Sevgi bir çiçekse , saygı onu koruyan saksıdır , çiçek solmaya başlamışsa dikkat edin , saksı mutlaka çatlamıştır ...
Sabah erkenden kalkıp elimi yüzümü yıkadım ve ahırıma gidip menekşemin yani ineğimin yanına gittim ve onunla bir yandan konuşup bir yandan da sağmaya başladım.
Elimizdeki tek geçim kaynağımız buydu , bu yüzden ineğimi çok seviyordum , ha tabi unutmadan bir de iki tane tavuğum vardı çilli ile bili bili , onları da seviyordum , ben kim miydim?
Ben Gül , 21 yaşındaydım ve bizim köye göre evde kalmış oluyordum ama benim umrumda bile değillerdi ne derlerse desinlerdi , ben bir annemi bilirdim bir de kendimi diğerlerinin ne dedikleri umrumda olmazdı.
Hemen sütümü sağdım ve kümese de gidip bugün ki yumurtaları topladım ve ceşmeden yine elimi yüzümü yıkayıp içeriye geçtim, hemen kahvaltı hazırlamaya başladım .
Annem hasta olduğu için ona bakıyordum ve ilaç saatini geçmemesi için hemen hazırladım ve tepsiye dizip döşeğin yanına koydum ve annemi uyandırmaya başladım , gül gibi kıpkırmızı yanaklarını öptüm.
" anneciğim hadi uyan , bak sabah oldu " dedim ilaçlardan dolayı uykusu çok ağırdı ve uyanması çok zor oluyordu , annem kötü hastalığa yakalanmıştı veremdi ve doktorlar iyleşmesi çok zor diyorlardı ama iyileştiricektim annemi ona el bebek gül bebek bakıyordum , annem giderse hayattaki tek dalımda gidicekti çünkü.
Allah'ım nolur annemi benden alma yarabbim diye duamı da edip anneme döndüm yaşlı gözlerle beni izliyordu .
" Gül kokulu kızım benim " dedi annem gençken gülleri o kadar çok severmiş ki hatta babam da onu böyle tavlamış , o yüzden adımı gül koymuştu , ismimi çok seviyordum bu yüzden .
"Hadi bak senin için bir sürü şey hazırladım , hepsi güç kuvvet vericek sana " dedim ve sütten yaptığım kaymağı ekmeğe sürüp anneme vermiştim .
" eline sağlık benim güzel kızım , sen yapmışsın ya ben hepsini yerim şimdi" dedi o kadar mutlu oluyordum ki annem bana böyle güzel şeyler söyleyince.
Annemle konuşup gülüşüp kahvaltımızı ettik ve sonradan evlerin temizliğine başlamıştım , her yeri süpürüp toz aldıktan sonra sıra bulaşıklara gelmişti ama evde su kalmamıştı, mecbur dere boyuna gidip su getiricektim .
Ellerime güğümleri aldım ve anneme söyleyip hemen yola koyuldum , dere boyu bize biraz uzaktı o yüzden acele acele gidip gelmeyi düşünüyordum .
Yolda karşılaştığım insanlara selam verip öyle geçiyordum , tabiki sevdiklerime yoksa arkamdan laf söyleyenlerle oturup konuşmazdım .
En nihayetinde dereye gelmiştim ama o kadar çok yorulmuştum ki birde sıcağın altında eriyip gidicektim neredeyse .
Hemen suya doğru eğilip elime aldığım suyla yüzümü boynumu yıkamaya başladım , su da o kadar serindi ki yıkadıkça yıkayasım geliyordu .
Biraz da dinlendikten sonra kalktım ve güğümlerimi doldurmaya başladım , biraz ağır olucaktı ama mecburdum bu işleri yapacak benden başka kimse yoktu evimizde , babam daha ben küçükken ölmüştü ve annemle bir başımıza kalmıştık .
Ondan sonra annemle el ele verip kendi kendimizi toplamaya başlamıştık tarla da ekinde çalışmıştık ve ineğimizi almıştık , şimdi de onun sütünü peynirini ya da yoğurdunu satıp geçiniyorduk .
Güğümleri sırtlandım ve yola koyuldum , ağır ağır yürüyordum herhalde önümdeki yola çok dalmış olmalıydım ki birden karşıma iki tane atlı çıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ÇEMBERİMDE GÜL OYA
RomanceASLAN YİĞİT KÖKSAL ağamız ile GÜL DURU kızımızın hikayesine hepinizi bekliyorumm HİKAYE ŞARKILARI : GÜLNÜR GÖKÇE , ÇEMBERİMDE GÜL OYA İSKENDER DOĞAN , KAN VE GÜL