Masal'dan
Gecenin ilerleyen saatlerinde evimize geçtiğimizde tüm yorgunluğum ve içimdeki huzurla Altay'ın göğüsüne yatmış şekilde uyumaya çalışıyordum.
Ama bir yandan da bazı sorular kafamda dönüyordu aynı zamanda.
Altay'ın saçlarımla oynayıp arada minik öpücükler kondurduğu halim beni iyice mayıştırsa da Altay'a kafamdakileri sorup bu kafa karışıklığından kurtulmam gerekti.
" Sevgilim.." diyip ona baktığımda onun da gözleri bulmuştu gözlerimi.
" Bu ani girişler beni çok korkutuyor ama.. Evet, seni dinliyorum güzelim."
" Şey ya.. Şeyi soracaktım sana.. Kafama çok takıldı da. Sence.. Deniz.. Nasıl biri ya?" dediğimde Altay'ın bakışları değişmişti.
" Deniz.. O kimdi bir tanem?"
" Şey işte.. İsmail'in kuzeninin kuzeni."
" He onu diyorsun. Mert'in sevgilisi olan Deniz."
" O işte ya. Evet."
" Bizi pek ilgilendiren bir şey değil bu sanki. Senin kafana neden takıldı bu kadar yavrum?"
" Orası öyle de.. Bakışları hiç iyi gelmedi bana ya. Ya da enerjisi bilmiyorum. Senin düşünceni merak ettim işte."
" Yaa.. Demek öyle. Bana da bakışları çok kötüydü Masal." diyip kahkaha atmıştı.
" Mükemmel olduğun için gözlerini alamamıştır senden Altay'ım." dediğimde ben de eşlik etmiştim kahkahasına.
" Ama ben o gözleri.." dediğimde eliyle örtmüştü ağzımı hemen.
" Hoop..! Kızlarımızı kötü etkilemene izin veremem psikolog."
" Tamam tamam. Her neyse. Yüzüstü yatamamak çok zorluyor beni kaleci ya.." diye söylendiğimde önce gülüp sonra alnıma minik bir öpücük kondurmuştu.
" Böylesi daha iyi değil mi ama?" diye kendini ima ettiğinde gülümsemiştim.
" Hadi iyi olsun bakalım."
" İyi iyi. Sevgilim.." dediğinde bu sefer ben bakmıştım bana baktığı gibi.
" Biz bu ani sevgilim demelerini bıraksak mı artık ya?"
" Yok yok. İşimize geliyor baya bence. Neyse söylüyorum ben o zaman. Bizim bir Bursa'ya gitmemiz gerek artık."
" Hmm.. O konuyu diyorsun. Altay.. Doktorun dediklerinden sonra, fazla hareket edip riske atmak istemiyorum ikizleri. Ama ayıp oldu cidden.. Sen de haklısın. Durumu açıklasak, onlar bize gelse?" dememin ardından esnememle saçlarımı gözümün önünden alıp öpmüştü tekrardan.
" Konuşur söylerim güzelim. Hadi uyuyalım artık. Yorulduk bugün fazlasıyla." demesinin ardından ona gülümseyip iyice göğsüne sokulduğumda kapatmıştım gözlerimi.
Altay'dan
Sabah uyandığımda Masal uyuyordu. Yanından kalkmamla söylendiğinde ona gülüp üstünü örtmemin ardından banyoya girmiştim.
" Ne ses yaptın sabah sabah bee!"
Ben banyodan çıkar çıkmaz de Masal'ın uykulu bir şekilde söylediklerine tekrardan güldüğümde bakmıştı kısık gözlerle bana.
" Bakma bana öyle bakma.." dediğimde yanına oturup öpmüştüm dudaklarından.
" Hemen cıvıyorsun kaleci." diyip güldüğünde bu sefer o öpmüştü.
Karşılıklı öpmelerimiz devam ederken bizi bölen çalan telefonum olmuştu.
" Sabahın köründe kim bu şimdi ya..?" dediğinde telefonuma uzanıp göstermiştim ekranı. Arayan annemdi.
" Günaydın annelerin en güzeli!"
" Günaydın anneciğim.. Günaydın. Sabah sabah bu ne enerji annem ya?" diyip güldüğünde ben de eşlik etmiştim anneme.
" İyi bir sabaha uyandım diyeyim." dedikten sonra tekrar Masal'ı öptüğümde Masal, koca bir gülümseme takmıştı yüzüne. İşte bunu hiçbir şeye değişemezdim.
" İyi bakalım öyle diyelim. Anneciğim, sürpriz yapmak istedik size. Eğer müsaitseniz biz geliyoruz."
" Aa.. Süper. Gelin anne müsaitiz. Ben de seni bunun için arayacaktım tam." diyip Masal'a döndüğümde ters bakışlarıyla karşılaşmıştım.
" Dışarıda yapalım kahvaltıyı.." diye bana fısıldadığında göz kırpıp onaylamıştım.
" O zaman anne.. Siz atacağım konuma geçin. Biz de gelelim. Güzel bir kahvaltı yapalım hep birlikte. Ne dersin?"
" Tamam anneciğim.. Ona da tamam. Bizde çıkıyoruz şimdi. Konuşuruz yine." diyip kapattığında annemin dediğime bozulduğunu sesindeki soğukluktan hissetmiştim.
Ama Masal'la arasında kalmamak adına başka bir çözümüm de yoktu.
Telefonumu bıraktığımda Masal arkamdan yaklaşıp büyük bir öpücük bırakmıştı yanağıma.
Ardından banyoya ilerlediğinde ben de kahvaltı için mekan ayarlamak üzere telefonumu tekrardan almıştım elime.
~uzun süre sonra diyelimmm
