24. BÖLÜM: "LETÂİF"

85.8K 5.3K 5.6K
                                    

Bölüm şarkısı: "Billie Eilish - Six Feet Under
Teya Dora - Dzanum"

Multimedya: "Leyna Ersen"

Bölüm hedefi: 3K vote ve 4K yorum

Bölüm ithafı: @aybikbik8

Keyifli okumalar dilerim! 🖤

24. BÖLÜM: "LETÂİF"

Benimle birlikte yürüyen bir ayak sesi, ardından aynı ama daha hafif bir ses duyuyorum. Şu an için beynimde yer edinen şeyler bunlardan ibaret.

İlk şoku atlatmanın ardından bir click sesi duyuluyor boş depoda; arkamdaki adam kemerinden metalimsi bir şey çıkararak belimin çukuruna tam da o anda bastırıyor.

Bu sesi şimdi daha net tanıdığımı fark ediyorum. Hafızamda, asla tam olarak unutulamayacak korkunç bir yara bu ses.

Bir bıçağın çıkardığı o pürüzsüz, iç gıcıklayıcı tını.

Debelenmenin verdiği hararetle soluk soluğa kalan biri daha var ve bu ses benden değil, tam olarak arkamda beni sürükleyen kişiden gelen bir hırlamaydı.

Zihnim ve sürüklenen bedenim, nabzımla eş zamanlı olarak zonk­larken tüm ağırlığımı ayaklarıma vermek için direndim. Birilerinin dikkatini çekmem gerekiyordu ve bunu yapmanın tek yolu, beni arkamdan sürükleyen kişiye olabildiğince güçlük çıkarmaktı.

"Siz kimsiniz ve beni nereye götürüyorsunuz?" dediğimde arkamdaki adam, iri ellerini dudaklarımın üstüne daha çok bastırmıştı ve dudaklarımın arasından zorlukla çıkan sesim artık boğuk bir fısıltıya dönüşmüştü.

Kumaş deposunun ılık havasından büyük adımlarla dışarıya çıktığımızda tenim serin havayla buluştu. İçime bir titreme gibi gelen bu soğukluk, bir yandan iyi de gelmişti. Çünkü tenimin hemen altında yanan bir şeyler vardı ve bu şey her ne ise midemde de fokurdadığını hissediyordum, ardından her yeri­me kramp girmesini sağlayacak kadar şiddetli bir şeydi.

"Savaş Kaner..." diyerek atmaya çalıştığım çığlık, yüzümün yarısını kapatacak kadar büyük olan ellerle yeniden susturuldu. "Birazdan burada olur."

Büyük, siyah bir arabanın yanına kadar arka arkaya yürüdüğümüzde arabanın plakasını görebilmek umuduyla bedenimi, arkamdaki bedenden uzaklaştırmaya çalıştım ama ellerim belime dayanan bıçak yüzünden o kadar çok titriyordu ki kolları arasında kıpırdamak bile büyük bir şanstı.

"En çok korkman gereken kişiden korkmayıp..." diye mırıldanan tanıdık sesle birlikte adımlarım neredeyse tamamen durmuştu. "En az korkman gereken kişiye direniyorsun."

Bu sesi daha önce bir yerde daha duymuştum. Kendi evimde, kendi odamın ta içinde.

Bekir?

O gün İskender Bey ile evime giren, oldukça hayvani ve insanlıktan nasibini almamış o yobaz adam.

"Sana en büyük zararı ben değil." dediğinde o mide bulandırıcı dudakları, kulağımın çevresinde geziniyordu. "Onlar verir." dedi ve ekledi, "Kaner ailesi."

Zihnimin içinden kimsenin duymayacağını bile bile haykırıyorum. Keşke beni sinsi bir yılan gibi arkamdan kavramasaydı da o tiksindirici suratını görebilseydim, işte o zaman yüzüne tükürebilmek için iyi bir fırsat olurdu.

"Bekir!"

Deponun çıkışında bir arabaya doğru yürümeye devam ederken duyulan tanıdık sesle birlikte Bekir, belime bastırdığı bıçağı hafifçe çekerek duraksadı. Elleri, hala dudaklarımın üzerinde baskılıydı.

BANA KENDİMİ VERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin