Aradan aylar yıllar geçmişti. Koskoca 5 yılın ardından felaketten eser kalmamıştı. O felakette ölen askerler ve kişiler için her yıl anma törenleri ve ziyaretler yapılıyordu. Yine onlardan biriydi. Asker üniformalı yüzlerce kişi mezarlığa ellerinde çiçeklerle giriş yapmıştı...
Aynı anda asker selamı ile selam veren askerler tek tek kendi isimlerini okumaya başlamıştı.
" Üsteğmen Kwon Soonyoung"
" Üsteğmen Wen Junhui"
" Üsteğmen Lee Ji-hoon"
" Subay Xu Minghao"
" Subay Chwe Vernon"
" Subay Boo Seungkwan"
8 tane mezar taşına bakarak konuşmuşlardı. Hepsinin gözü dolmuştu. Onları uzaktan gururla izleyen 8 kişi vardı. Ellerinde ki çiçekleri tek tek mezar taşlarının önlerine bıraktılar. Seungkwan olduğu yere oturup mezar taşlarına bakarak oturdu. Aklına anıları gelmişti. Bu taşlar da yazan isimler canlarını yakıyordu.
" Er Hwang Yeji, Er Shin Ryujin, Er Yoo Ji-min, Er Kim Min-jeong , Üsteğmen Moon sang-min, Albay Yu Jung Sang Üsteğmen Choi yoon young Doktor kim eunha "
Hepsi ağlamaya başlamıştı. Yanyana zombilerden kaçarken onları tek tek kaybetmek geride kalan kişileri çok yıpratmıştı. Son kez o mezar taşları ile vedalaşmaya çalıştılar. Her geldiklerinde böyle oluyordu. Min-jeong ve Ji-min için herkes minnettardı. Sırf tedavi için kendi vücutlarını feda etmişlerdi. Albay ve üsteğmenden kimse bahsedemiyordu bile. Sırf insanlık için kendini feda ederek bombayı kendi üstünde patlatmıştı. Sang-min, seokmin ve askerleri kurtulsun diye kendini feda etmişti. İşte hepsinde yara bırakan o ikili ryujin ve Yeji. Ryujin sırf Yeji yı kurtarmak için çıkan canavarın önüne kendini atmıştı. Yeji ise verdikleri söz yüzünden kendini öldürmüştü. Bayan Kim ise aşı yaparken onu ısıran yaratıktan sonra kendi canına kıymıştı. Uzaktan gelen 8 kişi ile ellerinde tuttukları askeri şapkalarını kafalarına takıp tekrar gelenlere ve mezar taşlarına selam verdiler. Gelenlerde onlara selam verdikten sonra askerler sıra ile oradan uzaklaştılar. Ellerinde çiçekleri bırakan askerler sırasıyla selam vermeye başladılar.
" Yargıç Song Hyera"
" Yüzbaşı Lee Chan"
" Binbaşı Jeon Wonwoo"
" Yarbay Choi Seungcheol"
" Albay Lee Seokmin"
Bu felaketin üstüne hepsinin rütbeleri yükselmişti. Arkada kalanlar ise öne gelip durdular. Ağlayarak oturan bedene baktılar. Hepsinin gözleri dolu akıllarında o geçirdikleri felakette ki anıları vardı.
" Joshua"
Diyerek seokmin yanına oturdu. Sonra ise onun omzuna dokunan kişi ile seokmin arkasına baktı.
" Seokmin bırak "
Aynı zamanda oturan kişiler ile hepsinin gözü dolmuştu.
" Jeonghan sen yapma bari"
" Seungcheol-aaa bırak"
Demişti kalın sesli ve onlardan kısa olan biri. Hepsi o taşlar ile yüzleşirken yavaş adımlar ile elinde küçük küçük çiçek buketleri taşıyan iki kişi yaklaştı. Jeonghan ve joshua taşlara bakarak ağlarken en uzunları küçük bedeni kucağına alıp konuştu.
" Dayıcım ne işin var burada"
" Annemle geldim dayı"
Sonra ise arkasından gelen gözü yaşlı olan kadın ile hepsi anlamıştı. Hyera jihyonun yanına geçip
ŞİMDİ OKUDUĞUN
War With Zombies High School
FanfictionÖğrencilere ne olacak? Hong Jisoo Hükümetin ve bizim görevimiz onları korumak Lee Seokmin