İkra: merak etmeyin şuan en iyi seçenek sizsiniz
Emin Bey: gerçekten mi
İkra: evet, çünkü tek seçenek de sizsiniz
Emin Bey: ayıp oluyor İkra hanım
! İlk bölümlerde texting olsa da devamında düz yazıya geçiyor !
"Kızım bugün kahve artı dedikodu yapmaya ne dersin?" "Gerçekten mi anne, valla çok iyi olur ne zamandır yapmıyorduk. Hemen kahveleri yapıyorum o zaman ben" "Tamam kızım hadi yap" "Bu arada anne, bende hiç dedikodu yok. Nasıl olacak?" "Oooo bende istemediğin kadar fazla var" "İstemez olur muyum ya, dökül bütün dedikodularını" gülerek mutfağa gittim. Cezveye iki fincan dolusu suyu koydum. Annemle Türk kahvesi içmeye bayılırdım.
"Sade kahvelerimiz hazııır" diye sanki garsonmuşum gibi sunum hazırladım. Annem mutfağa gelip sandalyeye oturdu. "Bir aydır yapmıyoruz, o kadar birikti ki" "Ayy heyecanlandırma anne, başla hadi" köpüklü kahvemden ilk yudumumu alıp annemi dinlemeye başladım. "Şu Ayfer varya" "Yan binadaki mi?" dedim heyecanla. "Evet evet o, onun oğlu Alp'in nişanlısı nişanı atmış" "Aaaaa, niye atmışlar? Ayfer teyze birbirini çok seviyolar diye dolaşıyordu ortalıkta. Ne olmuş da birden nişanı atmışlar?" "Ama belliydi kızım, o Alp'den adam olmaz" "Ne yapmış ki?" "Kumara bağımlı kızım, hiç mi duymadın?" "Ohaa hiç duymamıştım" "Kız da biliyormuş kumar oynadığını da değişir demiş. Bir insan hiç değişir mi ya. Kızın ocağını yakacaklardı. Üzüldüm kıza" "Çok mu oynuyormuş kumar?" "Evet, hatta en son arabasına haciz gelmiş kızım. Kız da en son dayanamayıp bırakmış Alp'i" "Ucuz yırtmış valla kız. Daha kim bilir nelerini kaybeder o" "Aynen öyle kızım. Aah ah" "Siz de tanımadığımız birisiyle beni evlendirmeye çalışın daha. Ya öyle birisi çıkarsa evlendikten sonra?" annem bu sorumu beklemediği için bir anda durdu kaldı. "Hiç öyle birisiyle evlendirir miyiz kızım?" "Tanımadığım birisiyle evlenirsem yumurtadan ne çıkacağını bilemeyiz. Gerçi tanıdığımızı sandığımız kişilerin de yüzü sonradan ortaya çıkıyor, orası ayrı" "Haklısın kızım, ne diyim"
"Eee başka dedikodu yok mu?" dedim. Kahvenin yanına koyduğum lokumu ağzıma depiştirirken. "Olmaz mı? Var tabii ki" "Anlat hadi" dedim merakla. "Belki sen tanımazsın arka mahalledeki birisi. Galerici Kadir'in oğlu Emin" "Emin mi?" Emin Bey değildir umarım. "Evet Emin. Dün bir kızla görmüşler bunu. Her yerde çok efendi, işi gücü yerinde diye söylenen adamdı" "Öyle miymiş?" "Evet kızım, dün bir kızla kafede görmüşler. Kıza sarılmış, kafede elini tutmuş falan. Baya sıkı fıkılarmış" "Yanlış anlamış olmasınlar?" "Ne yanlış anlaması kızım. Bildiğin yakınlarmış işte. Yanındaki kızı da daha önce kimse görmemiş. Buralardan değil galiba. Sevgilisidir herhalde" "Öyle midir ki?" "Kızım sana noluyor? Yüzün düştü bir anda" "Yok yani şimdi, doğru değilse günahını almayalım diye diyorum" "Kızım dedikodu yapmaya oturduk, farkındasın değil mi?" "Evet de, ne bileyim. Emin dediğin kişi iyi birisiymiş işte. Neden öyle şey yapsın ki?" "İnsanları tanıyamazsın kızım. Yapan yapıyor işte" "Haklısın, kızı hiç mi daha önceden görmemişler" "Tanıdık değil dediler" "Anladım, neyse ben şu bulaşıkları yıkayım" "Tamam kızım yıka hadi, sende bir haller var da dur bakalım" "Ne olacak anne ya"