Neden bolum attigimi sormayin, cunku bende bilmiyorum.
Saka saka okuyun diye?- Hyunjin -
O gün dediği şey hâlâ aklımda. Biraz kötü hissetmiş olabilirim. Ama ondan nefret ediyorum ne yapayım...
Bunun üzerine beni bir saatlik dışarıya çıkarmış, gizli saklı da olsa insan içine karışmama izin vermişti. Yanımdaydı, tanınmıyorduk, birbirimizi bilen sadece ikimizdik, garip bir geceydi. Benimle öyle çok konuşmamış olsa da yanımda durmuştu. Dediklerim biraz ağırdı sanki... Gerçi bir katile ne kadar ağır gelmiş olabilir?
Bugün kaçıncı güne girdiğimize bakmak için elime aldığım takvimin bir sayfasını daha koparıp katlamış, minik kutuya bırakmıştım.
2 ay 11 gün.. tamam hâlâ aşık olmadı mı bana bu?
Kendimi odanın dışına atmadan önce aynanın karşısına geçip halime bakmış, küfürler etmeyi ihmal etmemiştim. Saçma sapan görünüyorum bu ne?
Üzerimde yine ona ait olan bir tişört, altımda şort vardı ve saçlarım dağılmış... şaka gibisin Hwang Hyunjin. Bu halinle sana kim neden aşık olsun ki!Ani bir kararla önce duşa girip bir güzel yıkanmış, ardından çıktığım gibi saçlarımı kurutup üzerime temiz birkaç kıyafet giyip saçlarımı bu sefer özenle taradıktan sonra uzamış olmalarına rağmen açık bırakmıştım. Yüzüm gözüme gerçekten berbat gelirken derin bir iç çekip aklıma gelen şey ile hızlıca dolabını açıp geldiğim gün yanımda olan lip balmımı üst raftan almıştım.
Anında gözüme çarpan minik parfüm şişesini de kaptığım gibi tekrar aynanın önüne geçtim. Parfümü çok abartmadan on onbeş kere olacak şekilde sıkmış, ardından kapatıp yanıma bırakmıştım. Abartı sevmem.
Sevinç içerisinde unutmuş olduğum ve nasıl unuttuğuma asla anlam veremediğim böğürtlenli balmım ile bakışırken bunun ruhuma çok iyi geleceğini düşünüp açtığım gibi dudaklarıma sürmüştüm.
İşte şimdi Hwang Hyunjin'sin dostum!
Güzelliğim gözlerimi kamaştırıyor... kendimi övmeyi bırakıp eşyaları tekrar aynı yerine koyup dolabı kapatmış, sonrasında son kez aynaya bakıp odadan çıkmıştım. HADİ BE OĞLUM BİTİR ŞU İŞİ!
Hızlı hızlı katlar arasında dolanırken onu sonunda odasında bulmayı umarken kapıyı çalmıştım.
" Gel ufaklık."
Kapıyı açıp girmemin üzerine, üzerini örttüğü heykelinin yanından ayrılmış, ellerini yıkarken bana bakmıştı.
Hayır...baka kalmıştı. Gerçekten öyle kaldı. Tamam Minho kendine gel .
" Ne oldu?"
" Asıl sana ne oldu? "
Yanına ulaştığım sırada o ellerini kuruturken " Hiçbir şey.. her zamanki halim." Diye söylenmiştim. Tabii canım, asla iki aydır depresyon modunda değilsin sen.
Bakışları beni kısaca süzerken son olarak dudaklarımda durmuştu. Bence bu sefer harbi aşık oldu ya.
Ben içimden bunları düşünürken bana doğru eğilip boynuma yaklaşmış, kokladığı sırada gülerek geri çekilmişti." Ne o neye gülüyorsun!?"
" İlk günkü koku bu.."
"Oha sen onu hatırlıyor musun?"
" Güzeldi.. aklımda kalmış."
Bak ben diyorum bana aşık oldun işte!
Düşüncelerimden sıyrılıp normal bir şeylerden gideceğim sırada" Sen ne yapıyorsun..?" diye sormuştum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Butterfly_HyunHo
FanfictionPsikolojisi tamamen bozuk bir katil tarafından kaçırılan güzeller güzeli Hwang Hyunjin, bu lanetli adamın ellerinden kurtulmanın tek yolunun aşk olduğuna karar vermişti.