Part Ten

146 12 0
                                    

Taehyung yanındaki sandalyeye güçlü bir tekme attığında parçalanmıştı. Bir hışımla odasına gelmiş, derin nefesler alarak etrafına bakıyordu. Ardından Seokjin odaya girdi ve yavaşça yaklaştı ona. "Taehyung lütfen." Ama sakinleşmiş gibi değildi. Bu sırada yan odada bulunan hizmetliler aralarında fısıldıyorlardı genç veliahtın niçin bu denli sinirli olduğu hakkında. Hiçbirinin fikri yoktu. Seokjin elini omzuna koydu usulca ve arkasından mırıldandı. "Olgun birine ihtiyacımız var lütfen." Biraz duruldu ve bedenini arkasındaki omegaya döndü. Göz altları çökmüş ve yorgun görünüyordu omeganın. Taehyung bunca şey yaşarken Seokjin'in narin bir omega olduğunu unutuyordu. Evet, savaşçı bir omega olabilirdi. Birçok kurdu dize getirebilirdi. Kesinlikle kolay lokma değildi ama yorulmuştu işte. Kabullense de kabullenmese de omegaydı. "Dediklerimi anlamadın mı?" "Anladım. Sinirini de anlıyorum. Ama sende onu anlamalısın." Aslında bu kozu kullanmak istemiyordu Seokjin ama alt dudağını ıssırıp yeniden gözlerine baktı. "Benim biriyle evlendiğimi düşünsene." Prensin gözleri bir süre bir onun üzerinde bir de etrafta gezindi. Ardından aralarında bulunan mesafeyi tek adımda kapatıp bir elini yanağına koydu hızla. Taehyung'un dudaklarına kapanmasını beklemiyordu Seokjin. Bu sefer izin verdi ve kollarını boynuna sardı usulca. Hoyratça öpüyordu onu. Belkide biraz sakinleşir diye düşündü. Taehyung belini sıkıca tutmuştu. Bunu yaptıran şeyin kurdu olduğunu biliyordu.

"Öyle bir şey olmayacak." Mırıldandı Taehyung dudaklarının arasından onun dudaklarına doğru. "Ben kraliyet üyesi değilim." Taehyung'un kaşları çatıktı şimdi. "Kimin umrunda?" "Annenin. Babanın." Burukça tebessüm etti. Aslında bir süredir bundan bahsetmek istiyordu ama nasıl diyeceğini bilemiyordu. "Ne demek istiyorsun?" Taehyung anlamak istemiyordu. Jimin ve Jungkook ile aynı kadere ortak olabileceklerini düşünmek bile istemiyordu. Hoş, bundan yalnızca bir ay kadar önce evlenmek bile istemiyordu. "Taehyung sen veliaht bir deltasın." Gözleri hüzünle bakıyordu Seokjin'in. Yutkundu yavaşça ardından mırıldandı yeniden. "Ben omegayım. Piramidin en altındayım. Ayrıca.. prens falan da değilim. Annem ve babam çiftçiydi. Sonrasında Yoongi'ye hizmetli olarak kraliyete eğitime girdim. Baş yardımcısı olmak üzere dokuz yaşından beri eğitiliyorum." Güldü histerik bir şekilde. "Sizlere hizmet edebilmek için yani." Taehyung başını iki yana salladı. "Ailem öyle insanlar değiller." Seokjin tebessüm etti burukça. Biliyordu o. Toy delta sadece anlamak istemiyordu.

"Bunları boşver." Kapıya ilerlemek istediğinden omegayı belinden tutup kendine çekti. "Hayır, bunları söyleyip gidemezsin." "Gerçekler." "O halde gerçek olmamalarını sağlayacağım." Bir elini kaldırıp yanağına koymuştu. Gözleri güzel çehrede geziniyordu hayranlıkla. Gözleri kararlılık içinde bakarken Seokjin aralarındaki şeyin ismi bile olmadığını hatırlattı kendine. Kalbini kaptırmadığını düşünüyordu. Öyle olmalıydı. "İnan bana halledeceğim." Seokjin ilk kez bir sorumluluğu da kendi almadığı için hafiflemiş hissetmişti. Sakinleşen kurdu sayesinde yavaşça başını eline doğru yasladı. "Şimdi Jungkook'u anlıyor musun?"
İliklerine kadar anlıyordu. "Elbette." "O halde kardeşine yardım et Prens Kim Taehyung." Ve öyle de yapacaktı. "Onunla Park krallığına gidince ne yapmalıyım?" "Liyakat önemli. Öncelikle kralla konuşmaya çalışman daha doğru olacaktır." "Sence süreç nasıl ilerler?" Seokjin duraksadı birkaç dakika. "Bilemiyorum... karışık. Kraliyet üyesi olmayan biriyle olan bir evlilik görmedim." Taehyung başını salladı yavaşça. "Umarım herşey umduğumuz gibi gider." Seokjin'in alnına dudaklarını bastırdı usulca. "Gidecek baş yardımcı." Göz kırptı hınzır bir biçimde. Hafifçe tebessüm etti Seokjin. Kalbini kaptırmak hakkında düşünceleri çoktan uçmuştu. "Planın ne?" "Seninle ilgili mi?" Omzundan itti sırıtan adamı hızla. "Ciddi ol, Jungkook fena halde." Başını salladı yavaşça Taehyung. "Öncelikle kral ile konuşacağız." Kollarını bağlayan omega alaylı bir tebessüm ile etrafında bakıyordu şimdi. "O ifadeyi biliyorum." "Keşke bir kralın oğlunu da öylece vermeyeceğini bilseydin." "Ben anlaşma sağlamaya çalışacağım-" güldü Seokjin kendini tutamayarak. "Taehyung.."

Purple Lilac °NamgiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin