13

144 18 8
                                    

" Hissedilen herşeye cümle kurulamıyor"

" Baba neden?"

Demiş ve arkasından seslice yutkunmuştu. Müdür Seo jihyo ya anlamsız gözlerle bakmıştı.

"Neyi"

" Herşeyi neden anlatmadın?"

Müdür Seo hala anlatmamıştı. Jihyo babasının bu sessizliğine sinirleniyordu. Jihyo, müdür Seo nun üvey evlatıydı. Jihyo müdür Seo nun onu aldığında 12 yaşındaydı. Ve şuanda 27 yaşındaydı. İlk yıllar çok güzel geçmişti. Ancak lise yılları hiç iyi değildi. Müdür Seo su içmek için bardağı eline almıştı. 

" Beni neden evlatlık aldın ?"

Duyduğu ile elinde ki bardağı indirmişti . Jihyo ona bakarak gerçeği öğrenmek istedi.

" Nereden çıktı şimdi bu?"

" Sadece doğruyu söyle baba?"

Jihyo bayağı merak ediyordu. Ortalıkta hiç bir neden yokken birden onu evlatlık alması ve birden bire ondan soğuması zoruna gitmişti. Müdür Seo ne diyeceğini hiç bilmiyordu. Jihyo ya herşeyi anlatırsa kızının üzüleceğinden çok korkuyordu. Seokmin ile olan bağlantısından baya sarsılırdı.

" Evlenmek istemedim. Hepte bir kız çocuğum olsun istedim"

Jihyo bunların doğru olmadığını biliyordu. Babası yani Seo in guk bir şeyler saklıyordu. Bariz belliydi. Müdür Seo birşey belli ettirmemek için su içmeye devam etti.

" Lee Ha-eun peki o kim ?"

Bu sefer duyduğu ile elindeki bardak yere düşmüştü. Jihyo bu sefer anladı işte. Seokmin ile kavga ettikten sonra babasının peşinden gitmişti. Bu kadının ismini duyunca herşeyi içine atıp günlerce bunu düşünmüştü. Halini anlayanlara hep bir şey yok demişti.

"Sen?"

" Gidecek bir yerin yok Lee Ha-eun dedin baba"

Seo yutkunmakla yetindi. Jihyo devam etti.

" Seokminin annesi ile ne alakan var?"

"Jihyo kes sesini!"

Diye bağırmıştı. Jihyo irkilmişti. Ancak her zaman ki gibi susmayacaktı. Herşeyi öğrenmek istiyordu. Müdür Seo nun üvey babası olduğunu kimse bilmiyordu. Elini masaya vurarak ayağa kalktı.

" Bu sefer susmayacağım! Kim o seokminin annesi ile ne alakan var?!"

Demiş ve ona bakmıştı. Müdür Seo önünde ki masayı itip jihyo ya yaklaştı.

" Kes sesini ve unut onları"

Diyerek jihyo yu omzundan ittirmişti. Bu konuları ona anlatmak istemiyordu. Jihyo sinirle bağırmıştı.

" Herşeyi anlat diyorum herşeyi ne var ne yok herşeyi !"

" Ne dememi bekliyorsun !?"

" Sen !"

Müdür Seo dayanamamış ve bağırarak konuşmuştu.

" Annesi benim yüzümden öldü anladın mı!?"

" Ne?"

Jihyo düşen sesi ile kalmıştı. Anlıyordu müdür Seo nun sert kişiliği vardı ancak bu kadar da ileriye gideceğini bilmiyordu. Sinirlerine hakim olamadı. İlk başta gülüyordu. Daha sonra ise bu ağlamaklı bir ifade ile sinir krizine dönmüştü. Müdür Seo ağzının içinden sadece "jihyo ben " diyebildi. Çünkü ilk kez jihyo yu böyle görüyordu. Sinirle bağırmıştı. Sonra ne yaptığını anlayınca susmuştu. Ancak susması birşey değiştirmeyecekti. Jihyo çoktan ağlayarak sandalyeleri ittirmeye başlamıştı. Kapıdan bakan diğer öğretmenlere baktı. Sonra ise onları yararak öne çıkan birkaç bedene baktı. Onlar ise bir ona birde yerde ağlayarak oturan jihyoya bakmışlardı. Sonra ise onun yanına gelmişlerdi. Diğeri onun üzerine koşarken birisi tutmuştu.

War With Zombies High SchoolHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin