimi yap!
T: *Yavaşça döndüm. Sırtım ona dönüktü. Sweatimi tutup sırtımı açtı. Kemer izlerini görünce tam anlamıyla çıldırdı.*
Ç: NEDEN KENDİNİ KORUMADIN TUANA NEDEN? CEVAP VER HADİ CEVAP VER! SENDE O GÜÇ VARKEN NEDEN KENDİNİ KORUMADIN?
T: B-bağırma Efe.
Ç: OOOOOFF!
T: *Sinirle yukarı çıkıp odasına gitti. Ne kadar süre bilmiyorum ama baya bir bekledim onu hiç kıpırdamadan. Sonra da kararlı bir ifade ile yanıma geldi.*
Ç: 4. Gün ne yaptınız?
T: İyi misin?
Ç: 4. Gün ne yaptınız?
T: B-be-beni sürekli...
Ç: Sürekli ne Naz?
T: Beni sürekli öptü. *Ayağa kalkıp yanıma geldi. Beni de kaldırdı. Gözlerinde çözemediğim bir kararsızlık vardı. Gözlerini gözlerimden çekmiyordu. Sanki bir şey de karar vermek de zorlanıyor gibiydi. Beklemediğim bir anda bana sarıldı. Sonra boynum da bir sızı hissettim. Sonrasını hatırlamıyorum...

Hikayenin adının hakkını bundan sonraki bölümler verecek. Hadi hayırlı olsun.

Yak GelHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin