4. BÖLÜM | İlk Öpücük

37.1K 1.4K 2.1K
                                    




Bölüm taslaklarını oluştururken heyecanlanmam normal mi? Diğer bölüm çok kaos dolu geçecek, şimdiden hazırlıklı olalım. Bölümleri kaç günde bir yayımlasam, 3 mü 5 mi? Buna siz karar verin.

Bölüme uğurlamadan önce güzel yorumlarınızı ve oylarınızı eksik etmeyin olur mu? Yazım hatalarım olursa şimdiden affedin, umarım kurguyu size sevdirebilirim.🥹🤧

instagram | pazinwattpad & wattyisigi

Keyifli okumalar dilerim!

Keyifli okumalar dilerim!

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

DÖRDÜNCÜ BÖLÜM

"Kadın en zayıf silahını kullandı, öpüverdi adamı. Ancak bilmiyordu ki adamın en büyük zaafıydı kadının dudakları. O dudaklara her zaman yenilecekti adam, haberi yoktu."

❄️

Araba yarım saattir hareket halindeydi ve Kızıltuğ hızını arttırmaya devam ederek kural ihlalinden çekinmiyordu.

"Yavaşla." dedim hoşnutsuz bir ses tonuyla. Dakikalar sonunda dudaklarım arasından bir şey çıkarabilmeyi başarmıştım. Arabanın fazla hız yapıyor olmasından korkuyordum.

Geçmişimi gözlerimin önüne seriyordu acımadan.

Kızıltuğ'a bakışlarımı çevirirken yavaşlamak yerine inadına gazı arttırmaya devam etti. Yüzü, yan profilden daha da yakışıklıydı. "Bakışlarını çek yüzümden." dedi gerginlikle konuşarak. Onu izliyor olmam sanki rahatsız ediyordu.

Bipolar olduğunu düşünüyordum.

"Amcamı," diyerek söze başladım yüzümü düz yola çevirirken. "Tanımıyorsun. Onu avlamaya gidiyorsun ama avlanan sen olacaksın." Ses tonum fazlasıyla acımasız bir tonda çıkıyordu. "Dünya senin etrafında dönmüyor, bunun farkına ne kadar erken bir vakitte varırsan o kadar iyi."

Kısa bir an gözlerimin içine baktı ve gülümsedi.

"O kadar da iyi bir oyuncu değilsin ha Savcı?" Sağ eliyle parmaklarımı gösterirken, "Ellerin korkudan titriyor çünkü seni büyük bir tercihin içerisinde acıyla bıraktım ve sen, amcanı öldürecek olmanın vicdanıyla nasıl yaşayacağını düşünerek içten içe kendini mahvediyorsun." dedi ve yola odaklanıverdi tekrardan.

"Korkuyorsun ve acınasısın. Senin bu ezikliğine acıyorum, büyük ihtimalle bir hayvan olsaydın seni rugan ayakkabılarımla paramparça ederek ezmiştim."

Bunu bile dile getirirken neden yüzü ekşiyordu?

Sanki zoraki dile getiriyormuş gibi.

Sanki bunu söylemek zorunda olduğu için söylüyormuş gibi.

Yüzüme yerleştirdiğim yalan gülücük yavaşça solarken yüzüme düşen bir tutam saçı geriye doğru ittirdim sessizce. "Evet." dedim fısıldayarak. "Bunu yapacağından hiç şüphem yok. Ama biliyorsun ki bunu bana yine yapabilirsin, hayvan olmama gerek yok."

PAZİN +18Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin