5. Bölüm - İz

1.2K 44 103
                                    

Dear international readers, you can read our story translated to your language from the "translate" option of Google Chrome. Please don't forget to login to wattpad and add comments about our story.<3

Herkese merhabalar! Çok uzun ve duygu dolu bir bölümle karşınızdayız. 5. bölüm bizim favori bölümlerimizden biri (aslında bundan sonraki her bölüm bizim favorimiz ama çaktırmayın;) LeyKen'i en az sizin kadar özledik ve yazmak bize çok iyi geldi. Umarız size de bu bölümü okumak çok iyi hissettirir. Geçen bölümden itibaren en sevdiğimiz yorumları seçip paylaşmaya başladık, sahnelere tepkilerinizi okumak için sabırsızlanıyoruz.🥰

Herkese iyi okumalar!🫶🏻

Bölümün şarkısı: MFÖ - Güllerin İçinden

-satürn & rana :) 👭🏼

***

Kenan

Tavanı izlerken Kato'nun üzerime atlamasıyla onun beni uyandırma saatinin geldiğini fark ettim. Gece boyu bir gram uyuyamamıştım, hem fiziksel hem ruhsal olarak beni kendime getireceğini sandığım soğuk duş da hiçbir işe yaramamıştı. Uykusuzluğa ve geceler boyu düşünce girdabında olmaya alışık bir insandım ama sanırım hayatımda ilk kez bu düşünce girdabının konusu bir kadın oluyordu. Üstelik öylesine biri de değildi, beraber çalıştığım bir kadındı. Ve aklımdaki senaryolar ilk defa geçmişte değil şu anla gelecek arasında dönüyordu. Dün geceyi geçmiş sayamıyordum çünkü işe gitmeden ikinci bir soğuk duşa ihtiyaç duyacağım kadar canlıydı hala her şey.

Saçma bulduğum oyununun, dans edişimizin, bana bakışlarının ve kahkaha sesinin bana iyi geldiğini kabullenmem için saatler geçmesi gerekmişti. Yıllar sonra ilk defa eğlendiğimi ve kafa dağıtabildiğimi hissetmiştim. Bir daha ne zaman dans edersin diye sorsalar o anda kollarımın arasında Leyla Gediz'in olacağını asla tahmin edemezdim. Onunla ilgili her şey çok beklenmedikti zaten. Hayatıma girişi de beni sürüklediği yerler ve durumlar da. Tehlikesi ve gizemli tarafı sebebiyle monoton olmayan bir mesleğim vardı ancak Leyla'yla geçirdiğim zaman, ondan öncesini çok sıkıcı hatırlamama sebep olmaya başlamıştı.

Kendimi hayatın normal akışına dönmeye zorlayıp Kato'nun ihtiyaçlarını giderdikten sonra set programını hatırlamak için Leyla'yla mesajlarımıza girdim. Henüz zaman vardı ve muhtemelen uyanmamıştı. Aklımın istemediğim yollarda koşmasını engellemek için evden çıkana kadar spor-duş-kahvaltı-hazırlanma rutinimi tamamladım.

Arabanın anahtarını cebime atıp aynada son bir kez üstümü düzeltirken kendime şu cümleyi tekrarlıyordum: Bu senin için herhangi bir iş günü.

Leyla'yı almak için geldiğimde her zaman vedalaştığımız noktada duruyordu. Benden önce evden çıkmasına şaşırırken onu incelemeye koyuldum. Saçlarını toplamış, bol bir kazakla siyah bir tayt giymiş ve dün geceki kabanını üzerine almıştı. "Günaydın!" diye şakıyarak arabaya binip güneş gözlüklerini çıkardı ve kemerini taktı. Bakışlarım iyi olup olmadığını anlamak için üzerinde oyalanırken "Günaydın." dedim ve tebessüm ettim. Herhangi bir iş günü.

Hazır olmasına rağmen arabayı çalıştırmayıp onu izlediğimi fark ettiğinde duraksayıp gözlerini onu inceleyen gözlerime dikti. Ardından bir anlığına dikiz aynasında kendini kontrol etti.

"Bakma bana öyle." diyip ellerini gözlerimle kendi arasına siper etti. "Biliyorum aşırı sefalet görünüyorum şu an. Dün gecenin acısı yine sabah çıktı." diye devam etti omuz silkerek.

Bunun sefil hali olduğunu düşünmesine gülmemek için zor dururken "Yok hayır, gayet iyi görünüyorsun." dedim. Güne başlarken benim yüzümden modunun düşmesini istemezdim.

İki YabancıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin