Bugün yoktun ortalıkta.
Okula gittin sanırımAma bu psikolojiyle nasıl notlarını düzelteceksin be gece gözlüm?
Ben olsam ne güzel çalıştırırdım seni
Ama bugün erken geldin.
Dayanamadın değil mi? Okuldan kaçtın yine.
Elinde benim fotoğrafım var. Bakmaya duyamıyorsun değil mi?
Fakat sen yıldız gibi parlıyorsun.
Dayanamadım.
Ve yanağını öptüm jisung.
O yumuşak yanağını öptüm.
Sen hissetmesen bile.
Gözyaşının tatlandırdığı bal yanağını öptüm.
Seni çok özlemişim....
Seni çok özlemişim jisung.
Sana saatlerce sarılmak istiyorum jisung.
Sen hissetmesen bile.
"Eğer birisi size yağmurlu günde şemsiye verirse kader ipleriniz sonsuza kadar bağlanırmış... "
Mırıldanmanla şaşkınlıkla sana döndüm.
Ben...sanki bunu önceden duymuştum...
"Bizim kader iplerimizi mi bağladın minho?
Öyleyse nerdesin?"
Dediğin şey kalbime bıçak gibi saplanırken ağlamamak için dudaklarımı ısırdığımı farkettim.Biz çok yakındık güzelim.
Biz bir o kadar da çok uzaktık."İnanmıyorum ben bu efsaneye"
'Hayır inanmalısın ben yanındayım jisungum' demek istedim.
Yapamadım.
Sen kendini yavaş yavaş öldürürken ben hiç bir şey yapmadım.
Keşke sana duygularımı söyleyebilseydim jisungum.
En azından bir belirsizlik içinde 6 yıl beni beklemezdin...
Kendini suçluyorsun itiraf ettin diye.
Çok mutlu olmuştum aslında o gün.
Karşımda utançtan küçücük olmuştun. Doğum günü hediyeni beklemiştin korkakça: en azından sana sarılmamı belki de...
Özür dilerim...
Senden nefret ettiğim düşüncesi seni boğuyor biliyorum.
'Lee her şeyi bilir' diyordum.
Ve evet
Halen Lee her şeyi biliyor:):
Lee senin içindeki duyguları, benim için atan kalbini, kaygılarını, bana olan takıntılığını biliyor.
Kalbin yanıyor jisung...
Benim için atan kalbin ölüyor...
Kalbinin ağrımasının hastalığının değil benim yokluğumdan olduğunu söylüyorsun.
Jisung...güzelim hasta olan minik kalbinle nasıl halen beni düşünmeyi başarabiliyorsun...
Ölü olan kalbim daha da vicdan azabı çekiyor sanki
Şarkı söylemeye başlayınca, benim için yazdığın şarkılardan olduğunu anladım...
Saçların ıslanır, ellerin bana bağlanır~
Utanır söylemez, diz çöküp sana yalvarır~
Dudakların bana nasıl da yakınken öyle~
Bu rüyadan biri, biri beni uyandırır~
Saatler geçmiyor, bu rüzgâr artık esmiyor~
Bana senden kalan, hatıralar da yetmiyor~
Yetmiyor...
Ellerim üşüyor, fotoğraflar konuşmuyor~
Fotoğrafların konuşmuyor...
Bu zalim dünyada, hiç bi' şey beni ısıtmıyor ~
Ah canım sevgilim...
Kalbinin ağrımasına dayanamayıp susmuştun...
Kalbin benim için atıyor, dudakların dudaklarımı istiyor, gözlerin gözlerimdeki yansımayı görmek istiyor, unuttuğun sesimi duymak istiyordu.
"Nerdesin bilmiyorum ama beni duyuyorsun"
Dedin dolu gözlerin daha da dolarken.
"Kalbimin senin için attığını da duyuyor musun?"Duyuyorum...
"Duymuyosun"
Senin kalbin ile benim kalbimde kırıldı jisung.
Yaralarına yara bandı olmak istemiyorum jisung.
İlaç olmak istiyorum.
Fakat nerede olduğumu ben bile bilmiyorum...
~E
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Umbrella |minsung
FanfictionBir Japon efsanesine göre; Eğer birisi yağmurlu bir günde size şemsiye verirse kader ipleriniz sonsuza kadar bağlanır Jisung 6 yıl boyunca her yağmurlu gecede kendisine şemsiye veren Minhoyu bekler... Mini fic~ (Bölümler 100-300 kelime arasında)