Arslan: Gecenin bir saatinde yazıyorum
Arslan: Bunun için kusura bakma ama söylemeden rahat bir uyku çekemeyek gibiyim
Arslan: Evet, sen çok aklı başında birisin
Arslan: Çoğu şeyi kendi başına çözebilirsin
Arslan: Durumlara objektifte bakıyorsun ama konu kendin olunca sence de fazla vurdumduymaz değil misin?
Siz: Anlamadım
Arslan: Gün boyu bütün derslerde duvara dönüktün
Arslan: Başta uyuyorsun sandım
Arslan: Sonra sessizce ağladığını duyunca fark ettim
Arslan: Uyumuyordun
Arslan: Ara sıra sol kolunu tuttun
Arslan: Belli ki ağrın var
Arslan: Neden ısrarla yokmuş gibi davranıyorsun?
Siz: Abartılacak şekilde bir ağrım yoktu
Siz: Sadece ben küçükken de bir yere vursam fazla tepki verir, saatlerce gözyaşı dökerdim
Siz: Bunu da öyle düşün
Siz: Acı eşiği mi düşük dersin şımarık mı bilemem
Siz | Yazıyor...
Arslan: İkisini de demem
Arslan: Galiba ailen her bir yerini çarptığında bu konuda seni ciddi bir şekilde uyarmış olmalı ki şu an çektiğin acıyı geçiştiriyorsun
Arslan: Fakat doğru yapmıyorsun Şura
Arslan: Çıkışta peşinden geldim
Arslan: Kafanı yere dikmiş yürüyordun
Arslan: İnsanların az olduğu bir yere gidip oturdun
Arslan: Sence ağrın varken bu akıl alır bir şey mi?
Siz: Temiz hava almak için yürüdüm. Ardından sakin bir yere oturdum. Bunun neresi yanlış?
Arslan: Ya o 2-3 kişi kalksaydı?
Arslan: Ya sen de o esnada bayılsaydın?
Siz: Muhtemelen kolumun üstüne yattım, o yüzden ağrıyor. Abarttığın gibi medikal bir olayım yok. Bu konuda daha fazla konuşmayalım lütfen
Siz: Hem sen onu bunu geçte
Siz: Sabah benimle bir şey konuşmak istediğini söylemiştin. Neydi o?
Arslan: Önemsizdi
Siz: Arslan, hadi
Siz: Yapma ama böyle
Siz: Üstüme geldiğin için terslediğimi biliyorsun
Arslan: Müsait bir zamanın var mı?
Siz: Niçin?
Arslan: Dışarıya çıkıp gezmek için
Siz: Birlikte temiz hava mı alacağız?
Arslan: Öyle de denilebilir
Arslan: Doktora gideceğiz
Siz | Yazıyor...
Siz | Çevrim içi
Siz | Yazıyor...
Siz: Hiç müsait değilim