"İntikam yolculuğuna çıkacaksan kendin için de bir mezar kaz."
Parti ışıklarının sönmediği, topuk seslerinin eksik olmadığı ve kahkahaların hiç dinmediği bir cennetti Beyaz Konaklar. Adını sitenin zirvesine yapılmış, bembeyaz, görkemli konaktan alıy...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
🎶 Cem Adrian - Kül 🥀
-SON 3-
"Herkesin içinde iki kurt vardır. İkisi de açtır. kurtlardan biri öfke, kıskançlık ve gururdur; diğeri ise doğruluk ve iyiliktir. Her gün birbirlerini parçalarlar ama kazanan iyi olan değildir. Senin beslediğindir." – 12 Monkeys
•••
-1 Aralık-
Üzerine giydiği siyah kalem elbisesinin kalın askılarını düzelttikten sonra ağır adımlarla makyaj masasına doğru yöneldi. Elbisesinin duruşunu bozmadan dikkatlice oturduktan sonra makyaj malzemelerini masanın üzerine boşalttı.
Günlük makyajında kullandığı üç dört tane parçayı elinin kenarı ile yana doğru itti.
Bir fondöten, bir eyeliner ve bir kırmızı ruju önüne doğru çekti.
Makyajını da aynı sakinlikte ve yavaşlıkta tamamladı. Bugün her şeyi fazlasıyla ağır hareketlerle yapıyordu zaten. Bir yandan da annesinin ona küçükken sürekli söylediği ve beraber dinledikleri bir şarkının melodisini mırıldanıyordu. Nilüfer - E bebeğim..
Dudağına sürdüğü rujun kenarlarını parmağıyla düzelttikten sonra ayaklandı. Giyinme odasına doğru ilerleyip ayakkabı dolabını açtı. Bir süre göz gezdirdikten sonra gözüne uzun zamandır giymediği Dior marka stilettoları çarptı.
Yüzüne küçük bir gülümseme yayıldıktan sonra ayakkabıları eline alıp, giydi. Ardından giyinme odasının boy aynasının önünde saçlarını hızlıca fazla özenli durmayan bir topuz yaptı.
Aralık ayına gelmişlerdi ve hava fazlasıyla soğuktu. Üzerine kalın bir şeyler giymezse üşürdü.
Montların ve kabanların olduğu dolaptan tüylü, siyah bir palto çıkardı ve üzerine geçirdi. Aynada son bir kez kendine bakıp gülümsedi.
Hazırdı.. ve çok güzel olmuştu.
Eline de klasik bir çanta aldıktan sonra giyinme odasından çıktı ve tam bu sırada odanın da kapısı açıldı.
Karşısındaki adam kendisini görür görmez büyük bir şaşkınlığa bürünmüştü. Baştan ayağa süzüldüğünü hissederken kadın sanki ne var der gibi adama gülümsemişti.
"Aden..." dedi adam tedirgin bir tonla, kadına doğru adımlarken. "Hazırsın anladığım kadarıyla?"
Aden, ellerini iki yana açarak daha da gülümsedi. "Öyle gözüküyorum sanırım."
Adam boğazını temizlerken kelimelerini doğru seçmeye çalışıyor gibiydi.
"Zümrüt ve Baykal'a gidiyoruz.. Sence de bu hazırlık.. biraz fazla değil mi?"
