:(

37 9 8
                                    

Yazardan...

Lacivert saçlı çocuk yine bekliyordu umutsuzca.

Umudu azalmıştı iyice...

Yanına oturan kaslı gence parıltısı giden, yorgun ve kanlı gözlerini çevirdi...

"Seni hatırlıyorum....sen beni kurtarmıştın değil mi?"

"Evet...görmeyeli daha da zayıflamışsın....kaç yaşındasın?"
"22"
"Demek benden 1 yaş küçüksün...neden her yağmurlu gecede burada bekliyorsun? Bak sırılsıklam olmuşsun" Elindeki şemsiyeyi üstüne tutmaya çalıştığında küçük olan korkarak kenara çekilmişti.

"T-tutma şemsiye...sadece m-minho tutabilir bana şemsiyeyi"

"Pekii...minhonun karşı komşusuyum ben..ismini bilmiyorum ama tanıştığımıza memnun oldum Seo Changbin ben"
"Han jisung"

"Kaç yıldır bekliyorsun?"
"6 yıl 7 gün 9 saat 43 dakikadır.."

Dediği şeyle şaşırmıştı changbin. "Nereye gittiğini biliyor musun? Hani...komşusuymuşsun ya"

Boğazındaki yumru büyüyordu changbinin.
Yanında çocuk gibi duran gence nasıl söyleyecekti minhonun öldüğünü?

"Yaşadığına...nasıl bu kadar eminsin?"
"Peki sen n-neden ö-ölmüş gibi konuşuyorsun?"

"Jisung...minho...öldü"
"N-ne saçmalıyorsun sen ya..o-o ölemez H-HAYIR YA ÖLEMEZ O GELECEK BİRLİKTE ÇOK MUTLU BİR HAYAT YAŞAYACAĞIZ BELKİ İSTEMEZ BENİ İĞRENİR AMA GELECEK O L-LÜTFEN ŞAKA YAPIYORUM DE! Ş-ŞAKA DEĞİL Mİ?"

"Şaka değil jisung" dedi yanağından akan yaşı elinin tersiyle silerken. "6 yıl önce minho bara gitti içtiği alkolde zehir varmış..."
"B-benim yüzünden mi-"

Kalbine giren sancıyla eli refleks olarak kalbine gitmiş hıçkırarak ağlamaya başlamıştı neredeyse hiç yaş kalmayan gözleriyle...

"N-nasıl ben..." yutkunamıyordu...

"T-tanrım..." Kalbi dahil tüm vücudu yanıyor dizleri titriyordu oğlanın....

"Bara gitmeden önce bana fotoğraflarınızı vermişti bazılarını yakmış bazılarına kıyamamış bakmak ister misin?"
Cebinden çıkardığı kenarları hafif hafif yanmış olan fotoğraflara gözlerinin buğusundan bakamıyordu oğlan. 

"O ölmedi yalan söylüyorsun"

Kalbi gitgide ağrıyordu. Gözlerinin karamasıyla hafifçe sendelemiş changbin hızlıca kavramıştı ince kolu. "Kalbim ç-ço-"

O gece kalp krizi geçiren oğlan mutluluktan zar zor gülümsemişti. Kalbi bedeninden çıkacak gibi atıyor, vücudu ateşler içinde yanıyordu.

"Yalan söyleme" Kalbi acıdığı için bağıramıyordu.

"Belki de huzur buldu.."

"Hayır! O yaşıyor sen yalan söylüyorsun! O bir gün dönecek!"

"Sen inanmasan da
Bi' son var, anla
Herkese inat"

"O GELECEK DÖNECEK BANA! AŞIK OLMASA BİLE ARKADAŞLIĞIMI BOZMAYACAĞIM BEN SEVGİMİ BİLE YARALI KALBİME GÖMECEĞİM"
"Ağlama dönmez artık.."

Gözleri kapandı oğlanın. Dolu gözleriyle ile her şeyi bulanık görüyordu zaten. Gülümsedi ölüm haberini getiren gence."Ölüyorum ve minho gelmedi..."

Minho gelmedi....

Umutlarla kırıkları yapıştırılan kalp o gece tuzla buz olmuştu.

Artık tamir edilemezdi.

İnanmıyordu onun kendisine bıraktığına...

Changbin baygınlık geçiren genci kucağına alırken şarkı mırıldar gibi konuştu lacivert saçlara.

"Sen inanmasanda ölüm var anla jisung...sakın uyanma Yıllara inat..."

Sen inanmasan da~
Bi' son var, anla~
Herkese inat...

Duysun seni
"Dönsün", diyorsun da
Oyun değil ki yaşamak
Yok bi' çaren, anla
Sakın uyanma
Yıllara inat

 

Umbrella |minsung Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin