10. Bölüm - Kum Saati

1.1K 50 284
                                    

Dear international readers, you can read our story translated to your language from the "translate" option of Google Chrome. Please don't forget to login to wattpad and add comments about our story.<3

Herkese merhabalar! 🫶🏻

Özleştik ama değil mi?🥹 Bu bölüm de önceki bölüm gibi daha duygu ağırlıklı ancak öne çıkan bazı sahneleri var ki... Oooof of of...❤️‍🔥Özellikle uzuuun zamandır yazmayı beklediğimiz dönüm noktalarına yorumlarınızı çok merak ediyoruz. LeyKen'e kavuşmanın bize geldiği kadar size de iyi geleceğini umuyoruz.

Herkese iyi okumalar!🫂

Bölümün şarkısı: Sia - Elastic Heart

-satürn & rana :) 👭🏼

***

Leyla

"Deli gibi seni izliyor Leyla. Gözünü bile kırpmıyor, 2 saattir ne zaman kırpacak diye bakıyorum."

"İşi bu ya Şebnem? Beni izlemek. Korumak. Benden uzak durmak."

Sonuncuyu bu sefer bizzat ben istemiştim. Kenan'la başa dönmeye karar vereli birkaç gün olmuştu, pardon Kenan buna karar vereli ve beni de buna zorla sürükleyeli birkaç gün olmuştu. Aramız iyi miydi kötü müydü tartışılırdı ama garip olduğu kesindi. Onunla hem etkileşimde kalıp hem de hiçbir şey olmamış gibi davranamıyordum. Çünkü bu rol yapmam demekti ve ben haftanın 5-6 günü zaten yeterince rol yapıyordum. Kendi hayatımda da bunu tekrarlamak istemiyordum. Bu yüzden diyaloglarımız her zamanki gibi akmıyordu, birbirimize ne zaman temas etsek ikimiz de bundan etkilenip hızla kurtulmaya çalışıyorduk. Her zaman güvende olduğumu hissettiren bakışlarıysa artık diken üzerinde hissettiriyordu. Bu sebeple konser alanına geldiğimizde Kenan'a bu gece bizden olabildiğince uzakta durmasını ve olağanüstü bir durumla karşılaşmadığımız sürece yanımıza gelmemesini emretmiştim. Yani ses tonumdaki ciddiyetten buna bir emir diyebilirdik.

"Onu demiyorum kızım. Seni yiyecekmiş gibi bakıyor ondan bahsediyorum." dedi Şebnem Kenan'a göz ucuyla bakmaya devam ederken.

"Adam Leyla'yı yemek istemediğini de onunla başka şeyler yapmak istemediğini de gayet net anlatmıştı Şebnem. Unuttun herhalde. Önüne dön sen de ne bakıp duruyorsun ya?" diye Şebnem'i dürten Miray'a bir teşekkür bakışı göndersem de söyledikleri midemin kasılmasına sebep olmuştu. Kenan'ın beni istemediğini düşünmek bu gece odaklanmak istediğim son şeydi.

"Ya bomboş şovdu o hiçbirimiz inandık mı buna? Bir yerde patlak verecek bu adam çok net. Bakışlarından anlayabiliyorum." diyen Şebnem'e ters ters baktım.

"Şebnem sen beni sevmiyor musun?"

"Aşkım o nasıl cümle? Sana canımı veririm ben." derken şaşkınlıkla kaşlarını kaldırıp elini omzuma koymuştu.

"Bana canını verme Şebnem. Bana rahat ver. N'olursun. Bırak kafam dağılsın bu gece. Sadece sarhoş olmak istiyorum. Beynim kendini kapatsın kuşlar gibi hafifleyeyim istiyorum, anladın mı?" derken el kol hareketlerimle kendime hava göndermeye çalışıyordum.

"Tamam ya sustum. Haklısın. Neyse siktir et, anca baksın o. Biz sana istediğini yapacak erkeği de buluruz buradan zaten." Bana omuz atıp gülen Şebnem'e göz devirdim ve biramın sonuna geldiğimi görünce tekila shot söylemek için bara yanaştım. Bu gece gerçekten sarhoş olacaktım.

***

Kenan

Dünyanın en ahmakça kararını vererek Leyla'ya sıfırlayalım demek yeterince zordu. Kaç gündür Leyla'nın sıcacık gülümsemesinden, hoş sohbetinden, tenimi karıncalandıran ışıltılı bakışlarından mahrum kalmak daha da zordu. Tadını bir kere aldığım dudaklarından uzak durmak, kollarından ayrı uyumaya çalışmak zorunda kalmaksa ayrı bir seviyedeydi.

İki YabancıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin