Umbrella
Minsung
Kaldırımda halen beni bekliyorsun ve bu sefer ben de bekliyorum
Kendimi her ne kadar arkaya atıp dursam da ben de seni aşırı özledim
Ben gelemiyorum yanına, sen benim yanıma gel olmaz mı?
Sapık gibi öpüyorum seni, dudaklarını bile. Sarılıyorum kucağına çıkıyorum dayanamayıp. Sarılıyorum sana kedi gibi sokuluyorum göğsüne.
Fakat sen bunların hiç birini hissedemiyorsun
Ben dahil
Vücudunun sıcaklığını zar zor hissediyorum, sanki aramızdaki ufacık hissiyat kaybolmuş gibi.
Titriyorsun olduğun yerde, elinde ikimizin fotoğrafları var
Babam yaktı onları Jisungum...
İkimizin ilişkisi arkadaşlıktan öteye geçmeye başladığının sadece ikimiz değil babam da farkındaydı bir tanem.
Bana içindeki duyguları açtığın gece babam balkonda bize bakıyordu Jisung. O kadar heyecanlıydın ki
Çocuk gibi
Cevap vermemi bekledin veremedim
Elini tutmayı bekledin yapamadım
Belki de o gece doğum gününde seni öpmemi bekledin doğum günü hediyen olarak
Ah, keşke verebilseydim o hediyeyi
Yanına Changbinin geldiğini görüyorum onunla konuşuyorsun gülümsüyorsun artık eskisi kadar şiş olmayan yanakların kendini belli ediyor.
Sonra birden gözlerin doluyor, elin kalbine gidiyor
Ölüyorsun gözlerimin önünde ve ben hiç bir şey yapamıyorum
Donuyorum yerimde, elimdeki şemsiye yere düşüyor
İstediğim bu değil miydi?
Jisungun dünyadaki sınav adı altındaki işkencesinin bitmesi değil miydi?
Olmuştu işte
Changbin onun bedenini götürürken bakamamış yerdeki şemsiyemi almıştım
Başımı tekrar kaldırdığımda geriye bizden kalan şemsiyenin önünde Jisungun ruhunu gördüm
Kalbim durmuştu sanki
Şemsiyenin altına yerleşen kedinin başını okşamış, "Yeni nöbetçi sensin demek" demişti gülerek
Sonra başını çevirdi, beni gördü.
6 yıldır beklediği gün batımını burada görmeyi beklemiyordu belli ki
Bir anda koştu bana, boynuma atladı. Ağlıyordu, ölü kalbinin attığını ben duyuyordum sanki
Sarıldım ona, tüm sıcaklığını hissettim ruhumun en derin köşelerinde
Birbirimizi deli gibi özleyen iki bedendik sadece. Öptüm dudaklarını, ilk defa hissettiğim bu başka duygu için ağladım ben de.
Dokundum yanaklarına, sanki tekrar ayrılacakmışız gibi hafızama kazıdım güzelliğini.
Sağlıklı güzelliğini.
O 22 ve ben 18 yaşındaydım bu diyarda
Onun için 24 yaşımda oldum istemedi
Beraber 18 ve 16 yaşındaki MinSung olduk, kaybettiğimiz 6 yılı yaşamak istedik
Dokundum tenine, parmaklarımın ucundaki güzel tenine bir resim çiziyormuş gibi. İtiraz etmedi, kucağıma çıktı. Yüzünün her tarafına masum öpücüklerimi bıraktım o parkın bandında. İnce beline parmaklarımla çizdiğim resme devam ettim.
Kokusunu içime çektim.
Bana çok güzel koktuğumu söyledi, sonra masumca benim kokum nasıl diye sordu.
Zambak kadar güzel kokuyorsun sevgilim
6 yılın ayrılığı ve bedenlerimizin birbirini özlemesinden dolayı o gece Jisungu asla indirmedim kucağımdan, sarıldım devamlı bıkmadan. Ev gibi hissettiriyorsun, diyip başını koydu göğsüme, uyuttum bebek gibi onu.
Sırtı üşümesin diye kazağımın kollarını çekiştirip sırtını okşadım, bir sürü öpücük hediye ettim kahverengi saçlarına.
O gece evime götürdüm Jisungu, odama girip kapıyı kilitledim. Jisungu yatağa bırakmadan yatağın üstündeki yanık fotoğrafları yere silkeledim.
Onunla beraber yatağa girdiğimde bedenlerimiz kısa bir süreliğine ayrılmış, Meleğim kaşlarını çatmıştı. Bu sefer ben koydum başımı onun göğsüne, sanki hiç gerçekleşmeyecekmiş gibi gelen hayalim gerçekleştiği için gözlerim doldu
O artık yanımda.
Jisungum yanımda
Meleğim yanımda.
Yıldızım yanımda
Seni seviyorum Han jisung.
Dediğin gibi o gün geldi, arafta buluştuk sevgilim:)
~E
Son
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Umbrella |minsung
FanfictionBir Japon efsanesine göre; Eğer birisi yağmurlu bir günde size şemsiye verirse kader ipleriniz sonsuza kadar bağlanır Jisung 6 yıl boyunca her yağmurlu gecede kendisine şemsiye veren Minhoyu bekler... Mini fic~ (Bölümler 100-300 kelime arasında)