War With Zombies High School

22

Seokmin hızla içeriye doğru yürümüştü. Dışarıya çıkan  arkasında bir sürü doktor olan doktor Min ile karşı karşıya yürüyorlardı. Binbaşı arkadan seokminin ne yapacağını bilmeden onu takip ediyordu. Seokmin hiç düşünmeden hızla doktor Min'e yumruk atmıştı. Yumruğun etkisi ile düşen doktor ne olduğunu anlamaya çalışırken binbaşı ve üsteğmen seokmini tutmaya çalışıyordu. Seokmin onlardan kurtulup doktoru Min'i dövmek için harekete geçiyordu.

" Hangi hakla benim öğrencilerimi öyle bir işe alırsın!!"

Doktor Min olduğu yerden kalkmış ve kanayan dudağına rağmen gülerek cevap vermişti.

" Kendini feda etseydin? Onu yapabilecek bir tarafların var mı hepiniz korkaksınız!"

Binbaşı seokmini tutarken dişlerini sıkarak konuştu.

" Kelimelerine dikkat etsen iyi olur!"

" Yalan mı öğrencileri öne sürmekten başka birşey yapmıyorsunuz onların arkasına geçiyorsunuz! Özellikle sen seokmin sen korkağın tekisin!"

Bu sefer binbaşı seokmini bırakmış ve o da onu dövmek için yeltenmişti. Seokmin hatırladıkları ile durmuştu. Karşıdan gelen joshua ne olduğunu anlamaz gözlerle onlara bakarken seokmin binbaşını tutmuştu. Chan ise ne yapacağını şaşırmıştı. Kendiside sinirliydi eğer oda dışarıya vurursa kim onları tutup sakinleştirecekti. Seokmin titremeye başlamıştı. Binbaşı doktorlar sayesinde ayrılmışlardı. Binbaşı doktorun arkasından bakıyordu. Joshua onlara yaklaşırken seokmini anlamaya çalışıyordu. Seokmin joshuaya odaklanmıştı. Yutkunmuştu. Joshua korkarak onun yanına vardığında elini Seokminin koluna koymuş ve

" Seokmin"

Dediğinde ses yoktu. Binbaşı hızla Seokmine dönmüştü. Seokmin sadece yere bakıyordu. Joshua Seokminin kolunu salladığında tepki yoktu. Chan yutkunarak konuştu

" Komutanım"

" Yarbay Lee"

Binbaşı da yavaşça seslendiğinde joshua onlara dönmüştü. Joshua karşısında ki bedenin nefes almadığını hissetmişti. Nutku tutulmuş gibi nefesi kesildi. Binbaşı fark ettiği zaman konuştu.

" İlaçlarını"

Chan hızla koşmaya başladı. Önüne çıkan herkese çarparak koşuyordu. Dakikalarla yarışması başlamıştı. Eğer seokmin tekrar kriz geçirirse ne olacağını kimse tahmin bile edemezdi. Binbaşı Seokminin belinde ki silaha baktı sonra ise ellerine yavaş yavaş yaklaşıp konuştu

" İlaçlarını içmedin değil mi?"

Joshuanın gözleri dolmuştu. Ağzını aralayıp çenesini sağa sola oynatıp konuşmaya çalıştı.

" Ne ilacı?"

Binbaşı bir hamlede Seokminin belindeki silahı almıştı. Joshua o ani hareketle korkarak geri savrulmuştu. Joshua artık korkmaya başlamıştı.

" Seokmin"

" Yarbay Lee"

Joshua seokmini sarsarak konuşmaya başladı.

" Seokmin ne oldu sorun ne!?"

Seokmin onu ittiğinde binbaşı joshua yı tutmuştu. Seokmin derin nefesler alarak konuşmaya başladı.

" Benim yüzümden benim korkaklık etmem yüzünden"

Ne olduğunu çözmeye çalışırken koridorun diğer ucunda albay Yu belirmişti. Binbaşı joshua yı arkasına alarak konuştu

" Senin suçun değil"

Joshua öne geçmek istese de binbaşı izin vermedi. Seokmin olduğu yerde önüne arkasına dönmeye başlamıştı. Ellerini durmadan hareket ettiriyordu. Titreyen elleri metrelerce öteden belli oluyordu. Albay olayı anlayıp çok yavaş adımlarla ona doğru ilerledi.