Bütün evi saran şen kahkahalarla küçük çocuk içinin ısındığını hissetti. Her şey olması gerekenden de iyi gidiyordu. Masadaki lezzetli yemekler , hiç boş kalmayan kadehler ve en sevdiği insanlarla çok güzel bir gece geçiriyordu. Bir elini masaya dayamış başını da dayadığı eline yaslayarak Mingi'yle şakalaşan adamın gülüşünü izliyordu. San Wooyoung'un düşündüğünün aksine her zamankinden daha rahat hareket ediyordu. Herkesle tek tek ilgilenmiş onları tanımak için çabalamıştı.
Bakışlarını tek tek arkadaşlarında gezdirdi. Hongjoong yorgun olmasına rağmen suratındaki kocaman gülümsemeyle Hwa'yı dinliyordu. Hevesli ve sanki bunu her zaman yapıyormuş gibi bir hali vardı. Görmezden gelerek Yunho'ya çevirdi bakışlarını. Onda da gözlemlediği bir şeyler vardı. Mesela Mingi'nin komik olmayan esprilerine bayılacak kadar çok gülüyordu. Normalde olsa bir kaç kere laf sokar daha sonra kendisi dalga geçmeye başlardı. Tensel temastan çekinmiyor neredeyse San ve kendisi gibi yakın davranıyordu gri saçlı çocuğa. Bakışları ikili arasında gidip gelirken aydınlanma yaşadı. Bu ikiliyi o kadar uzun süre yalnız bırakmıştı ki eskisi gibi olmadıklarını fark edebiliyordu. "Sizin aranızda ne var?" Boş boğazlığı masada bir sessizlik yaratmıştı. İçinden konuşmak isterken tutamamış sorusunu direkt muhatabına yöneltmişti. Yunho soruyu üstüne alınmayıp bakışlarını Hwa ve Hong'un arasında gezdirmeye başladı. Yüzündeki imalı sırıtış ile. "Sana soruyorum Yunho!" Çocuğun suratındaki sırıtış Wooyoung'un suratına sıçramıştı. Kollarını birbirine bağlayıp keyifle arkasına yaslandı. Köşeye sıkışmışlardı. "Arkadaşız" küçük çocuk tek kaşını kaldırıp kızıl saçlı çocuğa baktı. "Yakın arkadaşız?" Wooyoung'un bakışlarındaki kararlılığı görünce pes etti. "Arkadaşız...Yatak arkadaşı" çatalını tabağına bırakmış sabırla çocuğun susmasını bekliyordu Mingi. Masadakiler - sadece Wooyoung - şaşkınlık dolu sesler çıkardı. "Ben sana aşığım. Bu konuyu her açtığımızda biz yatak arkadaşıyız deyip arkama saklanamazsın Yun!" Mingi inanılmaz bir sakinlikle çocuğu azarlıyordu. Ağzını peçeteyle silip bakışlarını Wooyoung'a dikti. Bu Mingiyle ilk göz göze gelişi olduğu için küçük çocuk biraz gerildi. Haddi olmayan bir konuya dahil olmuştu. "Sen nerde ? Ne zaman? Nasıl ? diye sıralamadan anlatayım. Sizin sarhoş olup dağıttığınız bizimde mekanı basıp sizi aldığımız geceden beri beraberiz. Yun benim bedenimi kullandığını söylüyor ama o da bana aşık haberi yok. Sadece yatak arkadaşı değiliz. Birlikte vakit geçiriyoruz. Ve hazır ol Woo! Birlikte yaşamaya başladık." Çatalını eline alıp yemek yemeğe devam etti. Wooyoung ise adamın cüssesinin arkasında küçülen arkadaşına dikti gözlerini. Dudaklarını oynatarak - Siktim seni YunYun- dedi. Yunho bütün gözlerin onlarda olduğunun bilinciyle patladı. Yunho her yalan söylediğinde ya da bir şeyler sakladığın da ona bakışlarınızla her şeyi yaptırabilirdiniz. Küçük çocuğun bakışları da işe yaramış Yunho masaya bir diğer bombayı bırakmıştı. "Hongjoong Hwadan hoşlanıyor." Wooyoung bu sefer çok fazla tepki göstermedi. Bariz bir şekilde bu ikilinin arasında olan ve olmaya devam edecek şey her ne ise belli oluyordu. Ve ikisi kesinlikle birbiri için yaratılmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
King of Disaster | Woosan
FanficKollarındayken, her şeye sahipmişim gibi hissediyorum. -Cinsellik - Alkol - Şiddet içerir.