"Bir Hafta Sonra "
Masal'dan
Altay'la olan kavgamızın üzerinden koskoca bir hafta geçmişti. Bu bir hafta içerisinde her gün kapıma gelen çiçekler mide bulandırmaya başlamıştı artık.
Yine kapının çalmasıyla uyandığımda bir hışımla kalkıp açmıştım kapıyı. Gördüğüm Altay anlık duraksamamı sağlasa da bağrınmamı durduramamıştı.
" Ya yine ne var?! Sıkılmadın mı artık sen ya?! Yeter görmek istemiyorum suratını bile! Neyini anlamak istemiyorsun bunun!?"
" Sana da merhaba. Konuşmamız lazım lütfen. Sakince.."
Sakinliğiyle istediğini başarmış girmişti içeriye. Şu sıralar duygularım tuhaf olduğundan ne yaptığımı pek anlayamıyordum diyebilirdik. Karşısındaki koltuğa geçip elime aldığım sigarayı yaktığımda konuşmaya başlamıştı.
" Yapma.. Madem hamileyim diyorsun yapma bunu artık..!"
" Sana bir şey sorduğumu hatırlamıyorum." dediğimde duygusuz bir kahkaha atmıştım.
" Madem ortada bir bebek var.. Ona zarar vermene izin veremem Masal!"
" Bebeğin kimden olduğuna ne zaman karar verdin de bu aşamaya geçtin Altay?!"
" Özür dilerim.. Tekrardan. Ama emin olamazdım. Kafan hala başka bir yerdeyken.."
" Sen hala ne diyorsun ya?! Ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu senin?! Yediğin haltları bil öyle gel bana Altay! Beni böyle bir şeyle suçlayamazsın! Sen kimsin ki ya?!"
" Masal.. Evlenelim. Her yerde saçma sapan haberler çıkmaya başladı. Bebek doğduktan sonra ayrılırız. Nasıl istersen."
" Ne.. Sen ne dediğinin farkında mısın?! Hala kendini kurtarmaya çalışıyorsun.. Delireceğim artık ya! Altay.. Bu bebeğin babası sensin.. Sana bu kadar tereddüt nereden geliyor? Bana bunu neden yapıyorsun Altay.. Neden..?" diyip ağlamaya başladığımda ayağa kalkmamla gözümün kararması da bir olmuştu.
Altay'dan
Masal'ın yere yığılmasıyla ani bir şok ve refleksle tutmuştum onu. Ona yaşattıklarım gerçekten kolay değildi bunu kabul ediyordum. Ama kafamın içindekiler de susmak bilmiyordu aynı zamanda.
" Masal.. Güzelim aç gözlerini n'olur..? Çok özür dilerim.. Hadi Masal lütfen..!"
Zar zor gözlerini araladığında birkaç kelime edebilmişti sadece.
" Altay.. Canım çok acıyor.. Bebeğim.." dediğinde eli karnındaydı.
Hemen kucağıma alıp çıktığımda gelebildiğim en hızlı şekilde getirmiştim hastaneye.
Acil müdahale odasının kapısında volta atarken bir yandan da kafamdaki düşünceleri susturmak için çabalıyordum.
Doktorun çıkmasıyla doktora yöneldiğimde konuşmuştu.
" Altay bey.. Masal hanım gayet iyi korkulacak bie durum yok. Ama.. Hamileymiş sanırım. Bebek konusunda aynı şeyi söyleyemeyeceğim."
" Ne demek bebek konusunda aynı şeyi söyleyemeyeceğim! Ne diyorsun ya sen!?"
" Başınız sağ olsun Altay bey. Biraz sakinlediğinizde yanına girebilirsiniz."
Duyduklarımla dünyam başıma yıkılmıştı. Yaşadığımız her şey benim yüzümdendi. Kendimi toparlayıp içeriye girdiğimde Masal bana dönmüştü.
" Nasılsın sevgilim? Çok korkuttun beni.." diyip elini tuttuğumda çekmişti elini.
" Ben iyi değilim ama.. Sen mutlusundur Altay Bayındır. Şüphelendiğin şey ortadan kalktı bak.. İçin rahatlayabilir artık." dediğinde çevirmişti başını diğer tarafa.
Ağlama sesini duyduğumda gözüm dolmuştu benim de.
" Masal.. Çok pişmanım. Çok özür dilerim.. N'olur affet beni güzelim."
Bana dönmeden cevap vermişti.
" Özür dilediğinde keşke bebeğim geri gelseydi!" dediği son şeyle hiçbir şey demeye hakkım bile yoktu. Haklıydı. Hem de sonuna kadar.
" Senden son bir şey isteyeceğim.. Emirhan'ı arar mısın? Sonra da gidebilirsin. Seni daha fazla görmek istemiyorum. Bana iğrenç şeyler hatırlatıyorsun artık."
" Tamam, arayacağım. Ama lütfen yapma böyle. Canımı çok acıtıyor."
" Şu anki acımı ben bile tarif edemezken sen bana canımı acıtıyorsun mu diyorsun bir de.!?"
" Hep yanında olacağım. Ne dersen de.. Çok seviyorum ben seni. Bana bunu yapma. "
" Sevdiğin halin bu yani..!" dediğinde yatakta doğrulmaya çalışmıştı. Yüzünü buruşturduğunda canının acıdığını hissetmiştim. Yardım etmek için elini uzattığımda itmişti elimi.
" Sakinleştiğinde konuşalım."
" Ne konuşacağız.. Bebeğimi nasıl-"
" Masal yeter! Canım yeterince acıyor görmüyor musun?! Niye katilmişim gibi davranıyorsun bana!? Sen benim her şeyimsin.. Bunu bana yaşatma ya.."
" Kafandaki tereddütlerin geçmesi için bebeğimin gitmesi mi gerekiyordu!?" dediğinde ikimiz de ağlıyorduk artık.
" Şimdi değil belki evet.. Ama affettireceğim Masal kendimi sana. Söz veriyorum. Bir daha üzmeyeceğim asla seni.. Çok ileriye gittim farkındayım. Beni de anlamaya çalış lütfen. "
" Evet, şimdi değil..! Sıkıldım buradan. Ne zaman gidebiliyormuşum evime?"
" Öğrenirim. Ama yalnız kalamazsın. Bana gidiyoruz."
" Ya sen cidden dalga geçiyorsun benimle. Anladım. Şaka mısın Altay? Seni görmek istemiyorum diyorum. Gelmiyorum sana falan."
" Gelecek misin diye sormadım."
" Hay ya..!" diyip ayağa kalkmaya çalıştığında ayakta duramayıp tutunmak zorunda kalmıştı bana.
" İnat etme.. Şimdi konuşuyorum doktorla ve bana gidiyoruz."
Masal'dan
Ne kadar onu görmeye tahammülüm bile olmasa da ayakta duracak halim de yoktu açıkcası.
Birkaç saat sonra doktor, çıkabileceğime dair bilgi verdiğinde gelip kaldırmıştı beni yataktan.
" Yürüyebilecek misin Bayındır..?" dediğinde kafamı kaldırıp bakmıştım gözlerine dik dik.
Şu bir haftada bana yaşattıklarından sonra bana yaşattığının âlasını çektirmek istiyordum ona içten içe.
" Koluma girmen yeterli."
Söylediklerimden sonra bakışlarımı yere indirdiğimde girmişti koluma.
~bölümü hangi kafayla yazdım sormayın arkadaşlar ben de bilmiyorumahahajsjsh