11. Bölüm - Kuzey

969 39 290
                                    

Dear international readers, you can read our story translated to your language from the "translate" option of Google Chrome. Please don't forget to login to wattpad and add comments about our story.<3

Herkese merhabalar! 🫶🏻

Her zamanki gibi sizleri ve LeyKen'i çok özledik🥹 En sevdiğimiz angst era'dayız ama bu bölüm biraz geçiş bölümü oldu. LeyKen'in her bölüm başka bir yönünü keşfediyor gibiyiz ve biz bundan çok zevk alıyoruz, umarız siz de zevk alıyorsunuzdur. Güzel yorumlarınızı heyecanla bekliyoruz!💕

Herkese iyi okumalar ve iyi ramazanlar!🫂

Bölümün şarkısı: Selena Gomez - The Heart Wants What It Wants

-satürn & rana :) 👭🏼

***

Leyla

Kulaklarım uğuldarken adeta benden bağımsız hareket eden ayaklarımın beni evden içeri sürüklemesine izin verdim. Boğazıma yerleşen yumru ve kalbimi beklenmedik bir sis gibi dolduran sancı nefes almamı zorlaştırıyordu. Tırnaklarımı avuçlarıma geçirip acıyana kadar sıktım ve varlığımı bu şekilde idrak etmeye çalışarak gözlerimi kapattım. Ayaklarımın yere bastığını nihayet hissedebildiğimde Şebnem'in sesini duydum ve gözlerimi kırpıştırarak açtım.

"Aşkım n'apıyorsun burda? Ne oldu?" dediğinde boş bakışlarımı etrafımda gezdirdim. Kapıdan girip kapattığımı ancak sonrasında koridora doğru bir adım daha atamadığımı yeni fark etmiştim. Şebnem elini koluma koyup endişeyle bana bakarken boğazımdaki yumru bir ateş topuna dönüşüp mideme indi. Az önceki hissizliğimi şu an içimi doldurmaya başlayan acıya bin kere tercih ederdim. Şebnem yumuşak bir sesle "Leyla, hayalet görmüş gibisin bir tanem. Ne oldu Kenan gelmiş dediler? Bir şey mi dedi? Ne oldu?" derken diğer eli de diğer koluma tutunmuştu. Adını duymak beynimde şimşeklerin çakmasına sebep oldu. Yutkundum.

Kaşlarım belli belirsiz çatılıp çenem bilinçsizce titrerken "Kovdum onu." dedim sessizce.

Ardından bir kabusu da kovmak ister gibi gözlerimi kırpıştırıp başımı hafifçe iki yana salladım. Aşık olduğum adamı. Bunu az önce kendime itiraf etmeden önce başka kimseye söylememiştim, ama ona karşı hissettiklerimin fiziksel çekimin ötesine çoktan geçtiğinin bir süredir bilincindeydim ve bunu Şebnem de Miray da hatta onlarla ayrıntılı konuşmasam bile bence Serap ve Batu bile biliyordu. Ama aşk, başka bir şeydi. İsimlendiremeyip beynimin gerisine attığım her bakış, her dokunuş ve bunların içimde filizlendirdiği her duygu bu itirafla beraber anlam kazanmıştı. Etrafındayken beni yörüngesine alan ve ona daimi olarak çekildiğimi hissettiren, yakınında değilken kalbimi ağrıtan bir özleme dönüşen, bakışları üzerimdeyken eriyip gidecekmişim gibi yoğunlaşan, teni tenime değdiğinde ismimi bile unutturan o hissin artık bir adı vardı. Sesli söylemeye gücüm olmayan ama içimden geçirmenin bile beni baştan aşağı sarstığı bu farkındalığı Şebnem'in yüzüme bakarak anlayabileceği düşüncesiyle gözlerimi kaçırdım.

"Güzelim benim." diyerek nazikçe beni kendine çekerek boynuma sarıldığında avuçları acıyan ellerimi beline sardım. Gözyaşlarımın çoktan akmaya başladığını birkaç saniye sonra fark edebilmiştim. Yüzümü Şebnem'in omzuna gömüp saklanmaya çalışırken tek düşünebildiğim onun bana ne kadar kırgın baktığıydı. Şu anda benim ne kadar haklı olduğumun, onun bana ne kadar haksızlık ettiğinin bir önemi yoktu sanki. Kalbim mantıklı açıklamaları umursamadan inatla sızlıyordu ve bunu nasıl geçireceğime dair hiçbir fikrim yoktu.

***

Kenan

Normal bir gecede olsaydık veya Leyla'yla normal bir kavga etmiş olsaydık hiçbir güç beni kime ait olduğundan bile emin olmadığım o evi ve Leyla'yı arkamda bırakarak arabaya binip gitmeye ikna edemezdi.

İki YabancıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin