•9•

686 95 129
                                    

Simdi neden ben ikinci kez bolum attim yani NEDEN YANİ

bir an once final versin diye neden olacak.
- Hyunjin -

Bakışlarım camın ardında kalan gökyüzünü delip geçerken kendi kendime sıkılmaya devam ettim. Yaklaşık iki saat önce onu öpen ben şuan neden odada yalnız oturmak zorundayım ki?

Onu öpmem çok garip gelmişti tabii ki. Hemencecik durumu toparlamak adına hiçbir şey demeden ayaklanıp evden çıkması dışında hiçbir sorun yoktu oysa ki.

Neyse Hyunjin, bardağın dolu tarafını da düşün. Öpüştük!
Bunları düşünürken önümdeki kağıda birkaç bir şey daha karalayıp bakışlarımı tekrar gökyüzüne diktim. Gerçekten nefes almaya ihtiyaç duyuyorum.

Bütün karamsarlık birden bedenime hücum etmiş gibi kalktım ayağa. Göz yaşlarım kendini birer birer bırakınca artık dayanamayacak olduğumu çok iyi biliyordum. Kkami...ailem... dostlarım...okulum. Özleyecek olduğumu bile bile burada kalmak zorunda oluşumu kabullendiğim şeyler listesi gün geçtikçe kabarıyordu.

Her şeyi çok özledim.
İnsan olmayı çok özledim.

Kendimi odadan dışarı attığım sırada belki kaçıp gidebilirdim. Ama o an bunu düşünmem çok saçmaydı ki ben gidersem beni illa ki bulacaktı. Hayır Hyunjin, kaçıp gidersin ve işin içine polisler girer. Tabii canım! Her şey o kadar kolay olsaydı on saniye durur muydum ben burada?

Siz seri katilleri aptal falan mı zannediyorsunuz?

Ama olmazdı. Ben daha fazla burada kalamazdım. İki aydır yaşadığım esir hayatı benden çok şey aldı, eziyet edilmedi ama esaretin bedeli beni buraya sürüklüyordu.

Ne yapmam gerektiğine karar verdiğim zaman kendimi tekrar odaya atıp dolabın önüne geçtim. Hızlıca üzerime rastgele bir şeyler geçirip odadan çıkınca geride bırakacak olduğum hiçbir şeyin olmayışı beni rahatlatmıştı.

Hızlı adımlarla aşağı indiğimde etrafta kimsecikler tabii ki de yoktu. Minho gideli iki saat oluyordu, şimdiye çoktan dönmüş olurdu oysa ki. Ama bu akşam bana inat geç gelecek gibiydi. Kendimi evin dışına attığım sırada insan gibi hissettim.

Bir yanım o hapishanede kalırken bunu umursamamam gerektiğini düşünüp ayaklarımın beni götürdüğü yere koşmaya başladım. Bunu bir aydan fazla bir süre önce de söylemiştim fakat bu sefer...aptal değilim.

Koşmaktan nefes alamayacak bir hâle geldiğim sırada duvarın kenarına çöküp oturdum. Birkaç dakika kendime müsade ettiğim sırada önümden geçen araba beni yanımdaki büyük taşlar yüzünden fark edemeden uzaklaşınca ışıklardan bunun Minho'nun arabası olduğunu yeni yeni anladım.

Korku içerisinde hızlıca ayağa kalkmış, gözden kaybolduğu gibi koşmaya devam etmiştim. Ne yapıp edeceğim ama sen beni bulamayacaksın. Neden planımı birdenbire yerle bir ettim bilmiyorum ama...olmuyordu.

Koşa koşa nereye varacaktım bilmiyorum ama koşmayı bir saniye olsun bırakmadım ve gördüğüm ilk evin kapısını üst üste çaldım. Ormanın yakınlarında müstakil bir evdi bu. İçinde insan bulmak şuan tek umudum.

Hızlı hızlı nefes alıp verdiğim sırada korku beni ele geçirmiş bir şekilde başım döndü. Ardından kapı yavaşça açıldı.

" Hoş geldin."

Ne?

Başımı sesiyle yerden kaldırınca attığı kahkahasının ardından beni kolumdan tutup içeri çekmiş, kapıyı ardımdan kilitleyip beni yaslamıştı.
Dilim tutuldu resmen. Nereden çıktın sen? Neden her yerdesin? Nasıl bu kadar kolay buluyorsun beni?

Butterfly_HyunHo Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin