Yazarın anlatımı ile
Ateş bir şey söylemeden konağı terk etti. Sevda ise odasına girip sessizce ağladı. Ateş ne hissettiğini bilmiyordu. Neden karısını sevmeye çalışmadığını bilmiyordu. Neden Sevda ondan uzaklaşıyordu anlayamıyordu. Onun hayatına bugüne kadar çok az sayıda kadın girmişti ve hiç biri 3 4 günden uzun sürmemişti. Nedenini hiç merak etmemişti. Ama son günlerde merak etmeye başlamıştı. Karısının ona olan duygularının farkındaydı. Ama karşılığı onda yoktu. Karısı güzeldi evet ama onun için tek güzel Sevdaydı. Sebebini bilmiyordu. Ne hissettiğini çözemiyordu. Neden tek zayıf noktası Sevdaydı bilmiyordu. Ateş büyük bir çıkmazın içindeydi.
Havin ise saatlerdir Dilda ile ilgileniyordu. Kapı aralığından onu izleyen Azadtan habersiz. Bebeğin karnını duyurmuştu, yıkamıştı. Şimdi ise sallanan beşiğe oturmuştu kucağında Dilda ile önce kokusunu içine çekti "Ohh. Cennet mi korkuyormuş benim Pamuğum?" Dedi bakışları Dildadayken. Dilda ise Havin konuştukça sesli sesli gülüyor ve garip sesler çıkarıyordu. Bebek güldükçe Havinin içinde bir his oluşuyordu ve sebebini çözemiyordu. 2 gündür tanıdığı bebeğe öyle bağlanmıştı ki bugün görmediği için huzursuz olmuştu. Öte yandan Havin Rezanlardan çekiniyordu. Havin bu evin hizmetlisinin kızıydı ve Dilda ile kimseye sormadan ilgileniyordu. Ama Dildanın onun yanında huzur bulduğunun farkındaydı. O yüzden kimse ona bir şey demeden bebektw uzak durmayacaktı. "Ama senin uyuman lazım artık." Dedi Havin gülerek "Eveeet. Uyumadan büyüyemezin." Dilda Havinin ne dediğini bilmese de sesli sesli gülüyordu. "Şarkı söylersen" diyerek kapıyı açtı Azad. Havin Azadi görünce hemen ayağa kalktı "Ne zaman geldin" dedi şaşkınlıkla "Ne önemi var?" Dedi Azad. Havin gözlerini kaçırdı "Şey" boğazını temizledi "Ben. Ben Pamuğu aman Dildayı uyuyacaktım ama istersen al sen uyut" Havin içinden dua ediyordu Azadın Dildayı ondan almaması için "Yordu mu seni?" Azad ise olayı tamamen yanlış anlamıştı. "Ne alakası var?" Dedi şaşkınlıkla Havin "O beni yormaz" Havin bile kendi dediğine inamazken Azadın gözlerinin içi parlamıştı. "E uyut ozaman" dedi Azad yere otururken "Ne yapıyorsun?" Azad başını Dildanın beşiğine dayadı "Şarkı söyleyince daha çabuk uyuyor. Bence şarkı söyle" Havin başını olumsuzca salladı. Tekrar sallanan koltuğa oturdu ve Dildanın emziğini verdi.
Gelse bile son günüm
Koluna alsa ölüm
Gözlerimin önünde
Seninle geçen günümAzad yüzünde silik bir tebessüm ile izliyordu karşısındaki ikiliyi. Havin ise Azada bakmıyordu.
Senden sonra kalbimi
Sevgilere kapadım
Ben seninle o günü
Bin yıl gibi yaşadımSon arzun nedir diye
Gelip de bana sorsalar
Gözlerime bakıp da
Her şeyi anlasalarŞarkı bitmeden Dilda Havinin göğsünde uyuya kalmıştı. Ama Havin şarkıya devam etti.
Son arzun nedir diye
Gelip de bana sorsalar
Gözlerime bakıp da
Her şeyi anlasalarYavaş hareketler ile ayağa kalktı ve bebeği beşiğe koydu. Zordu onun için sevdiği adamın çocuğunun onu sevmesi.
Azad yerinden doğruldu ve Havinin karşısına geçti. Havin yıllar sonra ilk kez sevdiği adam ile bu kadar yakın duruyordu. Belli etmeden kokusunu içine çekti ve arkasını döndü gitmek için ama Azad buna izin vermedi. "Havin" dedi "Gitme" adam onunla biraz daha aynı ortamda bulunmak istiyordu bütün arsızlıĝı ile. Aşkta arsız değil midir zaten? "Kalırsam" dedi Havin gözünden usulca akan yaşı ile "Gidemem" yaşları tolu gibi akmaya başlamıştı kadının. Ikiside aşıktı. Ikiside seviyordu. Ama acı olan ikiside olmayacağını biliyordu.
Kadın hızla kolunu adamdan çekti ve koşarcasına odadan çıktı. Geride bir enkaz bıraktı. Kendisine bu enkazın altında kalacağını bile bile...
💔
Ateş atı Evîn ile Mardinin en yüksek tepesinden şehri izliyordu. Sevda sözleri ile kalbinde derin yaralar açmıştı. O bilmiyordu Sevdadan uzak durmak ne demek. Bir kaç aylık iş sehatine gittiğinde bile huzursuz olduğu için aylarca uyku ilaçları içmişti o şimdi ise en kıymetlisi benden uzak dur diyordu. Duramazdı. Ateş kendinden önce Sevdayı düşünürdü. Bu onun için değişmeyecek tek şeydi. Sevda onun yanında olmak zorundaydı. O yokken eksik hissediyordu. Bir de gözlerine bakarak "Ben evlenince yanlış anlarlar" demişti. Ateş Sevdanın bu sözlerinin en demek oluğunu idrak edemiyordu. Sevda evlenemezdi. Zaten kendisininde evlenmeye niyeti yoktu. Töre hüküm vermişti. O da uymak zorunda kalmıştı. Ama en iyi Ateş biliyordu ki sadece Allah katında karısı olan Hejaya yan gözle bakmamıştı. Bakmıyordu işte. Yan odada Sevda varken o nasıl başka biri ile ilgilenirdi. Zaten Hejanın konağa gelmesi ile değişen düzenden nefret ediyordu. Aklına odasında olan değişiklikler geldi. Sevdanın gülünü çıkarmıştı odasından babaannesi, Ateşin en değerli hazinesiymiş gibi sakladığı Sevdanın çocukluk kıyafetlerinide çıkarmıştı babaannesi. Yüreği sıkıştı Ateşin. Değerlisi ellerinden kayıp gidiyordu. Dayanamazdı...
Değerlim dediği kadına kör kütük aşıktı ama farkında değildi. Ateş Sevdanın her zerresini ezbere bildiği halde ona aşık olduğunu anlamadı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevda Ateşi
ChickLitRuhumuz bile bir gibi gelirdi bana hep çünkü ben onu bilirdim o beni. Ben onun hissederdim o beni. Konuşmamıza gerek yoktu anlıyorduk birbirimizi. Tek farkımız şuydu ben ona aşıktım o ise beni... Bunu tamamlayamıyorum bile ne acı. Ben onun için kim...