Yağmur yağıyor...
İyice ıslanan üstüne aldırmadan dizlerime uzandın tekrar. Hasta olacaksın diye endişeleniyorum jisungum yapma böyle.
Nedenini bilmiyorum ama her gece senin yanında buluyorum kendimi.
Ruhum dünyaya sıkıştı, ve senin yanında olmazsam nefes bile alamıyorum..
Senin bana aşık olduğunu öğrendiğimde tepki verememiş,
Seni bırakıp gitmiştim....."Eğer ben bir gün gidersem Saçlarını lacivert yapsana jisungie~"
Senin bana aşık olduğunu biliyordum...Ve bunu bana açıklandığında seni bırakıp gideceğimi de..
"Niye öyle dedin ki şimdi? Nereye gidiyorsun?"
"İçimden geldi boşver hem neyse bu dediğimi unut sen"
"Nereye gidiyorsun dedim!"
"Kızma ya sadece sonsuza kadar arkadaş olmazsak küsersek diye dedim saçlarını laciverte boyatır mısın?""Neden lacivert? Niye başka bir renk değil?"
Çok meraklı ve sevimliyidin hihihi
"Biz bu sokakta yağmurlu bir gece de tanıştık ya...o gece üstümüzde bir sürü yıldız vardı. Senin gözlerin parlıyordu. Saçların gece, gözlerin birer yıldız gibi olsa fena mı olur? Hem sana baktıkça o küçüklük hallerimizi, devamlı hüzünlü bakan gözlerinden yağmurlu geceyi hatırlarım...."
"Biz asla ayrılmayacağız minho. Bir daha sakın böyle konuşma."Ve ben bunu dediğimde gözlerin çok güzel parlamıştı gecem..
Ayrıldık..
Ve sen saçını laciverte boyadın gecem...
Gözlerinde eskiden bana bakarken ki ışık yok..
Özür dilerim..
Bakışlarını arkadaşça görmek zorundaydım...
Bakışlarını arkadaşça gördüm evet...ama mecburdum.
Ben kör taklidi yapmaya mecburdum..Bir gün burada dizlerine yatmıştım. Şimdiki gibi..
O gün uyuyor taklidi yapmıştım ne yapacağına bakmak için. Sen ise bıkmadan devamlı saçlarımı okşamıştın.
Şimdi yatsam jisungum, tekrar o zarif parmaklarını saçlarımda hissedebilir miyim?
Anılarını çaldığım için üzgünüm..
Evime gelip fotoğraf makinemi aldın. İçinde sadece 2 fotoğraf vardı..
Diğer fotoğrafları yaktım evet.. çünkü...anlatamayacağım sebepler vardı jisung...
Fotoğrafı çantandan çıkarıp arkasındaki yazıyı okuduğunda gülümsemeden duramadım...
Ben senin gecensem, sen de benim gündüzüm olacaksın kızıl saçlı çocuk...
Sahi olabilir miydik?
Benim fotoğraf makinamdaki fotoğrafı çıkarınca yüzümü buruşturdum. O kadar ergenceydi ki..
Fotoğraf makinesindeki gizli olan 2. Fotoğrafı bulmamışsın sanırım..bulsaydın anında anlardın sana aşık olduğumu..
Fotoğraf titreyen ellerinden yere düştü, hıçkırıkların boğazıma doldu..
"U-uyumak istiyorum"
Uykusuzsun...
Gözlerinin altları mosmor..
Bende isterdim morlukların gözlerinde değil dudaklarında olmasını...
Uykularını çaldım değil mi?
Uykularının katili oldum..
Beni bekleme artık..
Uyu ay yüzlüm, uykusuz kalma:):
Ama seni tanıyorsam uykusuzluktan ölsen bile beni burada, şemsiyemi verdiğim yerde bekleyeceksin...
Seni seviyorum ay yüzlüm..
~E
Sen benim gökyüzünde sönmeyen tek yıldızımsın Han Jisung. Keşke sana duygularımı söyleyebilseydim.... Sahi dudaklarını öpebilecek, sana seni sevdiğimi söyleyecek kadar cesur olabilir miydim?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Umbrella |minsung
FanfictionBir Japon efsanesine göre; Eğer birisi yağmurlu bir günde size şemsiye verirse kader ipleriniz sonsuza kadar bağlanır Jisung 6 yıl boyunca her yağmurlu gecede kendisine şemsiye veren Minhoyu bekler... Mini fic~ (Bölümler 100-300 kelime arasında)