•8•

690 99 73
                                    

Merhaba

---
Hyunjin
---

Yataktan çıktığım sırada kendime gelmek için hemencecik gözlerimi ovuşturup banyoya girdim. Kaçıncı gündü bugün... ah iki ay oldu.
Woaw! İki aydır buradayım, aramız iyi. Ama bana aşık ol hadi! Çok uzadı bu mesele.

Kaçmayı hâlâ hiç denemedim.
Bence az kaldı.
Ama şöyle bir düşününce, gerçekten mavi gözlü olmama rağmen bana hiçbir şey yapmadı? Elini bile kaldırmadı. Aksine , saçlarımı okşadı ve bana hep iyi davrandı.

Sadece bu da değil, artık daha yakınız. Kaçmayacak olduğumu biliyor.
Ona bu güveni vermiş gibiydim.

Düşüncelerimde boğulurken duşumu almış, ardından çıkıp üzerime temiz birkaç kıyafet giyip saçlarımı üstünkörü kuruttuktan sonra odadan çıkıp aşağıya inmiştim. Ev sessizdi.

Mutfağa girdiğim sırada onu görmeyi bekliyordum ama yoktu, oradan çıkıp salona girdim..orada da yoktu.

Büyük ihtimalle evde değildi.
Bu yüzden bunu fırsat bilmiş gibi aşağıya inmek istedim. Ah Hyunjin ah..iki saniye uslu dursan ne güzel olur.

Umursamadan aşağıya inince derin bir nefes alıp etrafıma baktım,
Kapı aralıktı? Unuttuğunu düşünüp içeri girince ortam gerçekten tüyler ürperten cinstendi. Düşüp bayılacağım sanki!

Kendime hakim olup etrafıma baktığım sırada biraz ilerledim.
Sakin ol Hyunjin.
Onlar cansız, sana hiçbir halt yapamazlar. Da acaba neden öldürdüğü insanların bedenini evinde saklıyor? Ama olsun, yine de onlar ölü ve bana hiçbir şey yapamazlar.

Kendimi avuta avuta ilerlerken önlerinde durup hepsine tek tek baktım.
Kimi bir anne, bir baba, bir abi, ya da birinin aşığı...ama hepsinin sonu bu katilin elinden oluyordu işte. Bu insanların hangi ırk hangi aileden olduğunun bir önemi yoktu işte, sadece ortak yönleri insan olul mavi göze sahip olmalarıydı. Ve şuan aynı yerde bulunmaları.. ortak bir son.

Çok kötü.
Yürümeye devam ederken sayamadığım kadar insan görünce bir yerden sonra midem gerçekten bulandı. Alışıyorum ama neyse.
Yürürken birdenbire ışıkların kapanması işte şimdi öldün diye bağırıyordu ama korkuyla yerime çivilenmiş gibi hissettim.

Elektrikler gitmiş olabilir miydi? Sabah sabah başka ışık da girmiyordu ki buraya...
Ama jeneratör vardı?
Yani ışıklar..
Hayır.

Düşüncelerimden sıyrılıp kıpırdamak için kendimi zorlarken boğazımda hissettiğim soğuk metal durmamı söyledi. Hayır bu sefer gerçekten bittim. Gerçekten. Sonuna yaklaştığımı hissediyorum.

Elim yavaşça kalkıp bıçağın sahibinin bileğine dolandığı sırada tanıdık oluşu zaten kokudan anlaşılan bu bedenden sonunda bir ses geldi.

"Günaydın."

Tamam, iki ay çoktu bile. Fazla umutlandım ben.

Kulağıma fısıldadığı tek kelime bile bayılacak gibi olmama sebep olmuştu sanki. Korkudan ölecektim bu sefer. Çünkü kesin işim bitti. Evet arkadaşlar, bana ayrılan sürenin sonuna geldik.

" Minho.."

" Burada ne işin var ufaklık?"

" Ben...seni arıyordum."

" Hmm.."

Derinlerden çıkan o  otoriter ses başımın dönmesine sebep olurken dizlerim artık beni taşıyamayacağı gibi bir de korkudan resmen titreyecek konuma gelmişti. Hayır, korkunun ecele hiçbir sikim faydası yok.

Butterfly_HyunHo Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin