Altay'dan
Masal'ın da hazırlanmasının ardından kısa bir süre sonra çıkmıştık evden.
Yol boyunca annemle konuşmamı düşünürken düşüncelerimi dağıtan Masal'ın sesi olmuştu.
" Yavrum.. Ne düşünüyorsun ya kara kara?" diyip güldüğünde gülümsemiştim ben de ona.
" Ne düşüneceğim hayatım ya..? Düşünmüyorum bir şey. Sana öyle geldi herhalde." derken elini de tutup öpmüştüm.
" İyi bakalım öyle diyelim. Nereye gidiyoruz biz bu arada?"
" Tabii ki bizim mekana Bayındır." dediğimde kahkaha atmıştık birlikte.
" Annenler ne yapmış? Gelmişler mi? Konuştun mu bir daha?"
Masal'ın kurduğu cümleyle arabada telefon sesinin yankılanması bir olmuştu.
" Sanırım geldiler." dediğimde gülerek açmıştım telefonu.
" Annecim, nerede kaldınız? Merak ettim. Geldik biz." dediğinde Masal yüzünü ekşitip cama dönmüştü.
" Tamam tamam. Siz geçin oturun beğendiğiniz bir yere. Gelmek üzereyiz biz de. Yoldayız."
" Tamam annem. Dikkatli gelin hadi."
Annemin son dediğiyle kapatmıştık telefonu. Ardından Masal'a doğru baktığımda kafası hala cama dönüktü.
" Masal.. Niye böyle yapıyorsunuz güzelim? Niye ben hep arada kalıyorum böyle?" dediğimde dönmüştü bana.
" Ben bir şey yapmıyorum Altay. Annenin bana karşı değişik, anlamsız, tuhaf bir nefreti var ilişkimizin başından beri farkındaysan. Ben de bunu çözemediğim için onun gibi davranmaya karar verdim. Benim hala ona olan saygım sonsuz. Büyüğümdür sonuçta. Ama onun bu şekilde düşündüğünü asla düşünmüyorum orası ayrı."
Kurduğu uzun cümleyle ne diyeceğimi bilemeyip susmuştum yol boyunca. Haklı olduğu kısımlar olabilirdi ama bu kadar abartılacak bir durum olduğunu da düşünmüyordum.
Mekana vardığımızda bir süre aynı suskunluğumuzla oturup inmemiştik ikimiz de arabadan. Sessizliği bozan taraf Masal olmuştu.
" Biraz daha susup burada oturmaya devam edersek doğuracağım şuracıkta bak. Hadi kalk ayıp olacak annenlere hem." diyip inmişti arabadan.
Onu bekletmemek adına arkasından ben de indiğimde tutmuştu elimi.
" Yeterince gerginim.. Lütfen sen de germe sevgilim." diye fısıldadığında gülümseyip öpmüştüm yanağından.
El ele içeriye girdiğimizde kısa bir göz gezdirme faslından sonra bizimkileri görüp ilerlemiştik yanlarına.
(...)
Keyifli olmasının yanında yeterince de gergin geçen kahvaltı, üzerine mekana Mert'in de gelmesiyle -ve bunu annemin de fark etmesiyle- daha da gerginleşmişti. Masal bunu daha fark etmemiş olacak ki annemin tavırlarına tuhaf bakışlarla karşılık veriyordu.
"Ee kızım doğuma ne kadar var şimdi senin? " diye annemin Masal'a yönelttiği soruya o anlık gerginliğimle ben cevap vermiştim birden.
" İki ay." dediğimde Masal'ın ters bakışlarının hedefi olmuştum.
" Cevabın için teşekkürler ama soru bana yöneltildi hayatım. Cevap verebileceğimi düşünüyorum açıkcası. Bir sürpriz yapmazlarsa iki - iki buçuk ayımız var Türkan anne."
Masal'dan
Şu sıralar gerekli gereksiz her şey sinirlerimi bozarken Altay da bundan nasibini almıştı.
Ona verdiğim cevaptan sonra annesine geri dönmüştüm.
" Aman kızım yapmasınlar sürpriz falan. Sağlıkla gelsinler inşallah." dediğinde gülümseyerek karşılık vermiştim.
Ardından gelen bunaltıyla çevreme baktığımda Altay'ın da garip tavırlarının sebebini anlamıştım az çok. Mert buradaydı.
Bu durumun masayı bu kadar germesi saçma gelse de pek bozuntuya vermemiştim. Ama bir yandan da bunaltım git gide artıyordu. Elimle kendime yelpaze yaptığımı gören Altay, bana dönmüştü.
" Güzelim.. Bir sıkıntı mı var?"
" Yok yok. Bir lavaboya gitsem iyi olacak ama. Müsaadenizle." diyip masadan kalkmıştım.
Altay'dan
Masal lavaboya gittiğinde biz de aynı anda Mert'le göz göze gelmiştik. Bu göz göze gelmenin ardından Mert ise bizim masaya yürümeye başlamıştı.
Çok geçmeden yanımızda olan Mert'i gören babam sarılmak için ayağa kalkmıştı. Yaşanılanlardan pek haberi olmayan tek insandı diyebilirdim.
" Ooo Mert'im..! Sen nerelerdesin be oğlum? Göremiyoruz artık seni. Hiç gelip gitmiyorsun da."
Babamın dediğiyle kendimi tutamayıp soğuk, kısa bir kahkaha atmıştım.
" Valla haklısın Beyazıt amca. Gelemedim çünkü buralarda değilim artık. Ama sizleri buralarda görmek ne güzel. Hoş geldiniz."
" Aa evet baba. Mert artı-" diye tam lafa girecekken duyduğum Masal'ın çığlığıyla başımdan aşağı kaynar sular dökülmüştü.
Ardından korkuyla ve telaşla hemen fırlamıştım masadan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
gündüzüm seninle || altay bayındır
Fanfiction'aşkını bir sır gibi senelerdir sakladım.'