Yemek yendikten sonra Pars ile dışarı çıktık "Bak Pars ben gerçekten özür dilerim. Kafam çok dağınık bu aralar" dedim gülümsedi "Farkındayım. Kafanı dağıtmak istersin diye düşünüyorum" dedi ama bu soruyu sorarken sanki reddetmemden korkuyordu "Olur" dedim daha fazla kırmamak için çünkü onun bir suçu yoktu. O beni sevmese de hoşlanıyordu ve ben sanırım onu kullanıyordum. Bu beni kötü biri mi yapıyordu?
Pars beni lunaparka getirmişti. Evet bunu gerçekten yaptı... Uzun zaman sonra ilk defa bu kadar güldüm. Gecenin sonunda ise gülerek ona sarıldım "Çok teşekkür ederim avukat ağa kafamı çok güzel dağıttınız" dedim "Ne demek efendim görevim" dedi ve ceketinin düğmesini ilikliyormuş gibi yaptı ve bu beni saha çok güldürdü. Sırıtarak lunaparkta ayrıldım ve konağa geri döndüm...İçim bir nebze de olsa rahatlamıştı
Ateşten
Sevdiğim kadın. Bu kelimeyi artık kabullenebiliyordum. Sevdiğim kadın istanbuldan geldiğimden beri ilk defa bu gece mutlu oldu. Başka bir adamla. O güzel gülüşünü izledim saatlerce o adam sayesinde. Artık benim yanımda gülmüyor. Niye gülmüyor bana? Sevmiyor mu beni artık? Lunaparktan ayrıldığınında bende arkasından gittim ve konağa geldik. Arasından geldiğimi görünce kaşlarını çattigina eminim... Arabalardan indik. "Nerden böyle Ateş Rezan?" Dedi imayla "27den sonra Lunaparka gitmeye mi karar verdin?" Başını iki yana sallayıp odasına doğru giden merdivenleri tırmandı. Bizim katımıza. Arkasından gittim ve odasına girdim "8 ay" dedim hiddetle "Sadece 8 ay yoktum bu Mardinde" Ellerimi iki yana açtım "Döndüm ve seni bulamadım. Sen benim Sevdam gibi davranmıyorsun. Benim Sevdam benden bir şey saklamaz. Benim Sevdam bensiz yemek yemez, eğlenmez, ağlamaz. Sen benim Sevdama ne yaptın?" Dedim hiddetle "Senin Sevdan öyle mi?" Dedi ve göğsüme vurdu orası onundu farkında değildi "Ben kimsenin Sevdası değilim. Sende beni küçük bir kız çocuğu gibi korumaktan vazgeç. Niye yapıyorsun bunları sen ya?" Dedi bağırarak "Niye bana hayattaki tek değer verdiğin şeymişim gibi davranıyorsun?" Dedi göğsüme vurarak "Niye sanki..." seviyormuş gibi diyemedi ama ben onu anladım. Ben onu hep anladım. Ellerini tutup göğsüme yapıştırdım "Sevdam" dedim içim gide gide "Görmüyor musun halimi? Anlamıyor musun? Ben senden ibaretim sen. Sen benim sevdiğim kadınsın, hayatımsın, her şeyimsin, görmüyor musun gerçekten?" Dedim yüzünü avuçlarımın arasına aldım "Seni seviyorum" dedim hiddetle "Teyze kızım gibi değil. Aşık olduğum kadın olarak seviyorum ve Allah kahretsin ki kendimden çok utanıyorum" dedim sicim sicim akan gözyaşlarını öptüm "Ağlama. Ağlama içim gidiyor" yüzümü ellerinin arasına aldı benim gibi "Ne diyorsun sen Ateş?" Dedi hıçkırıklarinın arasından "Seni seviyorum" bir kez daha akıttı incilerini "Olmaz ama..." Dedi dudağı titrerken "Niye?" Dedim eli yavaşça yüzüme tırmandı ve yaşımı sildi. Aktığının farkında değildim "Her kes bizi kardeş biliyor" dedi "Her kesin gelmişini geçmişini sikerim Sevda. Sen beni ne olarak görüyorsun?" Başını öne eğdi sonra omuzlarını kaldırdı "Yaşam sebebim olarak.... Ama ben artik yokum Ateş" dedi ama yüzüme bakmadı ... çenesinden tutup kaldırdım "Geç mi kaldım sana?" Dedim ama cevabı duymak istemiyordum " Çok geç kaldın bana..." dedi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevda Ateşi
ChickLitRuhumuz bile bir gibi gelirdi bana hep çünkü ben onu bilirdim o beni. Ben onun hissederdim o beni. Konuşmamıza gerek yoktu anlıyorduk birbirimizi. Tek farkımız şuydu ben ona aşıktım o ise beni... Bunu tamamlayamıyorum bile ne acı. Ben onun için kim...