Kadın dediğin ne ki?
Evin hizmetçisi
Kadın dediğin ne ki?
Çocuğun bakıcısı
Kadın dediğin ne ki
Kocasının aşçısı
Kısaca kadının hali
Doğuda içler acısıKadın dediğin ne ki?
Evinin fedaisi
Kadın dediğin ne ki?
Tarladaki işçisi
Kadın dediğin ne ki?
Dayağın ilk öncüsü
Kadın dediğin ne ki?
Törenin aracısı
Kısacası kadının hali
Doğuda içler acısı🌿Emine Güllüoğlu 🌿
Sabah ezanı ile uyanan konak sakinlerinin her birinin içinde ayrı bir dert vardı bugün. Sabaha kadar uyumayan Elbi, annesinin koynunda sabaha kadar ağlamıştı. İçindeki sıkıntılar dönüp dururken annesi " Yürek yaram." diyip öpmüştü defalarca bıkmadan. Yüreği burkuluyordu kızını böyle gördükçe. Dün geceden beri düşünüyordu, kendi kurtaramadığı kızını şimdi Umut sahipleniyordu. Bir yandan sevinirken diğer yandan nefesi kesiliyordu kendi gücü yetmiyor diye.
"Kurtulacaksın kurban olduğum bu beladan " diye fısıldadı kaçıncı kez... Ezan okunurken ellerini semaya kaldırıp yalvardı Allah'a. Kızı için yeni bir hayat diledi.
Elbi, ruhu bedenini tırmalarken sıktığı yumrukları ile avuç içini çizmişti. Atılan bir iki çizik acıtmazdı canını, hayatının üstünü çizmeselerdi eğer...
Diğer yandan Umut da sabahı sabah etmiş bin bir türlü şey düşünmüştü. Henüz Elbi ile de konuşmadığı için içi içine sığmıyordu. Kalkıp hocanın ezanı dinmeden abdest alıp kendine gelirken namaza durdu. Elbet yol gösterecek biri varsa o da sığındığı Rabbiydi. Her secdeye varışında içi huzurla dolarken selamından sonra el açıp cahillerle savaşında kolaylık diledi. Zira işi çok zordu. Farkındaydı. Elbi için umut dolu bir hayat diledi. Anasız babasız Umut, töre derdini çok iyi bilirdi. Kendi hayatı bir hiç uğruna yok olmuşken Elbi'nin de yok oluşunu izlemeye asla gönlü el vermezdi! Kur'anı kerimi alıp babasının annesinin ruhuna okurken dışardan yükselen seslerle kaşlarını çattı. Okuduğu son iki ayeti tamamlar tamamlamaz ruhlarına hediye edip ayaklandığında içini huzurla dolduran pusulası olan Kur'anı öpüp yerine koyar koymaz çıktı odasından. Avluda daha da yükselen seslerle kaşlarını çatarken Yazel'in annesinin yükselen sesini dinledi!
" Neden! Benim kızım o köpeğe yem edilirken neden kimse karşı çıkmadı da Elbi hanım için herkes seferber oldu! Neden neden! Niye yine benim kızımın başı yandı! "
Bağırdıkça Elbi bir yandan, annesi bir yandan halası bir yandan bakıyordu bağıran kadına. Onlar da bu haberi beklemiyorlardı.
Umut daha fazla durmayıp sordu yükselen sesi ile.
" Neler oluyor burada! "
Halası yeğenine bakarken atladı hemen yengesi.
" Ne oldu bilir misin ağam! Sen... Sen benim kızımın başını yaktın! Kızımı bu gece alacaklar benden Umut!! "
Bağırışı inletirken konağı Umut'un içi yansa da dayanamayıp bir adım ilerledi. Fütursuzca konuşan kadının gözlerine hiddetle bakarken yumruklarını sıktı.
" Elbi feryat ederkende yandı mı böyle için yenge? Neden böyle oluyor dedin mi? Demedin! Çünkü sen kenara geçmiş gülüyor oh ediyordun! " diye konuştu iğrenircesine. Bir insan kötü olabilirdi, lakin bu kadarını kimse beceremezdi. Küçüklüğünden biliyordu bu kadının içini... Yalanlarını, oyunlarını... Annesinin ardından konuştukları dahi dün gibi aklında!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ELBİ'NİN UMUDU
General FictionYüzüme inen tokatların acısı değil de ata dediğim insanın zalimce bertaraf ettiği hayatım yakıyordu canımı... Feryadım yalnız babama değil, hükmümü veren cahil zihniyete sahip herkeseydi. Yüreğimi gömen, bedenimi bir kan bedeline sayan soyumaydı is...