21. BÖLÜM: "AFRAZE"

76.6K 4.4K 4.2K
                                    

Bölüm şarkısı: "Durand Jones - Sea Gets Hotter
Nina Simone - I Put A Spell On You"

Bölüm hedefi: 1.3K vote + 2K yorum. Ne kadar çok ara yorum o kadar çok yeni bölüm 🫧

Multimedya: "Savaş Türkay & Leyna"

İyi okumalar!

Afraze: Aydınlık, ışık, nur.

21. BÖLÜM: "AFRAZE"

Arabanın içindeki haddinden fazla uzun süren sessizlik dayanılır gibi değildi. Sadece Savaş Bey'in ön camın buğulanmasını önlemek amacıyla aralandığı pencereden, mart rüzgarının dingin uğultusu duyuluyordu.

Birbiri ardına geçtiğimiz yollarda, buz ve kar bir gelinlik gibi serilmiş, birkaç çocuk ıslık çalarak kar topu oynuyordu. Ağaçların sonbahar yapraklarına biriken kar yığınları, tekrardan bir kar seremonisi varmış gibi yerlere düşürüyordu.

"Bu kadar gerilmeni gerektirecek bir gezi değil." diyen Savaş Bey'e ısırmaktan ezme noktasına getirdiğim dudaklarımı serbest bırakarak sakin gözlerle baktım. "Orada seni yemeyeceğim."

Geçmekte olduğumuz cadde, her zaman yere iğne atsan duyulacak kadar sessiz olan durumlarda içimde açığa çıkan huzursuzluğu saklamaya çalışacak kadar işlek ve gürültülü sayılırdı.

Başımı iki yana silkelenerek salladım, "Sadece çok ani oldu." dediğimde araba iyiden iyiye tanıdık olan o sokağa girdi. "En azından Gazel'e haber verseydim."

"Sen mi benim yoksa ben mi senin kişisel asistanınım bilmiyorum ama..." dedi, araba son hız skalasına göre oldukça düşük seyrediyordu. "Gazel'e valizini hazırlaması için haber verdim."

Araba, tam da evimin olduğu sokakta bir köşeye çekildiğinde derin bir nefes alarak üzerimde artık giyinmekten kırışık bir hale gelmiş ceketime sarındım.

"Sadece valizini al ve gel." dedi kontağı kapatırken. "Dedikodu yapmak için daha sonra çok boş vaktiniz olacak, şimdi değil."

"En azından duş alsaydım?" diye mırıldandığımda saç diplerim istemsizce kaşınmıştı.

Sadece 2 gündür banyo yapmıyordum fakat o evde yaşadıklarımdan ve Koray Bey'in arabasından sonra kendimi dünyanın en kirli insanı gibi hissediyordum.

Savaş Bey, emniyet kemerini çıkararak hiç ummadığım bir anda üzerime doğru eğildiğinde deli gibi bir çırpınışla geriye doğru savrulmamak için kendi içimde büyük bir güçlükle mücadele ettim.

Bu adama ne kadar karşı koymaya çalışırsam çalışayım, buruk bir çaresizlik her defasında kötü anları beraberinde getiriyordu. Onun olduğu ortalık, sessiz olduğunda içimi sızlatan korkunç bir heyecan bir su gibi gün yüzüne çıkıyordu.

Saçlarımı kokladı.

Burnu tam olarak saç diplerime değmişti ve derinden gelen nefesini ılık bir banyo gibi tenimde hissetmiştim.

Şu anda evde veya mağazada olsaydık ondan kaçardım. Herhangi bir yer olabilirdi. Neresi olduğunun bir önemi yoktu fakat ona karşı hain bir planla görevlendirilmiş bir hırsız olarak duygularını da çalmadan tek yapmak istediğim ondan kaçmaktı.

"Gayet temiz kokuyorsun." dediğinde burnu, saç diplerimden hiç çekilmeyecek gibi bir ısrarla derin nefes daha aldı. "Hatta çok güzel."

"Valizi alsam iyi olacak." diye mırıldandığımda bir an üzerimden hiç ama hiç çekilmeye niyeti olmadığını sandım. Ardımda kalan kapı kulpundan zorlukla tutup açtığımda neredeyse sokağa sere serpile düşmek üzereydim.

BANA KENDİMİ VERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin