Dear international readers, you can read our story translated to your language from the "translate" option of Google Chrome. Please don't forget to login to wattpad and add comments about our story.<3
Herkese merhabalar! Yine yazarken çok keyif aldığımız ve sizinle paylaşmak için çok heyecanlandığımız bir bölümle geldik. Her bölümde Leyla ve Kenan'a daha da bağlanıyoruz, sizin de nasıl hissedeceğinizi çok merak ediyoruz. Yorumlarınız bizi çok mutlu ediyor, lütfen düşüncelerinizi bizimle paylaşmayı unutmayın.:)
Normalde favori sahnemizi seçmekte zorlanıyoruz ama bu bölümde son sahne bizim favorimiz oldu. Bakalım siz ne düşüneceksiniz?❤️🔥
Herkese iyi okumalar!
Bölümün şarkısı: ZAYN ft. Sia - Dusk Till Dawn
-satürn & rana :) 👭🏼
***
Yol boyunca birkaç kaçamak bakışma haricinde tek etkileşimimiz ona nispeten kafa dinleyebildiğim sahili tarif etmem olmuştu. Henüz üzerime gelmediği için minnettardım, aslında biraz şaşkındım da. Tanıştığımdan beri aramda soğuk savaş olan adamın eline verdiğim koz utanç vericiydi. Arkadaşımın kafasını dağıtayım derken onunla beraber rezil olmuştum ve günün sonunda beni "kurtaran" o olmuştu. Şimdiyse sessizliğinin altında huzursuzluktan kıvranıyordum.
Vardığımızda arabayı kenara çekti, ben de kendimi hemen dışarı atıp ciğerlerime deniz kokusunu doldurdum. Hava hafif sarhoşluğumu da açacak kadar serinlenmişti. Düşüncelerim netleştikçe gerginliğim tırmandı. Arabaya yaslandığımda Kenan da yanıma geldi, beraber denize dönmüş öylece dururken sessizlik iyice sinirimi bozmaya başlamıştı.
"Ne söyleyeceksen söyler misin artık? Bu sessizlik sinirlerimi bozuyor." dedim yüzüne bakmadan.
Sesimi duymasıyla yüzü bana döndü. Kollarını göğsünde birleştirmişti. Nutuk atmak için mükemmel bir pozisyondaydı.
"Ne söylememi istiyorsunuz anlamıyorum." dedi sahte bir kafa karışıklığı tonuyla.
"Kenan oyun oynama lütfen. Şöyle hatalıydın, böyle hatalıydın, beni çağırman gerekiyordu diye beni iki saat azarlamak istediğini biliyorum."
"Leyla Hanım..." dediğinde öfkeyle yüzümü ona çevirdim. Araya çektiği siz duvarına ayrı sinir olmuştum.
"Leyla! Sadece Leyla." dediğimde gözlerini kıstı ve yutkundu. Bu sefer o başını denize dönüp bana bakmadan konuşmaya devam etti.
"Leyla... Evet hatalıydın. Evet yaptığın şey çok aptalcaydı ve beni haklı çıkardın. Ama bunları yarın hatırlayıp hatırlamayacağından emin olmadığım biriyle konuşmak istediğimi zannetmiyorum." dedi. Gerine gerine şu sözleri bana söyleyebilmesini sağladığım için kendime de öfke duyuyordum.
"Benim kafam gayet yerinde. Kolay kolay sarhoş olmam ben. O yüzden ne söylemek istiyorsan söyleyebilirsin." dedim bana bakması için iki adımda önüne geçerken. Gözlerimiz buluşmadan konuşmaya başlamadı.
"Pekala..." dedi ve boğazını temizledi. Kaşlarını çattı. "Aklından tam olarak ne geçiyordu? Ünlü arkadaşınla beraber magazinin cirit attığı, herkesin bildiği bir bara gidiyorsun. Daha yeni anlaşmamıza rağmen ne öncesinde ne sonrasında bana herhangi bir şekilde haber vermiyorsun. Üstelik sen hala kabullenememiş olsan da peşinde bir stalker var." dediğinde kendi içimde bir aydınlanma yaşadım.
"Sen nasıl buldun ki bizi?" Daha önce bunu niye sorgulamamıştım bilmiyorum. Galiba cidden yoktan var olan beyaz atlı prens havasına kapılmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İki Yabancı
Romance"Leyla..." diye mırıldandığında onu daha iyi duyabilmek için yatakta kayıp yanına yaklaştım ve elimi yanağımın altına koyarak uzanır pozisyona geçtim. "Efendim?" dediğimde gözleri yine beni mekandan soyutlamak istercesine derinleşmişti. "Her yerde s...